Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ G ] / Georg

Georg перевод на испанский

247 параллельный перевод
"Aferin, Georg!"
- ¡ Bravo. Georg!
" Georg işi halleder... ikiniz de ona yardım edersiniz.
- Lo hará Georg.. y vosotros dos le ayudaréis...
Dr. Georg Manfeldt bir Astronomi Profesörüdür.
Profesor de Astronomía, miembro de honor de la Sociedad para la Investigación Espacial, de la Sociedad para la Investigación Astrofísica de la Societé de France y del British Astronomical, Londres ; colabora en los Anuarios astronómicos, en Memories of the Royal Astronomical Society y en Nordisk Astronomik Tidskrift P.P.
Prof. Mandfeldt'in Dünya Astronomi Kongresi'nde yer alan... aydaki altın bolluğu hakkındaki konferansı... hayali yaklaşımıyla protestolara neden oldu. 17 Ağustos 1896, Perşembe...
El profesor Georg Manfeldt, que ayer, en el marco del Congreso Astronómico Internacional, dio una conferecncia sobre la legendaria riqueza aurífera de la Luna y que encontró el más absoluto rechazo con sus declaraciones fantásticas.
Ullstein Basımevi'nin Başkanı Yahudi Georg Bernhard.
El judío Georg Bernhard, jefe de la editorial Ullstein.
3 bin metre yüksekliğinde olsa da Georg her zaman zorluklarla "boy ölçüşmeyi" sever.
Aunque se trate de 3000 metros Georg siempre "se pone a la altura de la ocasión".
Bu benim için gerçekten heyecan verici, Georg.
Esto es tan emocionante, Georg.
Seni burada gördüğümde çok daha az gizemlisin, Georg.
Eres mucho menos enigmático cuando te veo aquí, Georg.
Burayı çok seviyorum, Georg.
Ah, de veras me gusta este lugar.
Ne dersin peki, Georg?
Pues, ¿ qué me llamarías Georg?
- Georg'un telefonundan tabii.
- Por el teléfono de Georg, claro.
Sen ve Georg aile gibisiniz.
Tú y Georg son como familia.
- Georg, o daha çocuk.
- Georg, sólo es un chico.
Asla tahmin edemezsin Georg.
Nunca adivinarás.
Ne zaman evet dersen Georg, yeni gösterimin parçası olabilirsin :
Cuando quieras, puedo incluirte en mi nuevo show :
Benim harika bir fikrim var, Georg.
Tengo una idea magnífica, Georg.
Gereksiz yere endişelenmişsin, Georg.
Te preocupaste en vano, Georg.
Georg, bu kızın kaçmasına izin verme. Mutlaka partiye katılmalı.
Georg, debes invitar a esta joven a unirse a la fiesta.
- Georg, lütfen.
- Georg, por favor.
O kadar akıllıysan, fräulein'ın Georg'u etkilemesini nasıl sağlayacağımı söyle.
Si eres tan lista, dime cómo hacer que Maria convenza a Georg.
- Uzun ve serin bir şey, Georg?
- ¿ Quieres tomar algo, Georg?
Harika değil mi, Georg?
¿ No es maravilloso, Georg?
Georg, yatlar hakkında ne düşünüyorsun?
Oye, Georg, ¿ te gustan los yates?
Evet, Georg.
Sí, Georg.
- Georg, bu Avusturya için.
- Georg, esto es para Austria.
Jaeger'ın grubu Kristiania burjuvaları tarafından Derbederler diye ve Georg Brandes tarafından Vahşi Çingene Çetesi olarak adlandırıldı.
El grupo de Jæger, se refiere a la clase media de Cristanía como "La Bohemia" y a Georg Brandes como "ese hipócrita gitano desmadrado"
Georg Cantor adında bir adam. Aslında hiç niyeti olmamasına rağmen bir devrim başlatmıştı. Fakat neticede, matematik ve bilimi temelinden sarstığı endişesine sebep oldu.
Un hombre llamado Georg Cantor que empezó una revolución que nunca pretendió desencadenar, pero que al final amenazó con hacer temblar los cimientos de todas las matemáticas y ciencias.
Georg Cantor dünyanın en büyük matematikçilerinden birisidir.
Georg Cantor es uno de los más grandes matemáticos de la historia.
Bu Georg Cantor'a ait olan tek büst.
Éste es el único busto que existe de Georg Cantor.
