Kaçırıldı перевод на испанский
4,214 параллельный перевод
Neden Lida Taffert kaçırıldı da Frankie Clayvin'in annesine hiçbir şey olmadı?
¿ Por qué ha secuestrado a Lida Taffert pero no le pasó nada a la madre de Frankie Clayvin?
Eğer çocukken kaçırıldıysa, kendini gerçekten bu adamın oğlu sanabilir mi?
Si fue secuestrado de niño, ¿ podría pensar que es hijo de este hombre?
11 Nisan 2008'de kaçırıldı.
Secuestrada el 11 de abril, del 2008.
Ama artık diğer iki kadını öldüren kişi tarafından kaçırıldığını düşünüyorsanız- -
Pero ahora... si creen que fue secuestrada por alguien que mató a otras dos mujeres...
Okulun park yerinden kaçırıldığı yazıyor.
Aquí dice que ella fue secuestrada de un estacionamiento.
Jenna Lombard adlı bir kız kaçırıldı.
Una chica, Jenna Lombard, fue secuestrada.
- Paddington'ın kaçırıldığını söylüyor!
- ¡ Soy Burry! - Dice que Paddington está secuestrado.
Dün gece, özel bir teslimat yapılırken zırhlı bir aracımız kaçırıldı.
Anoche un transporte del gobierno Viajando a la vez y ruta con tráfico civil mínima fue secuestrado.
Lissa kaçırıldı. Acele etmemiz gerek.
Han secuestrado a Lissa, vamos.
Plütonyum taşıyan bir Oscorp kamyonu kaçırıldı.
Un camión de Oscorp que transportaba Plutonio ha sido robado.
Rus gangster Aleksei Sytsevich kimliği bilinmeyen bir grup adam tarafından Kasa diye bilinen tutukevinden kaçırıldı. Örümcek Adam'ın beş ay önce ortadan kaybolmasından sonraki artan suçlardan bir yenisi.
El gánster ruso Aleksei Sytsevich se escapó de una prisión secreta conocida simplemente como "La Bóveda", con la ayuda de un grupo de desconocidos es otro ejemplo, del aumento de la actividad criminal desde la desaparición del Hombre Araña, hace cinco meses.
Private, Dave tarafından kaçırıldı. Bu arada biz neredeyse günlerdir akıntıda sürükleniyoruz.
Cabo fue capturado por Dave y nosotros hemos ido a la deriva por lo que parece varios días.
Tıpkı diğerleri gibi fahişe olmak için kaçırıldın ama seni görünce "hayır" dedim o özel, sadece benim.
Te tomaron para que fueras una puta como las otras. Pero cuando te vi, dije : "No, ella es especial. Ella es mía."
Kızlar Staggie'e verilmek için kaçırıldı.
La niña se queda.
Eğer kaçırıldıysa, yakında bir şeyler öğreniriz.
Si ha sido secuestrado, deberíamos saber algo pronto.
Onlar kaçırıldı oldum?
Han sido secuestrados?
Evet, sen beni kaçırıldı.
Sí, me abducido.
Her defasında yeni bir kız kaçırıldığında farklı bir telefon geliyor ve bu da onu çıldırtıyordu. Çok geç olmadan parçaları bir araya getirmeye çalışıyordu.
Cada vez que otra chica desaparecía, él recibía otra llamada y simplemente... entraba en este frenesí, tratando de juntar pistas antes de que fuera demasiado tarde.
Kızı kaçırıldı.
Se llevaron a su hija.
Kaçırıldıktan 8 yıl sonra bile mi?
¿ Ocho años luego del secuestro?
Kaçırıldı.
Fue secuestrado,
Beşinci kız da kaçırıldı!
La quinta chica. También la han secuestrado.
Beş kız kaçırıldı.
Han secuestrado a cinco chicas.
O neden alındı? Kaçırıldı?
¿ Por qué fue tomada?
Patty Hearst kaçırıldığından beridir hayır.
No desde Patty Hearst fue secuestrada.
