Konuşmadı перевод на испанский
6,798 параллельный перевод
Konuşmadığınız sürece de, sizi koruyamayız.
A menos que usted habla, allí y apos ; s nada que podamos hacer para protegerte.
Benimle konuşmadı ama ikinci ameliyattan yeni çıktı. - Doktor, sakıncası yoksa...
Bueno, no a mí, pero acaba de salir de su segunda operación, así que, doctor, ¿ si no le importa?
Daha konuşmadım!
¡ Ni siquiera pude hablar!
Bir süre hiç konuşmadı. "
Y, por un momento, no dijo nada ".
Konuşabilir misin bilmiyorum ama henüz konuşmadın.
- No lo sé. No lo has hecho.
- Konuşmadım. - Nereden bileceğim?
- No lo sé. ¿ Cómo quieres que lo sepa?
- Hayır, asla konuşmadım.
No, en absoluto, nunca.
Neden onunla konuşmadın?
- ¿ Por qué no hablaste con él?
Kardeşin hakkında konuşmadık.
No hemos hablado sobre tu hermano.
- Bu konu hakkında konuşmadık.
¡ Oye! No hemos hablado de esto.
Ben... Henüz konuşmadım onunla.
No he hablado con él todavía.
Hiç... - Ne? - Onunla da mı konuşmadın?
¿ Has hablado con él?
- Hayır, konuşmadım.
No, no he hablado con él.
Hayır, onunla konuşmadım.
No, no he hablado con ella aún.
Seni arıyor. Onunla şeyden beri konuşmadım...
I haven y apos ; t hablado con ella desde...
Onunla son zamanlarda pek konuşmadık.
She apos ; s... I haven y apos ; t hablan con ella mucho últimamente.
Benimle konuşmadı.
No habló conmigo.
Üç tane oyuncak maymunumuz vardı : Görmedim, duymadım, konuşmadım.
Teníamos tres monos de peluche no veas al mal, no escuches al mal, y no digas nada malo.
100 defa üstünden konuşmadık mı bunu?
¿ Acaso no hemos pasado por esto 100 veces?
Ama olay şu ki, bu konuda hiç konuşmadık.
Ha sido muy duro para todos. Pero la cosa es que... nunca lo hemos hablado.
İyi biriydi ama onunla hiç yalnızken konuşmadım.
Era linda, muy linda, pero nunca hablamos a solas.
Dönüş yolunda pek konuşmadın.
Bueno, no hablaste mucho en el camino de vuelta.
İşlerimiz hakkında hiç konuşmadık.
No hablamos de nuestros trabajos.
Mayfield ile konuştuğumda hücre komşularıyken Grady ile hiç konuşmadığını söyledi.
Cuando hablé con Mayfield, afirmó... que nunca habló con Grady de nada... cuando estuvieron en celdas contiguas.
Dostum, D ile o içeri girdiğinden beri konuşmadım.
Hombre, no hablé con D desde que lo encerraron.
Makineyle olan iletişimin sınırlı dediğinde seninle konuşmadığını söylememiştin.
Cuando dijo que su comunicación con la máquina era limitada, no dijo que no le estaba hablando en absoluto.
Hayır, ne zaman alacağımız hakkında hiç konuşmadık.
- cuándo vamos a... - No.
Hayes Robertson'la hiç görüşüp konuşmadın mı?
¿ Nunca vio ni habló con Hayes Robertson?
Onunla konuşmadım.
No he hablado con él.
Daha konuşmadık bile dedim.
Le dije que ni siquiera lo habíamos hablado.
İlk sekiz saat konuşmadı ama üzerinde çalışıyor. Gelişme olursa sana bildiririm.
No quiso hablar para las primeras ocho horas, le enviaré cualquier novedad.
Geldiğinden beri konuşmadı.
No ha dicho una palabra desde que llegó.
Sonra onunla konuşmadım.
No hablé con él todo el tiempo.
- Kendi kendime konuşmadım mı?
- ¿ No hablaba conmigo mismo?
Ertesi sabah yanına gittiğimizde hâlâ ağlıyordu. Birine söylerse onu öldüreceğimizi söyledim, asla konuşmadı.
Cuando lo bajamos por la mañana, todavía estaba llorando, y... le dije que lo mataríamos si se lo contaba a alguien, y nunca lo hizo.
Uzun zamandır arkadaşız ama hiç baban hakkında konuşmadık.
En todos los años que hemos sido amigos. Nunca hemos hablado... de lo que pasó con tu padre.
- Bunu biliyorum, ama sen de konuşmadın.
- Eso lo sé, pero tú no lo sabías.
Henüz konuşmadım.
No he hablado con él.
Castleroy seninle konuşmadı mı?
¿ Entiendo que Castleroy aún no ha hablado contigo?
Ama... onunla sen konuşmadın, ben konuştum ve oldukça inandırıcıydı.
Pero... no has hablado con él, y yo sí. Parece muy creíble.
Haklısın, konuşmadığın takdirde sana bedenen zarar vermeyeceğim.
No voy a hacerte daño si no hablas.
Sadece, Emma'nın bununla ilgili neden bir de benimle konuşmadığını merak ediyorum.
Y me preguntaba por qué Emma no me lo comentó también a mí.
Onunla uzun zamandır konuşmadım.
Hace mucho que no hablo con él.
Konuşmadılar çünkü o küçük piç bir çetedeydi!
¡ No hablaron porque ese pequeño desgraciado era pandillero!
Ve bu konu hakkında konuşmadık.
Y no volvimos a hablar del tema.
Onunla konuşmadım.
No..., ella no.
Ve bu yas tutan eşlerle ya da annelerle ya da kocalarla hiç konuşmadım ya da şahsen ziyaret etmedim.
Y no ha habido una esposa en duelo, o madre o esposo a quienes no llamara o visitara personalmente.
Baba ile oğul arasındaki uçurum hiç kapanmadı bir daha birleşemediler, hiç konuşmadılar.
El abismo entre el padre y su hijo nunca fue cruzado. Nunca hablaron de nuevo.
Allah, Yâkub ve seninle konuştuğu gibi benimle konuşmadı.
Dios nunca me habló, como hizo contigo y Jacob.
Aşktan bahsediyorsanız bu konuda hiç konuşmadık. Ama beni önemsediğini hissettim.
Nunca hablamos sobre amor, si es a eso a lo que se refiere, pero claro, tengo la sensación de que le importaba.
Gerçek Gretchen ile hiç konuşmadın.
- Tú nunca has hablado con la verdadera Gretchen.
konuşmadım 21
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuş benimle 497
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16