Kaçırmayın перевод на испанский
580 параллельный перевод
O'nu istemediğinizi ağzınızdan kaçırmayın olur mu?
No le dirá que no nos quiere a las dos, ¿ verdad?
Onu gözden kaçırmayın, ben bir şişe getireyim. Merak etmeyin.
Vigílelo hasta que yo vuelva con la botella.
Bayan Hart, çocukların size anlatabileceği şeylerle keyfinizi kaçırmayın.
Srta. Hart, no se alarme sobre lo que han dicho las niñas.
Kaçırmayın!
iMalditos bribones!
Bu fırsatı kaçırmayın.
No se pierdan esta oportunidad.
Tekrar elinizden kaçırmayın.
Espero que no vuelva a escapar.
- Tek bir kelime kaçırmayın.
- No se pierda ni una palabra.
Bunu kaçırmayın millet.
No se pierdan esto, amigos.
Bu fırsatı kaçırmayın.
No puede fallar.
Bunu kaçırmayın.
No debes perderte esto.
Cleopatra'dan bu yana en sansasyonel kızılı görmek istiyorsanız Brooklyn'deki Danny McGuire'ın dansçısı Rusty Parker'ı kaçırmayın.
Si desea ver la pelirroja más sensacional desde Cleopatra no se pierda a Rusty Parker en Danny McGuire's de Brooklyn.
Theophile Gautier bile " "Paçavracı" da Baptiste'i kaçırmayın!
Hasta Théophile Gautier : "Id a ver'Cambio de costumbres', de Baptiste."
- Gözlerinizi ondan kaçırmayın.
- No aparte sus ojos de ella.
Yüzünüzü kaçırmayın, Bayan Wales. Bana bakın.
Míreme a la cara.
# Bu güzel hayallerimi kaçırmayın. # Birazı gülmek için... # Birazı da ağlamak için.
Toma mis bonitas ilusiones unas para reír y otras para llorar.
# Bu güzel hayallerimi kaçırmayın. # Birazı aşk için...
Toma mis bonitas ilusiones unas para reír otras para llorar.
Şölenimizi kaçırmayın sakın.
¡ No faltéis al festín!
Şölenimizi kaçırmayın.
No faltéis al festín.
Sakın kaçırmayın.
No lo pierdan.
Bunu kaçırmayın!
¡ Coge uno bien caliente!
Onu gözden kaçırmayın!
No lo dejen escapar! Por ahí!
Ve siz, ekselansları, lütfen hiçbir ismi kaçırmayın... yüksek, güçlü, anlaşılır olsun.
Su Excelencia, no se olvide de decir los nombres en voz alta y clara.
Pazar günü fazla avlanmayın, ama iyi bir fırsat çıkarsa kaçırmayın tabi.
No cacéis mucho el día del Señor, aunque tampoco dejéis escapar una buena pieza. Vamos, hijos bastardos.
Kaçırmayın onu!
No escapará.
Elinizden kaçırmayın.
Que no se escape.
Siz de sakın kaçırmayın.
No se lo pierdan ustedes tampoco.
Treninizi kaçırmayın, Bayan Emma.
- Perderá el tren, Srta. Emma.
Getirin onu kızlar, kaçırmayın!
Traedla viva, chicas.
Midwest'in en büyük temsilini kaçırmayın!
Aquí está, amigos. El mejor espectáculo del Medio Oeste.
Çıkarın şunu üstünüzden ve onu kaçırmayın. Neler diyorsun?
- Quítese la bata y valla por él.
Kaçırmayın, bir sürü aç çocuk bekliyor.
Muchos niños estarán hambrientos. Muy bien, vayan.
Gözünüzden kaçırmayın.
No la pierdas de vista.
Fırsatı kaçırmayın.
Aprovechad.
Onu gözden kaçırmayın. İşte böyle, gözden kaçırmayın.
Eso es, vigílala.
Gelecek haftaki heyecan verici bölümü kaçırmayın. Kim kazanacak?
No se pierda la próxima semana el siguiente episodio. ¿ Quien ganara?
Kaçırmayın bayanlar!
Dos cajas... ¡ 85!
Sevgili arkadaşlarım, Noel Baba'yla olan randevunuzu büyüdüğünüz zaman bile asla kaçırmayın!
Mis queridos niños, nunca faltéis, aunque crezcáis a vuestra cita con el Padre Navidad.
Onu kaçırmayın!
Si, jefe.
İnemezseniz biz oraya varana dek... gözden kaçırmayın yeter.
Si no pueden aterrizar, vigílenle hasta que lleguemos nosotros.
- Kaçırmayın! - Yakalayın onu!
¡ Que no escape!
Tadını kaçırmayın düğünün. Onlara söylemeyin.
No lo digáis
Krivoye bayırında toplanıyoruz, düğünümü kaçırmayın.
Ven a Krivoe Pole, allí me casaré.
" Heyecanlı maçları kaçırmayın diyoruz.
No queremos perder nada de la acción.
- Gazetecilik nişanlını kaçırmayı kapsamaz.
Eso no incluye secuestrar novias.
Kaçırmayın.
No me falle.
Bir numarayı yakaladığın kadar kaçırmayı da bileceksin.
Tienes que aprender a fallar un salto, lo mismo que a darlo.
Onları korkutup kaçırmayı başardın, Ben.
Los has asustado. Han huido.
Bu kaçırmayı siz mi ayarladınız?
¿ Lo tramó todo la primera vez?
Eşkıya herifler, kız kaçırmayı gösteririm ben size. Alacağınız olsun!
Sinvergüenzas, yo os enseñaré lo que es llevarse a una chica de su casa.
Aldırmayın, o bizim kadrolu kaçığımız.
No le haga demasiado caso. Es nuestra excéntrica residente.
Gösterinin ikinci yarısını kaçırmayı hayal bile edemem.
No pienso perderme ni medio segundo de su actuación.