Korkuyordu перевод на испанский
1,209 параллельный перевод
Belki de bir sebebi olduğunu düşünüyordu. Belki de korkuyordu.
Quizá creía que tenía una razón.
Adamların hepsi ölmekten korkuyordu.
Todos temían morir.
- Helene Riddock ise kocasının sadakatsiz olabileceğinden korkuyordu.
Helene Riddock temía que su marido le fuese infiel.
Ben dahil, herkes korkuyordu.
Todos, yo también, teníamos miedo.
Korkuyordu. Kaçak yaşıyor ve senin onu öldüreceğinden korkuyor.
Es un fugitivo, y está convencido de que tú estás tratando de matarlo.
Zavallı kesinlikle beni götüreceklerinden korkuyordu.
Ella estaba segura de que iban a trincarme.
- Korkuyordu.
Tiene miedo.
Bahse girerim, o evde sana şirin gözükmeye çalışıyordur. Çünkü derine baktığımızda o içinde büyüyen bir canavarla evlendiği gerçeğiyle yüzleşmekten korkuyordu... Ve sen bu yüzden ondan nefret ediyordun.
Seguro que trata lo imposible por ser dulce contigo porque en el fondo tiene miedo de enfrentarte y al creciente dolor dentro suyo que quizá se casó con un monstruo, y la odias por eso.
Billy ondan biraz korkuyordu, sanırım.
Billy le temía un poco, supongo.
- Nago ölmekten korkuyordu.
Nago tenía miedo de morir.
Korkuyordu.
Tenía miedo.
Arkadaşlarım beni bağladı. Onlar bile bazen benden korkuyordu.
Mis amigos me ataban.
Ama onlar hesabına çalışmaya gönüllü olan pek çok insan vardı ve daha fazlası da onlardan korkuyordu.
Pero siempre había muchos otros encantados de hacer el trabajo por ellos... Y otros con suficiente miedo para permitir que pasara.
Aslında sadece korkuyordu.
Realmente sólo estaba asustado.
Ondan korkuyordu. - Korkuyordu? Nasıl yani bayan?
Evidentemente un abogado del medio ambiente está dando la lata
Ama her zaman çok korkuyordu... yakalanıp idam edileceğinden korkuyordu...
Tenia miedo de que la atraparan y la ejecutaran.
Birinin intikam için onu aramaya geleceğimden korkuyordu...
Le preocupaba... que alguien viniera a buscarla para vengarse.
Yaşlı adam, biraz tuhaf da olsa aslında arkadaşı olan bir gençten çok korkuyordu.
Tenía miedo de cierto muchacho que era de un modo muy peculiar su amigo.
Kızacağından korkuyordu.
Temía que te enfadarías.
İnsanlar korkuyordu.
La gente tenía miedo.
Çalışma arkadaşları, onun karşısında korkuyordu.
Sus colegas sentían terror en su presencia.
yönetim Doğu Akdenizin komünizmi kabul etmesinden korkuyordu.
La administración temió que el Mediterráneo oriental pudiera caer bajo el comunismo.
Bazı İtalyanlar Komünistlerin zaferinden korkuyordu.
Algunos italianos temían una victoria comunista.
Amerika eğer onlar yapmasalardı Rusya'nın Hidrojen bombası yapacağından korkuyordu.
Estados Unidos temía que si no construía una bomba H, los rusos lo harían.
Khruschev U2 uçuşlarının "Füze üstünlüğü bizde" söyleminin bir blöf olduğunu açığa çıkarmış olmasından korkuyordu.
Khrushchov temía que los vuelos de los U2 hubiese expuesto sus afirmaciones acerca de una superioridad en misiles como un engaño.
Haplardanda korkuyordu.
También le tenía miedo a las drogas.
Her zaman soyulmaktan korkuyordu... aynı zamanda utanmadan ve suçluluk hissetmeden çalardı.
Siempre temía que le robaran... pero a la vez, robaba sin vergüenza.
Crusoe zambaklardan başka hiçbir şey olmadığı bir adada hayatının sonuna kadar kalacağından korkuyordu.
Crusoe temía quedar para siempre atascado en esa isla... sin otra cosa que callos.
Sanıyorum sizinle irtibatını koparmaktan korkuyordu.
Creo que temía no encontrarse con usted.
İntikam alacağımdan korkuyordu.
Temía que me vengara.
Dr. Butters'ın akrabalarını çağırmama nedeni neydi? Hayır diyeceklerinden korkuyordu.
La razón para no avisar, tenía miedo de que... dijeran que no.
Belki kadın bir şeyin içeri girmesinden korkmuyordu,... belki dışarı çıkmasından korkuyordu.
Quizás no tenía miedo de lo que pudiera entrar. Quizás fuera de lo que pudiera salir.
Kendi yarattığı şeyden korkuyordu.
- Tenía miedo de su creación.
Eğer diğer insanlar bizi izlerlerse, olabileceklerden korkuyordu.
Tenía miedo de lo que podría pasar si otra gente hacía lo mismo.
Önyargının kurbanı olabileceğinden korkuyordu.
Tuvo miedo de caer víctima de rígidos prejuicios...
Bizlere de bir şey yapamazdı çünkü Elisabeth'in her şeyi anlatacağından korkuyordu.
No podía tocar a ninguno de nosotros porque sabía que ella contaría todo. - ¿ Todo?
Kaybettiğinden korkuyordu. Ve yüzünün aydınlandığını hatırlıyorum o mücevher kutusunu açıp, içinde kaşığı görünce.
Temía haberla perdido y recuerdo cómo brilló su cara al abrir el pequeño joyero en donde la puse.
Korkuyordu, çünkü yaşım çok küçüktü.
Necesitaba engancharle,...
Loman, öldükten sonra evi satıp, parayı uyuşturucuya yatırmasından korkuyordu.
La Sra. Lowman temía que al morir ella él vendiera la casa para comprar drogas.
Bunu söylemekten korkuyordu. Cesareti yoktu.
Tenía miedo a decirlo, no se atrevía.
Benden korkuyordu.
Él me tenía miedo.
Korkuyordu.
Estaba angustiado.
Santini tutuklanmışsa kimden korkuyordu?
Con Santini encerrado, ¿ de quién coño tenía miedo?
Elaine'in fikrini çalmasından korkuyordu.
- Pues, ella... eh temía que Elaine intentara robarle la idea.
Konuşmaya korkuyordu.
Le daba miedo hablar.
Ya kan grubu AB negatif değil, ya da kimliğinin açığa çıkmasından korkuyordu.
O no es AB negativo o la bestia únicamente quería no ser descubierta.
- Ama geri kalan parçam korkuyordu.
- Pero por otra parte tenía miedo.
Ama olay şu ki, korkuyordu.
La cosa es que tenía miedo.
Bütün şehir ölümüne korkuyordu.
Toda la ciudad estaba cagada de miedo.
Kızım, ondan ayrıldığı takdirde öldürmeye çalışmasından korkuyordu.
Terminaremos con eso
Ally kimsenin dans etmemesinden korkuyordu.
Ally temía que nadie bailara.
korkuyordum 55
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70