Gazeteci перевод на испанский
2,673 параллельный перевод
Anne, gazeteci çocuk verandayı ıskalayınca beni arıyorsun.
Mamá, me llamas cuando el repartidor de periódicos no da en la puerta delantera.
Gazeteci mi?
¿ El periodista?
Evet gazeteci.
Sí, es periodista.
Yapma ama, satılmış gazeteci ölmüş demektir. Sen de iyi bilirsin Klaus.
Estaría acabado como periodista, tú deberías saberlo.
- Gazeteci olan sensin.
- ¿ Y tú eres periodista?
İsveçli bir gazeteci böyle demiş. İnternette bayağı tuttu.
Un periodista sueco lo usó, y queda bien en Internet.
Neden doktor, gazeteci ya da avukat değil?
¿ Por qué no doctor o periodista o abogada?
Gazeteci direk parayı takip etmemi söyledi, ben de öyle yaptım.
El periodista que me dijo que siguiera el dinero, directamente, es lo que me dijo, así que lo hice.
O gazeteci avucumun içinde.
Ese periodista come de la palma de mi mano.
Gazeteci Dorothy Dix şöyle yazmış :
La periodista Dorothy Dix escribió,
Gazeteci Bandell ile birlikte partiden çıkarken sizi görmüşler.
Alguien te vio dejar la fiesta con ese periodista Bandell.
Gazeteci çocuk.
El chico que te trae el periódico.
- Gazeteci çocuk.
- El chico del periódico.
Şu senin gazeteci çocuğun adı Derek.
El chico del periódico de tu área se llama Derek.
Psikopat gazeteci çocuk mu?
¿ El chico loco del periódico?
Ya öyle ya da kendine aynı anda birden fazla yerde olmayı çözmüş bir gazeteci çocuk buldun kendine.
Es eso o se trata de un chico que descubrió cómo estar en más de un lugar al mismo tiempo.
Şu cehennemden gelen gazeteci çocuk işte.
Tu chico del periódico del infierno.
Şeytanî gazeteci çocuk mu?
¿ Tu endemoniado chico del periódico?
Hele ki psikopat gazeteci çocuk dışarıda bir yerdeyken tamam mı?
No mientras el psicópata del periódico siga suelto.
Koku alamayan ve olayları çözmek için kulaklarını, gözlerini ve diğer duyularını kullanan bir araştırmacı gazeteci hakkında.
, sobre un reportero investigador, que no puede oler, y tiene que conseguir la historia usando sólo sus ojos, oídos y demás sentidos.
Her neyse, o artık bir gazeteci, ki bu ninem için daha iyi gibi.
Es un periodista ahora, sonará mejor para la abuela.
"Philedelphia Inquirer" da sarhoş olmayan bir gazeteci var mı?
¿ Hay algún reportero sobrio en el Inquisidor de Filadelfia?
Her yerde gazeteci var.
Hay reporteros en todas partes.
Sutton arkaplanda bu gazeteci çocuğu araştırdı, Keith Grant - - Tamamen tertemiz.
Sutton ha terminado la verificación de antecedentes de los documentos del chaval, Keith Grant... está absolutamente limpio.
Çağrıma cevap verecek ilk gazeteci ile konuşurum.
O hablo con el primer reportero que conteste a mi llamada.
Ama bir gazeteci olarak, zamanı geldiğinde kariyer patlaması yaşamak için, bu haberi sulandırmalıyım.
Pero como reportera, tengo que mantener jugosa esta noticia... y así cuando tenga la exclusiva, será un gran avance en mi carrera.
Gazeteci imzasına ihtiyacım yok.
No necesito esa mención.
Sen artık gazeteci değilsin, o hayatın içine ettin.
Ya no eres periodista, arruinaste esa vida.
Wendy senin büyük bir gazeteci olduğunu düşünüyor.
Wendy dice que eres un gran periodista.
Klasik... mükemmel gazeteci kılıfı.
Clásico.
Bir gazeteci olarak intihar ile tekrar tekrar karşılaştım, ki bu kesinlikle kimseye önerebileceğim bir şey değildir, özellikle sonrasında yaşananları göz önüne getirdiğim zaman.
Cuando era periodista, me encontré el suicido una y otra vez. No se lo puedo recomendar a nadie, después de ver el resultado de bastantes suicidios.
Korkak editör, alkolik gazeteci.
Editores panzones y gallinas... Periodistas borrachos...
Ciddi bir gazeteci olduğu söylenebilir.
Que él es un periodista serio.
Hayır efendim, aslında o gazeteci.
No, señor, en realidad, él es... - Periodista.
Gazeteci.
Una periodista.
Şu lanet gazeteci kız ile birlikte Kartum'a geri getirmek zorunda kaldım.
He tenido que traerlo de vuelta a Jartún junto con esa maldita periodista.
Bir çift gazeteci, masum bir vatandaşa tacizi haber yapmak için yola çıktı.
Un par de periodistas estarán allí pronto, para una historia de hostigamiento a un inocente civil.
Yarın gazeteci, kablocu, elektrikçi gelecek, sankın unutma.
Y mañana, el periodista, el de los cables, el electricista.. .. todos vendrán.
Gazeteci.
¿ Periodista?
O bir gazeteci.
es periodista.
Gazeteci O'hare ile ilgileniyor.
- Un periodista husmeando en O'Hare. - ¿ Es un problema?
Nayla madam en iyi gazeteci ödülünü aldı, kutlama partisi.
La fiesta es para celebrar el premio como mejor periodista a la señora Nayla.
Daha doğrusu ikisini de sevdiğim için. Ama gazeteci olmak Faturaları ödememi sağlıyor.
Bueno, en realidad ambos son por amor, pero el periodismo paga las cuentas.
- Burda bir takım gazeteci var! - Gazeteci mi?
- Los medios de comunicación han entrado - ¿ Es de los medios de prensa?
- Gazeteci diye düşünüyorum!
- Creo que son gente de la prensa
Olay yerindeki gazeteci.
El reportero de la escena del crimen.
Ben gazeteci değilim.
No soy periodista.
Zaten gazeteci olmanı da beklemiyordum.
No espero que lo seas.
Evet, ben gazeteci sen konu olduğun için.
Sí, porque yo soy la periodista y tú el tema en cuestión.
Şuna bak, senin gazeteci çocuk geldi.
Parece que tu repartidor de periodicos está aquí.
- Gazeteci mi?
- ¿ El periodista?
gazeteciler 23
gazeteciyim 26
gazete 194
gazeteler 66
gazetede 18
gazetede okudum 30
gazeteyi gördün mü 21
gazeteciyim 26
gazete 194
gazeteler 66
gazetede 18
gazetede okudum 30
gazeteyi gördün mü 21