Imparator перевод на испанский
2,818 параллельный перевод
Sizi tekrar imparator ve kraliçe ilan ediyorum.
Los pronuncio una vez más emperador y reina.
Chiang imparator olsun.
Deja que Chiang sea el Emperador.
Hindistana hükmeden bir imparator, şimdi kahramanlığına köle.
Yo, un emperador que había aterrorizado a toda la India, ahora soy esclavo de tu valentía.
Basit bir örnek olsun, sonunda imparator oldum.
Esto me llevó a convertirme en Emperador.
Bu imparator karidesi ev sahibinin zehirli olmasından sonuna kadar yararlanıyor.
Este camarón emperador aprovecha al máximo la naturaleza venenosa de su anfitrión.
Yüzbasi Mitsuo Fuchida, imparator onuruna geleneksel sake kadeh kaldirma için onlari bir araya toplar.
El Capitán Mitsuo Fuchida, Los reúne a todos para el tradicional brindis con Sake por el Emperador.
imparator saltanat sürer ama yönetmez.
El emperador reina, pero no gobierna.
imparator çok yasa!
Larga vida al emperador.
Keşke imparator da taşradaki papazlar kadar cömert olabilse.
¡ Si el emperador fuera tan generoso...
İmparator Louis ölmeden önce imparatorluğunu üç oğlu arasında bölüştürmüştü.
Antes de morir, el emperador Luis dividió al imperio entre sus tres hijos.
Katerina öyle irfan sahibiymiş ki putperest imparator ve bütün alimleri bile onu inancından döndürememişler.
Catalina era tan sabia que el emperador pagano y sus mejores eruditos no pudieron alejarla de su fe.
İmparator Jon. Selam.
Emperador Jon. ¡ Hola!
Eğer üçlemeler tek film sayılırsa o zaman orijinal "Yıldız Savaşları" üçlemesi. Ama eğer tek birini seçmem gerekirse, o zaman, "İmparator".
Si las trilogías cuentan como una las tres "Star Wars" originales pero si sólo puede ser una, entonces, " The Empire- -
"İmparator"?
El Imperio contraataca.
İmparator, kısa süre içinde, yetki verdiği bir elçiyi gönderecek. Kendisi, siz majesteleri ile, Leydi Mary'nin olası adaylarla evliliği hakkında konuşacak.
El emperador mandará en breve un enviado con autoridad para discutir con Su Majestad posibles candidatos para tomar la mano de Lady María.
Tek bildiğim, Pole'un, İmparator'un yetki sınırları içinde yer alan Caserta'ya gitmesine izin verildiği.
Todo lo que sé es que se le permitió viajar a Caserta bajo jurisdicción del Emperador.
İmparator size sevgilerini gönderdi.
El emperador les envía su amor.
Majesteleri Don Luis'i, yani Portekiz tahtının varisi ve İmparator'un eşi Isabella'nın kardeşini öneriyor.
A su alteza Don Luis heredero al trono de Portugal y hermano de la esposa del emperador, Isabella.
İmparator, evliliğiniz için şahane bir teklif sundu.
El emperador ha sugerido una espléndida oferta por su mano.
İmparator, kuzeni Milan Düşesi Christina'yı teklif ediyor, Majesteleri.
El Emperador propone a Cristina, su sobrina, la Duquesa de Milán.
Şüphesiz, İmparator bunu yapmamı emretmediği sürece.
A no ser, claro, que el Emperador me mande hacerlo.
Yine de, belki İngiltere Kilisesinin başı İmparator benden özel bir izin almamı isteyebilir.
Pero, tal vez, como Jefe de la Iglesia de Inglaterra, el Emperador me permitirá hacer la dispensa.
Efendiler, Fransa Kralı ve İmparator arasında Toledo Antlaşmasının imzalanmasından bu yana bu krallığa karşı ortak savaş hazırlıkları yaptıklarına dair çok önemli ve bertaraf edilemez kanıtlar mevcut.
Señores, desde la firma del Tratado de Toledo entre el Rey de Francia y el Emperador existen señales innegables de que se está preparando una guerra contra este reino
İmparator ve Fransızlar bize karşı birlik olduğu sürece hiçbir Fransız bayan seçenek olamaz.
No, desde que el emperador y los franceses se han unido en contra vuestra. Ni cualquier otra mujer francesa
"İmparator sanki İstanbul'a bir seyahat yapacakmış gibi yük taşıyorlarmış."
No había mucho allí, cargaba sólo provisiones para el Viaje del Emperador a Constantinopla.
İmparator, Fransız Kralını halk içinde kucaklamış olsa bile hatta sırtındaki altın postu sunsa da ondan nefret etmeye devam ediyor.
A pesar de que el emperador ha abrazado públicamente al rey francés, e incluso le concedió la Orden del Toisón de Oro de su propio cuello, todavía continúa odiándolo.
"İmparator, Kral Henry'den çok Türklerden korkuyor." "Bu yüzden ona karşı bir şeyler yapacağını sanmam." "Bu nedenle seyahat erteledi."
