Hepimiz mi перевод на испанский
1,700 параллельный перевод
Hepimiz mi?
¿ Todos?
Bak, bütün yapmam gereken altımdaki insanlardan bir ekip yapmak ve sonra onlar kendi altındakilerden bir ekip kuracak ve sonra hepimiz birbirimizden kar elde edeceğiz.
Todo lo que yo tengo que hacer es conseguir un equipo que trabaje para mi, y despues ellos que consigan un equipo que trabaje para ellos, y ahi... todos empezamos a ganar!
Küçük kardeşim steroid kullanıyor ve bunu hepimiz biliyoruz.
Mi hermanito usa esteroides y todos lo sabemos.
Hepimiz için doğru değil mi?
¿ No los hemos tenido todos?
Bütün yaptıkların için, çocuklar için benim için, hepimiz için.
Por lo que haces por nosotros, por mi... Por los niños. Nos cuidas demasiado.
Hepimiz yaşamak için herşeye sahibiz, değil mi?
Todos tenemos todo por qué vivir, ¿ verdad?
Hepimiz hayatın boktan olduğunu farzederiz değil mi?
Todos asumimos que la vida va a ser una mierda, ¿ no?
Sanırım onun ne yaptığını da hepimiz biliyoruz değil mi?
Creo que todos sabemos lo que eso provocó. ¿ Eh?
Hepimiz yetişkiniz, değil mi?
Pero todos hemos crecido, ¿ verdad?
Hepimiz küçük sevimli pastalar yapabilelim diye mi?
¿ Así todos podríamos hornear hermosos pastelitos?
Öyle mi, peki, hepimiz kendi eşsiz altarımızda dua ediyoruz, değil mi?
Bueno, todos rezamos en nuestros mismísimos altares, ¿ verdad?
Hepimiz duyduk, benim karım, onun karısı, senin kocan, bu adamın annesi, senin iş ortağı.
Todos te oímos mi esposa, su esposa, tu esposo, la madre de este tipo tu socio.
Bana güvenebilirsin. Hadi ama hepimiz avcıyız değil mi?
Puedes confiar en mí, es decir, vamos, somos todos cazadores, ¿ verdad?
Yani bunu dusurursen hepimiz hapse mi doneriz?
Así que, si pierdes esto ¿ significa que volveremos a prisión?
Bu patlama iyi bir şey mi yani? Güneş, füzyon reaksiyonuna elverişsiz hale geldi mi hepimiz güvende oluruz. Evet.
¿ La implosión es algo bueno?
Hepimiz zengin olalım, değil mi?
Hagámonos todos ricos, ¿ vale?
Hepimiz. Şu an hiç şüphe yok ki hayatımın en kötü anı.
Este es absolutamente, sin ninguna duda el peor momento de mi vida.
Hepimiz aynı safta savaşıyoruz, değil mi?
Todos peleamos la misma guerra, ¿ no?
Kansas'da Limp Bizkit dinlerken hepimiz iyidik.
Cuando mi grupo fue telonero de los Limp Bizkit en Kansas City, tocamos fatal.
Hepimiz yaşıyoruz. Ama amacımız her yönden gelecek tehlikeyi engellemeliyiz.
Estaremos bien si giro mi calibre. 50 a las 6 y disparo.
Bir gün hepimiz köpek olduk değil mi?
Eso quedó claro hoy.
Hepimiz Jack için en iyisini istiyoruz, değil mi?
Las dos queremos lo mejor para Jack.
Burada hepimiz bilim adamıyız, değil mi?
Todos aquí somos científicos ¿ verdad?
O zaman hepimiz yeni koltuklarda uzlaştık. İyi mi?
Entonces estamos todos de acuerdo en comprar sillas nuevas. ¿ De acuerdo?
Hepimiz bana gidelim.
Vamos todos a mi casa.
"Bu deri altında hepimiz kardeşiz, ve bunu kanıtlamak için insanlığın derisini yüzmeye hazırım."
"Todos somos hermanos debajo de la piel... "... y por mi parte, estaría dispuesta a desollar a la humanidad para probarlo ".
Onun yerine hepimiz burada takılacağız ve her şey süper olacak. Masaüstü oyunlarımız var filmlerimiz var. Değil mi!
En lugar de eso nos quedaremos aquí y será igualmente genial.
