Hallet перевод на испанский
2,844 параллельный перевод
- Hallet o zaman.
Sólo hazlo.
Kendin hallet işte.
Resuélvelos tú.
- Yok, sen hallet.
- No. Es todo tuyo.
Çabuk hallet.
Hazlo rápido.
Çabuk hallet Adam, lütfen.
Hazlo rápido, Adam, por favor.
Fahişelikten hoşlanıyorsan belki önce birkaç tane hallet sonra başka bir şeye geç.
Si te interesa la prostitución, quizá hacerlo con varias y luego pasar a otra cosa.
Hadi dediğim şeyi hallet.
¿ Por qué no te nos adelantas y te pones manos a la obra?
Zoe Hart. Biri evime gelip, Belle'lerimle nasıl konuşmam gerektiğini söylemeye cesaret ederse korkunun soğuk elini kalbinin üstünde hissetmeye hazır olmalıdır. Bu gece yarısına kadar işlerini hallet.
Bueno, Zoe Hart, quien piensa que puede venir a mi casa y decirme como hablar a mis Belles, prepárate a sentir la mano fría del miedo alrededor de tu corazón, y aprovecha esta noche para poner tus asuntos en orden,
Bunu hallet sonra çıkabilirsin.
Haz eso y luego puedes irte.
- Keating olayını hallet.
Arregla lo de Keating.
Işıkları hallet, Casper.
Luces, Casper.
Sen kilidi hallet.
Tu abre la cerradura.
Kapıyı hallet.
¡ Traba la puerta!
Tamam Stewie, sen hallet.
Está bien, Stewie, hazte cargo.
Sana söyledim, Jaguar'ı halledene kadar devam eden tüm işler sende. - Hallet işte.
Te dije que estás a cargo de todos los negocios en curso hasta que esté hecho lo de Jaguar.
İşlerini hallet. Tanrım!
Haz tus arreglos. "Olvida quien soy" ¡ Dios!
Arthur, hallet şunu!
¡ Agarra ahí, Arthur! ¡ Dejadnos pasar!
Sen işleri kendi bildiğin şekilde hallet, ben de kendi bildiğim şekilde.
Manejarás las cosas a tu manera, y yo las haré a la mía.
Hallet şu işi Gregory.
Termínalo, Gregory.
Bunu hemen hallet.
Hazlo rápido.
Gerisini sen hallet.
Tú maneja el resto.
Seni bırakayım da papağanla işini hallet.
Te dejo hacer tus negocios con el loro.
Bu işi bugün hallet. Bugün mü?
- Sí, lo designaremos hoy.
O zaman hallet!
¡ Pues hazte cargo!
Bu işi sen hallet tamam mı?
Toma el control con éste.
Sen hallet Ellison.
Lo agarraste, Ellison.
Bu işi benim için hallet ve konuşalım.
Deshazte de esta molestia por mí, y hablaremos.
Hatta sevişmeyi bile... Kişisel sorunlarını kendin hallet.
Inclusive tener sexo puede solucionar tus problemas personales.
Ben Yul'u alırım. Sen kızı hallet.
Yo me ocupo de Yul. ¿ Tú de la chica?
İşi hallet yoksa senin ölmen gerekir.
Ten el trabajo hecho, o será a ti a quien necesite matar.
Hallet şunu.
Hola, chicos.
Hallet şunu.
¡ Ponte a ello!
Walker, ben "ÖNEM" dediğimde sen korumaları hallet, ben de silahımı alayım.
Walker, cuando diga la palabra clave "preocupo", comienza a cargarte guardias para que pueda coger mi arma.
Hızlıca hallet.
Hazlo rápido.
Hallet bunu.
Bien, haz eso
Şimdi, beni gururlandır ve git şu işi hallet.
Ahora, hazme orgulloso, vé
Babbu didi, lütfen bunu hallet.
Babbu didi, por favor maneja esto.
Sen onu hallet.
Bueno, hazlo.
- İşte bu! - Hallet bebeğim.
Lígatelo, cariño.
Ben Rebecca ile ilgileneceğim Sen Julia'yı hallet.
Yo me encargo de Rebecca. Tú te encargas de Julia.
Bir dakika içinde hallet, son şansın.
Hazlo ahora, será tu última oportunidad.
Sadece git ve şu enayilerin işini hallet.
Tienes que ir y acabar con esos payasos.
Yalnızca hallet gitsin.
Sólo háganlo.
Pekala, Bohannan, hallet.
De acuerdo, Bohannon, todo tuyo.
Üç günde hallet yoksa hücreyi boylarsın.
Que sean tres o irás al agujero.
Dostum, hallet su işi. O daha sekiz yaşında.
Amigo, maneja esto, ella es ocho.
Hallet.
Ponte a ello.
Git ve hallet şu işi, hayatım.
¡ Sí!
Sen hallet, döndüğümde gösterirsin.
- Arréglatelas y enséñamela a la vuelta.
İşlerini hallet.
Haz tus arreglos.
- Sen hallet, baş güvenlik.
Jefe.
hallettim 108
hallettik 38
hallettin mi 27
hallet şunu 16
hallelujah 92
hallederiz 84
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
hallettin mi 27
hallet şunu 16
hallelujah 92
hallederiz 84
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113