El Emperador ha cambiado a favor del Rey Henry por lo que no pactará contra él y por ello postergué mi viaje.
İmparator bugün Fransa Kralına konuk oluyor.
Hoy el Emperador es el invitado del Rey de Francia.
İmparator ve Fransa Kralı bir kez daha birbirine düştü ve her ikisi de kur yapıyor.
El Emperador y el rey de Francia se están matando otra vez. Y ambos están buscando una alianza.
İmparator, "İkinci, Dördüncü ve Sekizinci Göğüs Kemiği Kaburga Sonlarının Yaş Değişimine Bağlı Olarak Değişimi" yazısı sebebiyle Dr. Tanaka'yı, Doğan Güneş Nişan Şeridi ile ödüllendirmiştir.
El Emperador concedió al Dr. Takana el Gran Cordón de la Orden del Sol Naciente por el artículo del Dr. Tanaka sobre "Investigación de la segunda, cuarta y octaba costillas esternales y las variaciones relacionadas con la estimación de la edad".
İmparator Zanus, çok yaşa!
¡ Hail, Emperador Zanus!
İmparator bir şeyi bilmek istiyor, efendimiz.
- Una pregunta del Emperador, señor.
Bu, 221 yılında Romen bir cam yapımcısı tarafından İmparator Elagabalus için tasarlandı, ki kendisi çok genç ve yetersiz biriydi.
Esta... esta... esta fue diseñada por un soplador de vidrio romano en 221 para el emperador Elegabalo, que era un jovencito ridículamente incompetente.
İmparator Şah Muhammed Reza Pahlavi liderimiz ve başkumandanımız adına,... General Cyrus Sadriye ülkesine gösterdiği bağlılık ve vatanseverliğinden dolayı bu madalyayı ;
En el nombre de su Majestad Imperial, Mohammad Reza Shah Pahlavi, nuestro líder y jefe del ejército, Premiamos al General Cyrus Sadri con esta medalla del valor por su lealtad y el patriotismo y le deseo para siempre éxito en el servicio a su país y a su Majestad Imperial.
Kutsal İmparator Konstantin ve Helen.
Santo emperadores Constantino y Elena.
Hristiyan tatili kutsal İmparator Konstantin ve Helen tarafından temsil ediliyor.
El cristiano Holiday está representado por el Santo Emperador Constantino y Elena
İmparator'un Doğum günü partisindeydi...
Fue en la fiesta de cumpleaños del Emperador.
İmparator Tenji, Omi Otsu Sarayını 672 yılında yaptırdı ve ünlü Haiku yazarı Matsuo Basho'nun yazdığına göre şehir balık gibi kokuyormuş.
El Emperador Tenji construyó el palacio Omi Otsu en 672, y el famoso escritor Haiku Matsuo Basho escribió que la ciudad olía a pescado.
Nasıl gireceğiz? İyi korunuyor mu dedin? İmparator her ayın on beşinde Leydi Liu'yu ziyaret ediyor.
- El Emperador visita a... los días 15 de cada mes.
İmparator donunu çıkarana kadar işimi bitiririm!
¡ Lo haré antes que el Emperador se quite los calzones!
... eski Germen topraklarında yıllar boyunca alev ve kılıçla kafirunla savaşan İmparator ve askerlerinin kötü anıları tazeydi.
... en la antigua Germania, la gente tenía..... recuerdos horribles del emperador, y sus soldados quienes lucharon contra contra la fe pagana durante años con fuego y espadas.
Ama sonra İmparator Justinianos yasaklamış.
Luego, el emperador Justiniano lo prohibió...
İmparator askerlerini topluyor.
- El emperador está mandando tropas.
İmparator Lothar her şehirden adam toplayarak Roma'ya geliyor.
El emperador Lothar viene hacia Roma y está reclutando tropas.
İmparator Lothar, mabetlerin en kutsalında efendimiz İsa Hazretleri ve dünyevi temsilcisinin hanesindesin. Diz üstüne çök ve hürmetini göster!
¡ Emperador Lothar, ante el santuario más sagrado tabernáculo de nuestro Señor Jesucristo y su representante en la Tierra arrodíllate y muéstrame respeto!
Ben İmparator gibiydim.
Yo canalizaba al Emperador. ¿ Qué?
İmparator mu? Onun cübbesini mahvedip "Mola" diye bağırdığını hatırlamıyorum ".
No recuerdo que el Emperador se hiciera encima y gritara : "¡ Tiempo!".
Dong Sung Lojistik ve İmparator Finansal arasındaki yatırım planı sonuçlanabilir.
La inversión entre la organización de Dong y el centro vacacional ha concluido.
" 10 : 30'da İmparator ona sıkıntı veren büyük bir önergeyi geçirdi.
A las 10 : 30, el emperador hizo una deposición generosa y bien formada. "
Papa beni imparator mu ilan edecek?
- Tu ya la sostienes en tus manos. ¿ El papa me coronará como emperador?
İmparator Hadrian güneyde yeni bir savunma hattı oluşturmak için emir vermiş.
El Emperador Adriano ha dado órdenes de formar una nueva línea defensiva al sur.