Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ G ] / Gülüşmeler

Gülüşmeler перевод на испанский

136 параллельный перевод
Ağaçlıktaki korttan gelen gülüşmeler.
Las risas en las canchas detrás de los árboles.
Eve döndüğünüz o gece, kapının önünden geçerken duyduğunuz sesler ve gülüşmeler televizyondaki bir erkek ve kadının sesleri olabilir mi?
¿ No es posible que cuando llegó allí y pasó por la puerta lo que oyó haya sido la televisión con risas y voces de hombre y mujer?
Birlikte bir hayatımız yoktu. Ne sohbet, ne gülüşmeler, ne de...
No hacíamos vida juntos, no hablábamos, no nos reíamos, no...
Her yerde mutluluk, neşe sükunet, gülüşmeler ve anlayış vardır.
Por todas partes, hay felicidad, gozo... tranquilidad, risa e comprensión.
Lütfen bırak beni. [Gülüşmeler]
¡ Por favor, déjame ir!
- Ve hala anlayamıyorum. - ( gülüşmeler )
Todavía no me lo explico.
[gülüşmeler] tamam. şimdi... tersten sayıyoruz... bir yedi... görüyorum.
De acuerdo, ahora... Deshaciendo... Y veo...
Gülüşmeler ve sarılmalar.
Risas y abrazos...
Bay Cromwell, bana konuşma fırsatı vermenizi takdir ediyorum. ( gülüşmeler ) Birinin fantezilerini dinlemek için değil, politik ve ekonomik gerçeklik yüzünden buradayız.
Con el mercado libre, cuando nuestro país era la primera potencia industrial, las compañías eran responsables frente a los accionistas.
- ( gülüşmeler ) Bildiğim tek şey kağıt şirketimiz geçen yıl 110 milyon $ kaybetti.
Bueno, para mí o lo haces bien, o quedas eliminado.
[Gülüşmeler]
.
Ne tartışmalar, ne gülüşmeler kalmış, her şey gitmiş.
Acabaron las discusiones, las risas y todo lo demás.
- Küçük bir kuş... - [Gülüşmeler]
El pajarito viene...
benim çocuklarım biri ben gerek yok doğru sertifika almak. [Gülüşmeler]
Ningún hijo mío puede ser mejor alumno que lo que yo fui.
- Ben bahçe aletleri yürüyeceğiz. - [Gülüşmeler]
Me condujo directo hasta las herramientas de jardinería.
Anne, sessiz bir manastır? - [Gülüşmeler]
¿ Mamá en un convento silencioso?
- [Gülüşmeler] Seni çok özledim.
Te echo tanto de menos.
Susun! Gülüşmeler mi duyuyorum?
¡ Silencio!
Bu pisliği ve çöplüğü temizlemeliyiz Gülüşmeler ve eğlence yokolmalı
Hoy debemos hacer que corra la voz Pongamos final a todo este mal
nerede olur, yemek masasında gülüşmeler... Ailenin hanımları ve kızlarının sevgi göstererek, bizi nerede beslediği...
Donde hay risa en la mesa de la cena... donde las señoras y las muchachas de la familia nos alimenta cariñosamente...
Buradan gülüşmeler ve bazı ağzı bozuk sözler duydum da. Gelip bir araştırayım dedim.
- Escuché risas asi que decidi asomarme a ver qué pasaba.
Güzel bir gündü, şakalar, gülüşmeler ve sonra o korkunç filmi gösterdiler.
Fue un hermoso día, haciendo bromas, riendo... y después muestran esa espantosa película.
Şairin de dediği gibi, " Arkadaşlığın tatlılığı içinde gülüşmeler olsun, zevkler paylaşılsın.
Como dijo el poeta : "En la dulzura de la amistad que haya risas y placeres compartidos porque en el rocío de las pequeñas cosas, el corazón despierta y se refresca".
Aynı çatının, gökyüzünün altında gülüşmeler ve uykularla hep birlikte yaşamak benim rüyam.
Bajo un techo y el cielo, riendo y durmiendo... Mi sueño de vivir juntos.
Çünkü ceza söz konusu olduğunda, gülüşmeler bir süreliğine kesilir. Gülüşmeler her yerde olsa bile.
Tendremos que disciplinarle, porque una vez que se implanta la disciplina, las ganas de risa se pasan durante un tiempo, despues del cual comienza la posterior rehabilitación.
[Gülüşmeler sürmektedir] Bize aldırmayın.
No se preocupen.
Ne? [Konuşma ve gülüşmeler]
- ¿ Que?
[Gülüşmeler ] - Tanrım! [ Gülüşmeler]
- Oh, Dios mío.
Evet, evet! [Gülüşmeler]
Si, si, si.
[Gülüşmeler] Çok küstah bir bacaksızdın... Sürekli nasıl bir numara
Siempre hablando de como ibas a ser la # 1.
[Gülüşmeler] Eğlenmek.
Diviertete.
[Gülüşmeler] Evet!
Si.
O benim ablam! [Gülüşmeler]
¡ Esa es mi hermana!
[Gülüşmeler]
Hey. Si.
Gülüşmeler.
Risas. El partido.
- Rüzgarda titreşen mum. - Ve gülüşmeler.
Como flotando en el aire y riendo.
Sana bir uğurlama yapmadan evlenmene izin veremezdik. ( Gülüşmeler ) Hay, Allahım...
No podíamos dejar casarte sin una despedida.
Biraz kaba kaçsa da, çok yakında işinize yarayacağını biliyoruz. ( Gülüşmeler )
Es un poco atrevido pero estamos seguros que les vendrá útil muy pronto.
Gülüşmeler, akan sular, düşen sabunlar.
Carcajadas, agua callendo, Las jaboneras en el suelo...
Sonra fısıldaşmalar, elle göstermeler, gülüşmeler başladı.
Y depsues vinieron los susurros, los dedos apuntando. Las risas.
- Oh, gülüşmeler, içki, müzik... Tamam, ne var biliyor musunuz?
- Oh, las risas, la bebida, la música... ¿ Sabes qué?
Bir sürü gülüşmeler duydum, kardeşim.
- Escuchaba muchas risas, hermano.
Tüm o cesurca gülümseyen suratlar, kucaklaşmalar ve gülüşmeler, gözyaşları ve şakalar.
Para ver sus caras valientes y sonrientes, abrazos y risas, llantos y bromas.
Bu acımasız, yavaş çekim gülüşmeler sadece hayal gücümün bir ürünü.
La cruel risa en camara lenta es solo tu imaginacion.
( gülüşmeler ) Ve biliyorum ki tüm West Bev senin başarınla gurur duyuyor.
Fue una locura. Y creo que todo el West Bev está extremadamente orgullosos de tus logros.
Gülüşmeler, gülüşmeler...
Risa, risa, risa...
Onu gıdıklarlar, şakalar yaparlar ve gülüşmeler.
Le hacen cosquillas, dicen chistes y mucha algarabía.
- [Gülüşmeler ] rahibeler için bana bir şey ver, bir hatıra olarak. [ Gülüşmeler ] [ kahkahalar]
Dale a las monjas algún motivo para que te recuerden.
Gülüşmeler hatırlıyorum.
- Nos reímos tanto.
[Konuşma ve gülüşmeler ] [ Eden] Özür dileriz.
Con permiso.
[Gülüşmeler] Vay canına.!
Oh, Dios mío.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]