Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ K ] / Kapı açıldı

Kapı açıldı перевод на испанский

773 параллельный перевод
Aynanın karşısında duruyordum kapı açıldı ve korkunç görünümlü bir adam içeri girdi.
Estaba parada en mi cuarto viendo el espejo... cuando se abrió la puerta y entró un hombre horrible.
Her kapı açıldığında kimin gireceğini bilmiyorum.
Cuando se abre la puerta, no sabemos quien va a entrar.
Kapı açıldı ve bir adam sandaldan dışarı çıkmıştı.
La puerta se abrió y un hombre saltó de la barca.
Bir gece kapı açıldı.
Una noche, la puerta se abrió.
Kapı açıldı, ama insanlar nerede?
Entras, y no hay ni diez.
Anahtar döndü. Kapı açıldı.
La puerta se abrió.
Kapı açıldı ve Subay ortaya çıktı. Sivil kıyafetlerini giymişti.
La puerta se abrió y el oficial apareció, vestido de civil.
Kapı açıldığında çın çın çalacak... ve dostların geldiğini anlayacaktım.
Vamos a colgarlo en la entrada, por dentro, para que suene cuando abras la puerta, ¿ entendés? Quiero enterarme de la llegada de mis amigos... para poder poner otra cafetera.
Kapı açıldığında, işaretimle beraber bütün hortumların olağanca gücüyle girişe su püskürtmesini istiyorum.
Atento a mi señal. Que las mangueras enfoquen la entrada.
Sence kapı açıldı ve onlar da uçup gittiler mi?
¿ La puerta se abrió y cayeron al espacio?
Sevgili anne, bu kapı açıldı.
Madre querida, esta puerta está abierta.
Kapı açıldı ama Tanrı yalnızca bir örümcekti.
La puerta se ha abierto. Pero el dios era una araña.
Sanırım bir kapı açıldı.
Que se ha abierto una puerta.
Ve bu sırada Kapı açıldı ve biri onu vurdu.
y justo entonces la puerta se abrio y alguien le disparo.
Sonra aniden kapı açıldı ve ben çığlık attım.
Entonces la puerta se abrió de repente y grité.
Kapı açıldı.
A la derecha. La puerta.
Bu gece şu kapı açıldığında benim yanımdan ayrılma.
Cuando esta noche abran las puertas... pégate a mí como pulga a un perro.
Bu çok garip. Zili çalmadan kapı açıldı.
Vaya, iba a llamar, pero se ha abierto la puerta.
Ve adamlar K.'nın anlam veremediği bir korkuyla gerilediler. En yakındakinin bir tekmesiyle kapı açıldı. Gece havası içeri doldu.
Presa de un miedo que K. consideró asombroso, los hombres se precipitaron hacia el fondo los primeros empujaron una puerta, y enmedio de un soplo de aire frío, desaparecieron con Frieda, que los echó hasta el establo.
Ve sonunda, kapı açıldı ve dışarı çıkabildim. Gün ışığına.
Por fin, se abrió la puerta, y pude salir de la oscuridad.
Karanlığın kapıları açıldı ve ölümün gölgeleri, yeryüzünde av peşine düştü.
Las puertas de las tinieblas se han abierto y las sombras de los muertos acechan sobre la Tierra...
Sadece cesurların en cesurunun açmaya cesaret edebileceği yıldızlara uzanan bir şeref yoluna açılan bir kapı vardı.
¡ Aquí hubo una puerta que sólo los más valientes se atrevieron a abrir, un camino de gloria hacia las estrellas!
Ama yarın sabah... rüyandan uyanacak olursan... ve kapının çalınıp açıldığını görürsen... orada elinde bir kahvaltı tepsisi tutan hizmetçi yerine... tutuklama emriyle bir polis olursa... yalnız olduğuna sevineceksin.
Pero mañana por la mañana, si te despertaras de tus sueños... y oyeras llamar a la puerta, y la puerta se abre, y allí, en vez de una doncella con la bandeja de desayuno... está de pie un policía con una orden de detención, entonces te alegrarás de estar sola.
