Iyi ya da kötü перевод на испанский
616 параллельный перевод
Başkaları için her zaman iyi ya da kötü olsun, kanunu uygulamak istemişimdir...
Lo que siempre le exigí a los demás : la ley, buena o mala, debe cumplirse al pie de la letra- -
Sabah olmadan önce iyi ya da kötü, nihai değişikliği bekliyorum.
Espero un cambio definitivo a mejor o a peor antes de la noche.
Tüm insanların ya iyi ya da kötü olduğunu düşünüyorsunuz.
Cree que la gente es sólo buena o mala.
Her resim, iyi ya da kötü bir aşk macerasıdır.
Cada cuadro puede ser una historia de amor.
Onlara bakış şeklim... Tüm resimler, iyi ya da kötü bir aşk macerasıdır.
En mi opinión, cada cuadro si es bueno es una historia de amor.
Ama bir kart yere düştüğünde iyi ya da kötü ne olacaksa çabuk olur.
Pero cuando una carta cae al piso... lo que va a pasar, bueno o malo, pasará rápido.
Benim mesleğimde, iyi ya da kötü yoktur.
En mi oficio no existe el bien ni el mal.
Çünkü iyi ya da kötü seninle evlendim.
Porque me casé contigo, hasta que la muerte... nos separe.
İşlerin iyi ya da kötü gittiğini görmek hoşuma gitmiyor.
- Siempre gruñendo. - Bueno.. No me gusta ver que las cosas son buenas o malas.
Kanun kanundur, iyi ya da kötü!
¡ La ley es la ley, sea buena o mala!
Ama n'apayım, iyi ya da kötü böyle yapmazsam geride kalırım.
Buena o no, tenemos que ser así o no estaremos a la moda. ¿ Por qué preocuparse?
Ama kendimi capcanlı ve güç dolu hissetmiştim... ve bunun iyi ya da kötü bir şey olup olmadığını hiç umursamamıştım.
Pero me sentía viva y curiosamente poderosa,... y no me importaba que fuese bueno o malo.
Boşverin, iyi ya da kötü farketmez, gidebileceğimiz tek yer burası!
Qué más da. Sea buena o mala, es el único sitio donde podemos ir.
Başıma ne gelirse gelsin, iyi ya da kötü... doğruca şampuan şişesine uzanırım.
Verá, cuando algo me pasa, bueno o malo voy directamente al bote de champú.
İnanların iyi ya da kötü olması önemli değildir.
Ya sean buenos o malos.
Bandajlar çıkarılınca düzelirim. Sonucun iyi ya da kötü ne olduğunu öğrenince.
Estaré bien en cuanto le quitemos las vendas a esa mujer y sepamos como ha quedado.
Bu demokratik sistemin iyi ya da kötü bir yanı.
Es tanto una virtud como un defecto de nuestro sistema judicial.
İnsan aklının, iyi ya da kötü anlamda, yapabileceklerinin hiçbir sınırı yok.
Teníamos razón, la fortaleza humana es ilimitada, para el bien y para el mal.
Ama benim durumumda, iyi ya da kötü ne düşünürsem ve hissedersem, anında gerçeğe dönüşüyor.
Pero, a diferencia de usted lo que yo pienso y siento, para bien o para mal se traduce instantáneamente en realidad.
Onlarla birlikte, iyi ya da kötü tüm bölgeyi kontrol altında tutabilirsin.
Con ellos, controlará toda esta región. Para bien o para mal.
Direniş'te olmanızın diğerlerinin gözünde size iyi ya da kötü bir şöhret verdiğini düşünüyor musunuz?
Porque cuando estábamos en activo, nos llamaban terroristas - o bandidos. - Sí, bandidos.
Sonuçlardan beni haberdar et iyi ya da kötü.
Y manténgame informado de los resultados,
Ama artık kaderimin Kit'le olduğunu hissettim, iyi ya da kötü.
Pero sentí que mi futuro estaba con Kit, para bien o para mal.
Sadece onu kullanım amacımız iyi ya da kötü olabilir.
Sólo el uso que se le da puede ser bueno o malo.
Daha iyi ya da kötü, burada sadece bir lider olabilir.
Sólo puede haber un líder, para bien o para mal.
Yaşam ya da ölüm iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış.
Ni tenía el sentido más primitivo de vida o muerte. O del bien o del mal. Conocí a este...
İyi ya da kötü karşına çıkacak her şeyin tadını çıkartmaya bak.
Es mejor que disfrutes de todo mientras puedas. Bueno o malo.
Ben görevdeyken, kanunlar, iyi, kötü ya da önemsiz bile olsa usulüne uygun şekilde uygulanacaktır!