Eğer Georg Cantor'u anlamak istiyorsanız, geleneksel anlamda olmasa da, onun dindar birisi olduğunu da bilmelisiniz.
Para entender a Georg Cantor hay que entender que era un hombre religioso. Aunque no de un modo convencional.
Ve aynen bu şekilde bıraktılar... Ta ki Cantor gelene dek.
Y ahí lo dejaron... hasta que llegó Georg Cantor.
Şimdi burada Georg Cantor'dan ayrılıyoruz, çünkü Cantor'un hikayesini izole edersek, bu onu engin tarih içinde, trajik fakat anlaşılmaz bir dipnot yapacaktır.
Aquí tenemos que dejar a Georg Cantor porque si tratamos la historia de Cantor de forma aislada, se convertiría en una trágica pero oscura nota a pie de página del más amplio libro de la historia.
- Biletleri almaya git, ve Georg'a güle güle de.
- Compra los pasajes y despídete.
Ve Franz, bu George.
Y Franz, éste es Georg.
Tabii, Georg'u getirdim.
- Claro que traje a George.
- Tabi ki, ismim Georg.
- Sí, me llamo Georges.
Sevgili anne ve baba, Bizi affedin, Georg ve ben ancak şimdi yazabiliyoruz. Annemin ölümünden beri, çok şeyler değişti.
Querido papá, querida mamá, disculpadnos, a Georg y a mí, por escribiros sólo ahora, pero después de la muerte de mamá, han pasado tantas cosas que verdaderamente no hemos encontrado tiempo para hacerlo antes.
Bu esnada Georg bana karşı hep iyiydi.
Durante todo este tiempo, Georg fue verdaderamente formidable.
Maalesef, emekliliğine birkaç yıl kalmış, beceriksiz bir patronu var. Patronu her şeyi bildiğini sanıyor ve Georg'un yerini alacağını sanıp korkuyor. Bu da işleri zorlaştırıyor.
Desgraciadamente tiene de hecho un nuevo jefe, un incapaz que no está a más de unos años de retirarse pero cree saberlo todo y por miedo a que Georg tomé su plaza no deja de ponerle piedras en el camino.
Georg size en içten dileklerini yolladı. Kendisi yazamadığı için bağışlamanızı rica ett.
Georg les envía sus pensamientos Y sus besos más afectuosos y les ruega que le disculpen por su falta de tiempo que le impide escribirles él mismo.
Ayın başında, dört gün önce Georg yeni bir işe başladı.
Desde principios del mes, Es decir hace cuatro días, Georg ocupa su nuevo puesto.
Diyebilirsiniz ki, Georg maçı kazandı.
Pero podemos decir que ha ganado la partida.
Patronu, inatçı ve ağır bir şekilde bağırsaklardan hasta olduğundan beri, ki izinli gün sayısı arttı, Georg'dan servisin başına geçmesini istediler.
Y así como su jefe sufre últimamente un problema intestinal aparentemente bastante tenaz y pasa más tiempo de baja que en la oficina, propusieron a Georg para llevar provisionalmente la dirección del departamento.
Ne olursa olsun, patronu emekliliğe çok yakın. Ve Geog'un bölüm başkanı olması sadece formalitelere kaldı.
Sea lo que sea, su jefe está en vísperas de la jubilación y la nominación definitiva de Georg al mando del departamento no es más que una formalidad.
Bu akşam, Bay Breitenfels, Georg'un yönetici müdürü, bize yemeğe gelecek.
Esta tarde, Don Breitenfels, el director general de Georg, viene a cenar a nuestra casa
İki hafta önce bize verdikleri yemeğe karşılık olacak. Georg'un işteki yeni görevi aşağı yukarı resmî olarak o gecede kutlandı.
En agradecimiento de la tarde en la cual nos invitó él hace 15 días y donde la nueva situacion de Georg en la empresa fue oficializada por así decirlo.
Oğlunuz Georg.
Vuestro hijo Georg.
- Yoksa televizyonu kaldırırım. - Kanalı değiştir! - Bırak, Georg!
Podemos volver a poner la tele en el salón. ¡ Cambia ya el canal!
Sensin korkak.
Para, Georg.
Georg neden kendinden 20 yaş küçük bir kızla evlendi,... bunu hiç anlayamayacağım.
Nunca entenderé porqué George ha tenido que casarse con una chica 20 años más joven que él.
Ben Georg.
Soy Georg.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]