- Bu kapı açıldı.
- Esa puerta...
Triana'dan ayrıldığımızda, Francisco'dan bana iş için kapıyı açık bırakmasını istedim.
Cuando dejamos Triana, le pedí a Francisco que mantuviera vacante mi viejo trabajo.
Arkamdaki kapının açıldığını duydum.
Tapé a mi madre y oí la puerta detrás de mí.
Kapılar açıldığından beri doluyuz.
Se ha llenado desde que inauguramos. Aquí tienen.
Konu paradan açıldığında korkuya kapılıyor gibi.
Parece incómodo cuando le hablo de dinero.
Franz, bana bütün kapılar açıldı.
Franz, me han abierto todas las puertas.
Kapılar açıldığında herkes kaçacak.
Todos se van a escapar.
Bir kapı kapandı başka bir kapı sonuna kadar açıldı ve o kapıdan girdim ve arkama hiç bakmadım.
Una puerta cerrada y otra abierta de par en par.
- Kapıyı aç, takıldık.
Abre la puerta. No se abre.
Kapısı açıldı ve o içeriye yürüdü.
Se abrió la puerta y entró en ella.
Ama kamyonun arka kapısı 2 kilometre ötede açıldı Prew... ve yola yuvarlandım.
Pero el portón se abrió a dos kilómetros de aquí... y caí a la carretera.
Hipodrom kapıları açıldı ve bu önemli yarış başlamak üzere.
Están en la linea de salida... y esperando el principio de la carrera.
Vagonların kapıları açıldığında yere düşen cesetlerin izlerini mi?
¿ Los rastros de los cadáveres que cayeron, cuando se abrieron las puertas?
Üst katın kapısının açıldığını, ayak seslerinin aşağı doğru gelmeye başladığını duydu.
Oyó abrirse la puerta, y los pasos comenzaron a bajar.
Televizyon programından sonra kapılar ardına kadar açıldı.
Después del programa de T, se abrieron las compuertas.
... onu kilitli kapını tekmeyle açıp seni öldürmeye çalışacak kadar çıldırtacak ve saldırganlaştıracak şekilde tahrik etmek.
Cómo lo hacías rabiar hasta que tirara tu puerta de una patada e intentara matarte.
Söyleyin kapı açıldı. Ne güzel renkler!
Parece un sueño.
Kapının açıldığı ve tüm yüzlerin gelmesi gerekene doğru...
Anhelo ese momento... en el que se abrirá la puerta.
... Pencereler açıldığında, kapılar kapandığında ve müzik...
... con las ventanas abiertas, las puertas cerradas, y música...
Doktor, kapıların nasıl açıldığını neden bana göstermiyorsun?
Doctor, ¿ por qué no se muestran me enseño como abrir las puertas?
Son hatırladığım şey : Gemideydim ve kapılar kendiliğinden açıldı ve sonra siz karşıma çıktınız.
Lo último que recuerdo es estar en el barco, la apertura de las puertas y entonces, bueno, entonces has venido.
Yeni kapılar açıldı.
Esto presenta prospectos intrigantes, capitán.
Dünyanın kapıları önümde ardına kadar açıldı. Arkasında sakladığı tüm o güzel ihtimallerle birlikte.
¡ Ante mí se abre el mundo, con todas las maravillosas posibilidades!
- Bu kapı nasıl açıldı?
- ¿ Por qué están abiertas las puertas?
Cennetin kapıları açıldı, gökteki yıldızlar parlıyor...
Los cielos se han abierto, y por encima brillan las estrellas...
Evet, cennetin kapıları açıldı, Gökte parlayan yıldızlar sonsuzdur...
Sí, los cielos se han abierto, las estrellas ahí arriba son infinitas...
"Artık bütün kapılar açıldı."
"Todas las puertas están ahora abiertas."
Kapıları açıldı ve mekiğin girişi için hazırlandı.
Puertas del hangar abiertas y libres para el ingreso del trasbordador.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]