Görürsün перевод на испанский
4,265 параллельный перевод
Görürsün sen...
¿ Qué pasa con mi cara?
Görürsün bak, ileride bugünkü kazayı hatırlayıp güleceğiz.
Te prometo, que dentro de un tiempo, nos reiremos todos de este incidente.
- Hep görürsün zaten.
Tú siempre los ves.
Umarım onu yine görürsün.
Bueno, espero que la vuelvas a ver.
Lisa eziğin tanımına bakarsan sözlükte Evan'ın fotoğrafını görürsün.
Lisa, si buscas "tocar fondo" en el diccionario, sale una foto de Evan con un sombrero de copa.
Görürsün.
- Ya verás.
Ama ben onlara hükmederken izleyebilirsin. Sonra kimin geleneklerinin öğrenmeye değeceğini görürsün.
Pero puedes mirar cómo les domino, y entonces verás qué costumbres merece la pena aprender.
İşe yaradığında görürsün.
Pagarías todo lo que tienes para que se haga.
Rüyanda görürsün, dostum.
Sueña en grande, colega.
Görürsün şimdi sen.
Ahora te vas a enterar.
- Sorun değil. Sen de bizi görürsün...
Yo te ayudo hoy y tú...
Görürsün bak.
Ya lo verás.
Yüzde 100. Görürsün bak.
Al 100 por ciento, ya lo verás.
Her şeyi ikişer üçer görürsün.
- haciendo que veas doble y triple.
Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin?
"No mires la paja en el ojo ajeno si no miras la viga que tienes en el tuyo".
Bu masaya baktığını bir düşün, ne görürsün ki?
Imagina que echas un vistazo a esta mesa, ¿ qué ves?
Mesela arının polen topladığını görürsün, "Ne güzel, işini yapıyor." dersin.
De la misma forma que ves una abeja recolectando polen... hace un trabajillo.
Buharlı bir duşum var. Görürsün.
Tengo una ducha de vapor, ya la verás.
Nasıl bir canavarla karşı karşıya olduğumuzu görürsün diye düşündüm.
Así que pensé que si veías la clase de monstruo con la que estábamos enfrentándonos...
Bir gün eve gelirsin Jumble'ı yazdığın yerde, masada onları yaparken görürsün.
Y un día, los sorprendes haciéndolo en la mesa donde solías escribir las palabras revueltas.
Bu akşam sen de bizimle gelmelisin, sen de görürsün.
Deberías venir con nosotros esta noche, ya verás.
Yarın sözlendiğimizi ilan ederiz ve seni ne kadar mutlu edebileceğimi görürsün.
Anunciaremos mañana nuestro compromiso y verás qué feliz te puedo hacer.
Görürsün.
Ya lo verás.
Baban gelene kadar bekle, sonra görürsün gününü.
Espera a que papá llegue y vas a ver.
Biraz daha Ren eğitimi yaparsan görürsün.
Lo harás una vez pases más tiempo entrenando Ren.
Rüyanda görürsün.
- Ni en sueños.
Kendini nasıl benden üstün görürsün?
¿ Qué eres que me puedes ver?
Dinle, Leo. Bir polisi öldürerek, NYPD ve FBI'dan epey öfke görürsün. Bunu yapmak istemezsin.
Escucha, Leo, no quieres hacer esto.
Tabi ki, her zamanki gibi bizimle takılmaya devam edersen bunun böyle olduğunu görürsün.
Claro que lo sabrías si estuvieras con nosotros como solías.
Eğer gitmezsen görürsün!
Solo intenta no asistir.
Nasıl yazıyorum, görürsün.
Mírame hacerlo.
Seçim kuruluna gönderilen asıl sonucu bir tek orada görürsün.
Y el que la gente no ve es el que recibiría la Junta Electoral.
Ama seçmenlerin hiç görmediği nihai çetele var ya... Seçim kuruluna gönderilen asıl sonucu bir tek orada görürsün.
El último recibo, el que la gente no ve es el que recibiría la Junta Electoral.
Paket içindekilerle seni kendine çeker... Sonra o harfleri görürsün ;
El regalo te provoca con su contenido, y ves esas letras...
Haberlerde görürsün. Çeviri :
Saldrá en las noticias.
Nasıl yazıyorum, görürsün.
Mira como lo hago.
En kötü kabusunu görürsün!
Verás tu peor pesadilla.
Kaval kemiğinin ölçüsüne çıkarabilirsen görürsün.
Mira si puedes medir la tibia.
Olaya yüzeyleme bakarsan sadece sorunları görürsün.
En la superficie, hay muchos obstáculos.
- Şahidin yok, yani gelecek sefere yaşlı hatununu mahkeme salonunda görürsün artık.
Oye, no tienes coartada, así que la próxima vez que veas a tu mujer, va a ser en un tribunal.
Çekicinin arabayı çizdiği yeri görürsün sen de.
Te enseñaré el rayón que le ha dejado la grúa a mi coche.
Bir kere geçersen özel muamele görürsün.
recibes un trato especial.
Sen iş görürsün.
Tú lo vas a hacer muy bien.
Al onu bir tarafa, işte o zaman kim olduğunu görürsün.
Quitate eso y verás lo que realmente eres
Uyandığında yüzümü görürsün.
Cuando despiertes, verás mi rostro.
İşe gittiğinde yüzümü görürsün.
Cuando vayas a trabajar, verás mi rostro.
Ve karım dediğin o 3 dolar değerindeki fahişeyi her öptüğünde sana gülen yüzümü görürsün.
Y cada vez que beses a esa prostituta de 3 dólares que llamas esposa verás mi rostro riéndose de ti.
Uzak sayılmaz. 800 metre Kuzeye doğru vadiyi takip edersen, patikayı görürsün.
- No está lejos de aquí. Al norte por el barranco a un km, verás la señal del camino.
- Görürsün.
- Ya verás.
- Görürsün.
Lo puedes ver.
Yapınca görürsün.
O qué.