Londra перевод на испанский
13,413 параллельный перевод
Londra'da büyümüş.
Creció en Londres.
Doğu Londra'da bir tür hastanesi var.
Dirige un hospital de algún tipo en el East End.
Londra'ya dönmem lazım.
Debo regresar a Londres.
Biliyorsunuz Londra'da geçirdiğim beş yıl dışında hayatımın çoğunu burada geçirdim.
Sabrán que he vivido la mayor parte de mi vida aquí, además de los 5 años en Londres,
Ama yine de Londra'ya gittiğime memnunum çünkü orada Gemma'yı buldum.
Pero aun así, estoy contento de haber estado en Londres porque... ahí encontré a Gemma.
Londra'dan seninle gelince hepimiz artık olgunlaştığını düşündük.
Entonces cuando volvió de Londres contigo, todos pensamos que había madurado.
Beraber uygun bir eve çıkalım dedi. Karısını oğluyla Londra'ya gönderecek.
Me dijo que tendríamos una casa juntos, que la llevaría a Londres con su hijo.
Bir yıl Mary'nin yanında kaldım, ama insanların benim için üzülüp durmasından sıkıldım, Londra'ya gittim.
Me quedé con Mary un año, pero ella... estaba cansada de que la gente sintiera lástima por mi, así que me fui a Londres.
Hayır, Kate ile ona Londra'da rastladık.
No. Nos encontramos con él y Kate, en Londres.
Londra'ya taşınıyoruz.
Nos mudamos a Londres.
Londra, 1890.
Londres, 1890.
Drakula ve Londra'dan olabildiğince uzak duracağız.
Nos estamos alejando lo más posible de Drácula y Londres.
Drakula bu trenle Londra'yı ele geçirdiğinde sıra tüm dünyaya gelecek.
Cuando Drácula se apodere de Londres con su tren, el mundo seguirá.
Londra'nın her tarafında asansörlerde tuhaf etkinlikler olduğuna dair raporlar aldık.
Hay informes de todo Londres sobre actividad extraña en los ascensores.
Londra'nın altında çok kötü şeyler oluyor.
Está sucediendo algo muy extraño bajo Londres.
Hatta, insan dolu bir Londra bir araya gelmiş gibi.
De hecho, parece que un Londres entero lleno de personas ha sido capturado.
Londra'da mı?
¿ En Londres?
Güney Londra'daki bir uzaylıyı gösteren video, bütün internete yayılmış durumda...
Un video supuestamente mostrando un alienígena en el sur de Londres fue publicado en la Internet...
- Londra iyi bir yer.
- Londres está bien.
Londra Kulesi'nin altında.
Debajo de la Torre de Londres.
Londra'daki herkesi yok edecek. Bonnie.
Destruirá a todos en Londres.
Ailesi suçlularla doluydu Doğu Londra'nın yarısında çalışıyorlardı.
Su familia tiene una coartada, pero solían controlar la mitad del este de Londres.
Doğma büyüme Doğu Londra, Hackney bölgesinden.
Nacida y criada al este de Londres, en el distrito de Hackney.
Sayısının ve çapının arttığını düşündüğümüz New York, Londra ve yakın zamanlarda Sokovia'daki gibi felaketleri hatırlatmayı gerek duymuyorum.
No necesito recordar a la gente las catástrofes en Nueva York, Londres, y más recientemente, Sokovia, tragedias que parecen estar creciendo en número y escala.
Bugünlerde Londra'da sigara alışkanlığını sürdürmek imkânsız.
Es imposible ser fumador en Londres estos días.
Boston, Londra, Moskova.
Hay otros lugares...
Londra'ya geldiğimde 14 yaşındaydım.
Tenía 14 años cuando llegué a Londres.
Öncelikle son 24 saat içinde Londra'nın tam merkezinde, uzaylı yaşam biçimleriyle büyük temas sağlamışsın.
Antes que nada... en las últimas 24 horas, has tenido un importante contacto con formas de vida alienígenas, aquí en el centro de Londres.
Ansızın, insanların gözünün önünden kaybolan Londra sokakları mı, yok daha neler.
¿ Calles de Londres que de repente desaparecieron de la visión humana? No.
Merhaba Londra!
¡ Hola, Londres!
Ama Londra'nın hiç aklınıza takılmayacak kadar sıradan bir kısmını görürseniz durun.
Pero si hay una parte de Londres tan poco interesante que ni siquiera pienses en ella... para.
Senin için burası Londra'nın en tehlikeli sokağı.
Por lo que a ti respecta, esta es la calle más peligrosa de Londres.
Ya kendini Londra'nın ortasında tuhaf bir uzaylı sokağında cinayetten suçlanırken bulduğunda?
¿ Pero te encuentras acusado de asesinato en una extraña calle de aliens en el medio de Londres?
Biri Londra'dan almış onu.
Alguien la ha movido de Londres.
Eğer ikiniz zaten mükemmel bir şekilde olmasanız bunu söylemezdim ama eğer ciddiyseniz sizi Londra maratonu için eğitebilirim.
Yo no diría esto, si no estuvieséis en una forma tan fantástica, pero si vais en serio podría entrenaros para la maratón de Londres.
Londra kukuletalı haydutların peşine düşer ve kıytırık ayaklanmanızı yerle bir eder.
Londres dará caza a los bandidos encapuchados y acabará con vuestra rebelión de mierda.
Bir tane Londra'ya bir tane de Eric'in Coventry'deki ağabeyine ulak yolladım.
He enviado un emisario a Londres y otro al hermano de Erik en Coventry.
Baronun vefatından beri, Londra'dan Pryceshire'a kadar bütün gözler üstünüzde.
Con la muerte de nuestro Barón, todos las miradas están sobre nosotros, desde Londres a Pryceshire.
Alex de öyle. Londra borsasinin açilis zilinden önce uyaniksa eger.
Y, al parecer, tampoco Alex... si está despierta antes que suenen las campanadas.
Bu bizi Londra olayı için ödeşmiş yapar
Eso nos hace incluso para Londres, por cierto.
Londra derken senin ajansının bir İngiliz gazetesine zorla girdiğini hatırladım
Por Londres, que quiere decir el momento en que me di cuenta un miembro de su agencia estaba a punto irrumpir en las oficinas de un periódico británico.
İnternet üzerinden Londra'ya bilet almış.
Utilizó una computadora de la compañía naviera para comprar un billete a Londres.
Londra, Paris, Dubai.
Londres, París, Dubai.
Londra'ya, Paris'e, kendi seçtiğim bir yere.
A Londres. A Paris. A la ciudad de mi elección.
Londra'da ilk hastalananlardan biriydi.
Fue uno de los primeros de Londres en enfermar.
- Bir Başkan ve Londra Üniversitesi'nin Dekanı.
Es la presidenta y catedrática administradora de la Universidad de Londres.
Paris, Londra, Viyana.
París, Londres, Viena.
Alışveriş merkezi, güney Londra.
Un centro comercial, al sur de Londres.
Londra!
¡ Londres!
- Yani, sen Londra'dansın huh?
Así que eres de Londres, ¿ eh?
Koca bir Londra sokağı ortadan kayboluyor sizse bunu telif hakkı ihlali sanıyorsunuz. Yem sokağı mı arıyoruz yani?
¿ Entonces buscamos una calle trampa?