Hediye перевод на испанский
16,036 параллельный перевод
Zaferimizi sağlamak için, Birkaç hediye daha verdim.
Para asegurar nuestra victoria, he provisto unos regalos más.
Bunun bir hediye oldugunu mu saniyorsun?
¿ Crees que esto es un regalo?
Ki onu da bize artık pelerine ihtiyacı olmayan bir evsiz hediye etti.
Hmm, que estaba dotado con nosotros por una persona sin hogar Que ya no sea necesario su capa.
- Onur konuğu için hediye getirdin mi?
- Trabajando. ¿ Has traído el regalo para nuestro invitado de honor?
Bu bilgiyi sana hediye olarak veriyorum.
Le doy esta información como un regalo.
Gelirken kullandığın telefonu at ve hediye dükkanına git.
Ahora tira el móvil con el que has venido y dirígete a la tienda de regalos.
Kazanırsan sana ne istiyorsan onu hediye edeceğim.
te daré cualquier cosa que me pidas.
Üzgünüm ama hediye almayı da unutmuşum.
pero olvidé traer un regalo.
Oh, Paula, başka bir hediye mi?
Paula, ¿ otro regalo?
Nasıl oldu da ben hiç hediye almadım.
¿ Cómo es que nunca he recibido un regalo?
Ayrıca onlara başka bir şey daha verdiler... bir hediye.
Y también les dieron algo más. CLÍNICA WOODHAVEN - AÑO 2040 Un don.
Bu gece... Benden size hediye bu şarkıyla programımıza başlayacağız.
Esta noche... vamos a empezar nuestro programa con... esta canción de mi parte para todos ustedes.
Sana bir hediye takdim etmiştik.
Os dimos un regalo.
O arazi Francis'in oğluna hediye ettikleriyle birleştiğinde epey büyük bir şey oluyor.
Esa tierra, junto con las tierras que Francisco le regaló a tu hijo, significan algo.
O ağızlarında hediye atları seyir değil kullanılan eminim.
Estoy seguro de que está acostumbrado a no mirar los caballos de regalo en la boca. Mmm.
Emin o hediye onu gönderdi alınan olun.
Asegúrese de que recibió el regalo que le envié.
BELL : Senin için iki hediye var
Tengo dos regalos para ti
İşe gidiyordum, bir yandan da Mark'ın yıldönümümüzde hediye ettiği ayakkabıların, canımı ne kadar yaktığını düşünüyordum.
Iba de camino al trabajo pensando que posiblemente nada podía dolerme más que estos zapatos de tacón que Mark me regaló en nuestro aniversario.
- Bir hediye.
Es un regalo.
Sahip olduğumuz şeyin bir hediye olduğunu göremezsen lanete dönüşebilir.
Si no puedes ver lo que tenemos como un don, entonces puede volverse una maldición.
Nasıl bir hediye ailemi tehdit eder?
¿ Qué tipo de don amenazaría a mi familia?
- Açıklığa kavuşturayım, ödül 10 dolarlık bir Cloud 9 hediye kartı.
Bien, solo para ser claros, el premio es una tarjeta de regalo de 10 dólares en Cloud 9.
Hyperosmia'yı bir lanet olarak görüyorsun, ama bu bir hediye.
¿ Sabes? Ves tu hiperosmia como una maldición, cuando, en realidad, se te ha dado un gran don.
Meclisten bir hediye.
Un regalo del consejo.
Beni takip ettin ve üstüne bana hediye mi getirdin?
¿ Me espiaste y ahora me traes un regalo?
Çok özel bir hediye de getireceğim sana.
Y te traeré un regalo muy especial.
Ağacı sürükleyebilen, ışıkları asan, çocuğumuza hediye alacağımız bir adama ihtiyacım var.
Solo necesito a un tío que pueda traer un árbol, cuelgue las luces, monte juguetes para mi hijo...
Madem hediye vermeyi seviyorsun.
Ya que te gusta hacer regalos.
Bunu arkadaşın Roy'a hediye et.
Regala este a tu amigo Roy.
İkramiye yeterli bir hediye.
La gratificación fue suficiente.
isverenin için güzel bir hediye.
Un regalo para tu patrón.
Bu hediye sepeti saman dolu!
Esta cesta de regalo está lleno de heno!
Arabanın arkasında senin için bir hediye var.
Hay un regalo para ti en el maletero del coche.
Tongyeong aldığım bir hediye.
Un souvenir que compré en Tongyeong.
Dünyada anlamsız bir hediye var mı ki?
¿ Cómo puede haber un regalo sin sentido en este mundo?
Kürdan hediye ettiğinizde bile temizlik manası yüklenebilir.
Incluso si regala un palillo de dientes, tendría un claro significado adjunto.
Sana hediye ettim.
[risas] por supuesto.
Anlaşılan hediye sonunda karşılığını vermeye başladı.
Parece que el regalo es finalmente empezando a dar la espalda.
Bana acıyı hediye olarak vereceksin. Ama ben sana sadece kibarlığı vereceğim.
Me dais dolor como regalo, pero yo solo os daré bondad.
Cher, bana hediye mi aldın?
Cher, que me consiguió un regalo?
Ona dalkavukluk yapması için adamlarından birisine hediye verdim.
Me dio uno de sus chicos un regalo a la mantequilla a levantarse.
Hediye işte.
Un regalo de broma, ya sabes.
Sonra hepsini mideye indirip şömine üzerindeki çoraplara hediye koyarsın.
Y luego meter'em in Y usted tiene que llenar los pequeñas medias y...
Noel için istediğin özel bir hediye var mı?
Usted con la esperanza de algún buenos regalos en esta Navidad?
Bu yıl hediye alamadın.
- Usted no recibió un regalo de este año. - Hmm.
Altı üstü iki hediye.
Dos pequeños regalos, eso es todos.
Jacob Marley hediye mi alıyor?
¡ ¿ Jacob Marley comprar regalos? !
- Sana hediye getirdim.
Te compré un regalo.
Aldığım en güzel hediye güreş organizasyonuna iki biletti ve onlara bile kondu.
El mejor regalo que he recibido eran dos entradas para Wrestlemania y se los llevaron y les arrancaron el cuero cabelludo.
Sihirbaz arkadaşlarından sana bir hediye. "
"Esto es un regalo de sus compañeros magos."
Müvekkilimizin tanıtım hakkı var, bu demektir ki hediye dikkanındaki hiçbir eşyanın üzerinde Erik'in fotoğrafı olamaz.
La anuencia les cede el derecho a exhibir... la obra de arte, pero no significa que puedan usar... las imágenes de Erik con fines publicitarios. Nuestro cliente tiene su propio derecho de imagen... lo que quiere decir... que en la tienda de regalos nada puede llevar la imagen de Erik.