Mientras yo esté a cargo, la ley, buena o mala... se cumplirá al pie de la letra.
Ben yasaları uygularım, iyi kötü, ya da önemsiz olması, benim için farketmez.
Yo administro la ley. Buena, mala o indiferente, no es asunto mío.
Kötü ya da iyi, bu adamların kasabamıza gelip bizden birini doğramaya hakkı var mı?
¡ Malo o no, no tienen derecho a venir a nuestra ciudad a apuñalar a nadie!
İyi, ya da kötü.
Para bien o para mal.
İyi ya da kötü onu seviyorum.
Mucho o poco, la quiero.
Modern dünyanın tüm şehirlerinde durum aynı. Ama, bir de polis kuvvetimiz olmadığını düşünün. İyi ya da kötü.
Y eso ocurre en todas partes del mundo, pero supongan que no tenemos policía ni buena ni mala, y que sólo tenemos un gran silencio.
Gelecek nesilden daha kötü değiliz ya da daha iyi.
No hemos sido peores que cualquier otro. O mejores, si hace al caso.
Ya da annemi, ya da en iyi arkadaşlarımı, ya da köpeğimi ve onları özlüyorum ve bu pis, kötü kokulu yerden nefret ediyorum!
O a mi mamá o a mi mejor amiga o a mi perro y los extraño ¡ y odio este lugar asqueroso y mal oliente!
İyi ya da kötü, Little River daki tek yasa o.
Para bien o para mal, es la única ley en Little River.
ya da üç akbaba kötü şans demekken, iki tanesi iyi şans anlamına gelir?
¿ Y por qué 3 zopilotes son mala suerte y 2 buena?
Ama bir avukat olarak, insanların tamamen iyi ya da tamamen kötü olmadığını öğrendim.
Pero como abogado, he aprendido que la gente no es sólo buena o mala.
İyi ya da kötü biri olmamı umursamıyorsun bile.
Te da igual si soy bueno o malo.
Peki iyi ya da kötü.
Está bien.
Kazakların Polonyalıların ayağını öpen cahil barbar olduklarını, ya da Polonyalılarla savaşta savaşacak kadar iyi fakat Polonya sokaklarında dolaşamıyacak, ya da Polonyalı bir kadına bakamayacak, yada toprağını yönetemiyecek kadar kötü olduklarını ögrendim.
Que el cosaco es un bárbaro ignorante que sirve para besar los pies de un polaco, o para luchar por ellos, pero no para caminar por las calles polacas. Ni para mirar a una polaca. Ni para gobernar su propia tierra.
İşin sırrı iyi davranmakta veya kötü davranmakta... ya da öyle veya böyle davranmakta değil... bütün insanlara aynı şekilde davranmakta.
El gran secreto no está en los buenos... o en los malos modales ni en una manera especial, sino en tratar a todo el mundo de la misma manera.
İyi ya da kötü, beni buraya kadar getirdi.
Para bien o para mal, me trajo aquí.
Kötü ya da iyi bir dünya yok.
No hay un mundo sucio y otro puro.
İyi ya da kötü, o bizim herşeyimiz.
Bueno o malo, es todo lo que tenemos.
Cuma ve cumartesi işten kaytarıp iskambil ya da poker oynamak yerine ki çok mühim şeyler olduğunu düşünüyorum bence mıntıkada dolaşmaya çıkan birileri gidip kilise iyi bir muhitte mi yoksa kötü bir muhitte mi bakmalı rahiple görüşmeli. Ve bir sorun yaşayacaksanız bunu vakitlice görüp bize bildirmeli ki yeni bir kilise bulabilelim.
En vez de viernes y sábado hacer el vago o jugar al póker, que también es muy importante creo que alguien en su zona debería ir a ver si es buen barrio o uno de mala muerte, hablar con el cura y si prevéis problemas, advertirlo a tiempo para buscar otra Iglesia.
İki iyi ya da iki kötü arasında seçim yapman gerektiğinde şunu hatırla :
Cuando debas escoger entre un bien y otro o entre un mal y otro recuerda esto :
İyi ya da kötü bir önemi yok, bunun bir değeri kalmadı.
Bueno, malo, eso no me interesa.
İyi ya da kötü diye bir şey yok.
En él, no existen ni el bien ni el mal.
O resimler baya iyi olmalı... Ya da bu işle uğraşanlar... baya kötü.
Esas pinturas deben haber sido muy buenas... o los marchantes deben haber sido...
İyi ya da kötü, seni İmparator yaptılar.
Para bien o para mal, te han hecho Emperador.