İki adamımızın, güvenli evden silahlı Çinliler tarafından kaçırıldığını gösteren görüntülerimiz var.
Tengo un video de vigilancia de una de nuestras casas seguras que muestra a dos de nuestros activos capturados por unos chinos armados.
Müvekkilime isteği dışında ve karşı olduğu halde ilaç verildiği ve Tramble hapishanesinden kaçırıldığı doğru değil mi?
¿ No es cierto que mi cliente fue drogado y secuestrado de... la prisión de Tramble contra su voluntad y a su pesar?
Hayır, bakıcısı yoktu. Onu küçük çocuklar kaçırdılar. Küçük çocuklar tarafından kaçırıldı.
No, no estaba con su niñera se la llevaban unos niños, se la llevaban unos niños.
Şimdi kanıtlayamıyorum ama onların Nuevo Laredo tarafından kaçırıldıklarından şüpheleniyorum.
Ahora no puedo probarlo, pero sospecho que fueron secuestrados Nuevo Laredo por el cártel.
Çocuklarım kaçırıldı.
Mis hijos han sido secuestrados.
Senin yüzünden kaçırıldılar!
¡ Se han ido por tu culpa!
Kaçırıldı, alıkondu, adına ne dersen işte ama lanet olası ona olanlar şimdi bu çocukların da başına geliyor şimdi.
Secuestrada, raptada, lo que quieras llamarlo, pero maldita sea, ¿ qué pasó con ella es lo que está pasando lo que a estos niños ahora mismo!
Sende mi kaçırıldın?
¿ Has sido secuestrado, también?
Bu evde kaç yıldır çalıştığımı sordu.
Me preguntó hace cuánto que trabajo aquí.
Bir kaç yıldır su içinde kalmış gibi görünüyor.
Yo... parece que ha estado en el agua durante un par de años.
Bu çocuk kaç defa yıldırım çarpması geçirdi?
¿ Cuántas veces le ha dado un rayo?
Ölülerin bunu kaç yıldır başarmaya çalıştığını biliyor musun?
¿ Sabes cuántos años llevan intentándolo?
İndirdiği korkunç hızlı kılıcının kaçınılmaz yıldırımı vardı.
"Él ha desatado el relámpago fatídica " de su terrible espada rápida
Altı yıldır kaçıyordu.
Estuvo prófugo por 6 años.
Şu kıytırık rodeo yıldızıyla kaçıp, Minik yavrularını bize bıraktı.
Ella salió con esa estrella del rodeo en quiebra, y dejo a sus pequeños pollitos con nosotros.
O kızların bazıları kaçırılmadı. Satıldı.
Sabes, algunas de estas chicas no son secuestradas.
Nine, dedemle kaç yıldır birlikteydiniz?
Abue, ¿ cuánto llevan tú y el abuelo juntos?
En son bir kaç bardak bira içtiğimizden beri, yaklaşık 8 yıldır Martin'le konuşmadım.
¡ Hace años que no hablo con Martin!
- Aman Tanrım. - Bunu kaç yıldır arıyordun?
Dios mío. ¿ Cuántos años has estado buscando esto?
Bir kaç yıldır.
Un par de años.
- Bir kaç yıldır.
- Un par de años.
Sonra her ikisi de cezalandırıldılar. Verilen sözlerin yerine getirilmemesi halinde bunun kaçınılmaz olduğunu herkes biliyordu.
Entonces castigaron a la pareja para que todos supieran qué pasaba... cuando una mujer no cumplía con su deber.
Siz ayrıldıktan sonra, Guthrie ailesinden toplam kaç hedef aldığımızı hatırlatır mısın?
Recuérdame, ¿ cuántas pistas nos han dado los Guthrie desde que ustedes se separaron?
- Kaç yıldır evlisin?
- ¿ Cuánto llevas casado? - Estoy divorciado.
Kaçırıldım.
He sido secuestrado.
- Peki kaç yıldır?
- Y eso ¿ cuánto es?