Burada hepimiz birer aktörüz, Bay Adams. Ve benim performansım şu ana kadar iyi tepki aldı.
Aquí todos somos actores, Sr. Adams y hasta ahora, mi actuación ha sido bien recibida.
Hepimiz, yapmamız gerekeni yaptık öyle değil mi?
Todos tuvimos que hacer lo que tuvimos que hacer, ¿ verdad?
Şey, sanırım hepimiz geç saatlere kadar çalışmak zorundaysak, hiç değilse birlikte bir aile yemeğinin tadını çıkarabiliriz değil mi?
Bueno, creo que si todos debemos trabajar hasta tarde, por lo menos podemos disfrutar una pequeña cena juntos, ¿ cierto?
Ama keşke hepimiz o kadar şanslı olabilsek, değil mi?
Pero todos deberíamos tener esa suerte, ¿ no?
Tüm ailem oradaydı ve hepimiz tabutun önünde diz çökmüştük.
Y toda mi familia está en el velatorio, arrodillados frente del ataúd.
Burası laik bir okul. Yani dinimin bir önemi yok, biz hepimiz eşitiz.
Es un colegio laíco, así que no importa mi religión, si es que tengo una
Sonuçta hepimiz aile ve arkadaşız değil mi?
Somos todos amigos y familia, verdad?
Yani... Yani aslında hepimiz birbirimizi kollamalıyız, öyle değil mi?
Es decir, todos debemos cuidarnos mutuamente, ¿ no?
Peki, hepimiz politikacı olamayız biliyorsunuz değil mi?
Bueno, ya sabes, no todos podemos ser políticos, ¿ no?
Ama McDonald's'ı severim. Hepimiz severiz, değil mi?
Pero me gusta McDonald's. A todas nos gusta, ¿ no?
Hepimiz bir yerde değişiyoruz değil mi?
Todos cambiamos un poquito, ¿ no?
Kocamın burada bulunmasının asıl nedenini hepimiz biliyoruz.
Vamos... todos conocen la verdadera razón de que mi marido esté aquí.
Hepimiz Kral'ın çıkarına çalışıyoruz değil mi?
Debemos proteger los intereses del Rey, ¿ no es cierto?
Çünkü derinlerde hepimiz anlaşılmak isteriz, değil mi?
Porque en el fondo todos queremos que nos comprendan, ¿ no?
Başkanımın kralını aramasını hiç istemem. Bu hepimiz için utandırıcı olur.
Odiaría hacer que mi presidente llamara a tu rey porque sería vergonzoso para todos.
Bütün dünyanın doğruyu arayan bir organizma olduğunu....... ve bilimin mi din, yoksa dinin mi bilim olduğunun önemi olmadığını çünkü hepimiz anlam bulmaya çalışıyoruz, var oluşumuzun nedeni araştırıyoruz.
Que, el mundo es un sólo organismo en búsqueda de la verdad. Así que da igual si tu ciencia es la religión o si tu religión es la ciencia, porque todos buscamos un significado, todos buscamos nuestra razón de ser.
Hepimiz bir şekilde geçinmeliyiz, değil mi?
Vaya, de algo tienes que vivir, zno?
Hepimiz bir şeyler söyledik, değil mi?
Todos nos dijimos cosas.
Peki, demek ki hepimiz aynı durumdayız değil mi?
Bien, entonces todos estamos en la misma posición, ¿ no?
Hepimiz benim evime geri gidip Graham'la parti yapmıştık?
Todos regresamos a mi casa y festejamos con Graham, ¿ lo recuerdas?
Hepimiz onlar için çalışıyoruz, değil mi?
Para eso trabajamos, ¿ no?
Birimiz yenerse, hepimiz yenmiş olacağız, değil mi?
Si ganamos uno de nosotros, ganamos todos, ¿ verdad?
Bildiğiniz gibi Hollywood bizi iyi bir film yapabilmek için 100 milyon doların gerekli olduğuna inandırdı. Bu tamamıyla saçma bir fikir. Demin hepimiz bunu gördük zaten, değil mi?
En Hollywood dicen que para hacer algo bueno se necesitan millones de dólares y eso es mentira, como vieron.
Benim için, hepimiz için, babam için.
Por mi, por nosotras, y por papá.