Millennium перевод на испанский
150 параллельный перевод
Millennium Falcon'un kaptanıyım.
Soy el capitán del Halcón Milenario.
Millennium Falcon adını duymadınız mı?
¿ No has oído hablar del Halcón Milenario?
– Millennium Falcon'u bulmuştuk lordum ancak bir asteroid kümesinin içine girdi, biz de...
– ¿ Sí, almirante? – Hemos avistado al Halcón Milenario, pero entró en un campo de asteroides y no podemos arriesgarnos —
Millennium Falcon'u bulana yüklü bir ödül var.
Habrá una sustanciosa recompensa para quien encuentre al Halcón Milenario.
Millennium Falcon ışık hızıyla gittiyse şu anda galaksinin diğer tarafındadır.
Si el Halcón Milenario alcanzó la velocidad luz, puede estar al otro lado de la galaxia.
Millennium Falconun yüksek hızını devre dışı bırakmış mıydınız?
¿ Desactivaron sus hombres la hipervelocidad del Halcón Milenario?
... Efendi Luke Millennium Falcon...
... jefe Luke Halcón Milenario...
David Dr Stout, Milenyum Projesi bilimsel direktörüdür.
David él es el Dr. Stout, el director cientifico del proyecto millennium.
Şu Milenyum Grubu'yla yakınlaşmış.
Ese Grupo Millennium hizo contacto con él.
Onlara, Milenyum denilen bir gruptan olduğunu söylemiş.
Les dijo que era parte de algo llamado Grupo Millennium.
Şu Milenyum Grubu, tüm bu şeylere gerçekten inanıyorlar mı,
Los de este Grupo Millennium... ¿ creen realmente en todas esas cosas?
- Milenyum grubundan biri.
- Es del Grupo Millennium.
Ve sizin Milenyum grubu, Narkotik Bürosu'nun kayıtlarını mı inceliyorlar?
¿ Millennium está investigando los registros de la DEA?
Frank Black. Milenyum Grubu.
Frank Black, del Grupo Millennium.
Andrei, Milenyum Grubu'ndan Frank Black'le tanış.
- Andrei, éste es Frank Black, de Millennium.
Frank, sana Milenyum Grubu hakkında bir şey sorabilir miyim?
Frank, ¿ puedo hacerte una pregunta sobre el Grupo Millennium?
Bence kurban ayinsel bir şekilde katledildi ki Millennium Grubu da işin içine karışsın, böylece ben de içinde olayım.
La víctima fue asesinada ritualmente... para involucrar al Grupo, para involucrarme a mí.
Sana Catherine'in resimlerini yollayan adamdan ve Milenyum Grubunu buna dahil etmek isteyeceğini de biliyorum.
Lo del sujeto que te envía fotos de Catherine. Sé que querrás involucrar al Grupo Millennium.
Eski kolluk kuvvetlerinin Milenyum Grubu dediği bir grupla çalışıyorum.
Trabajo con un grupo de ex agentes del orden... llamado Grupo Millennium.
Peter, Han Solo, the Millennium Falcon'u, Cloud City'e aldığında gördü ki Lando Calrissian istasyonun kontrolünü Darth Vader'a verdi.
Al ir en el Millennium Falcon a la Ciudad de las Nubes, Solo vio que Lando Calrissian había dado el mando de la estación a Darth Vader.
Jedi filminin sonunda kaç tane TIE savaşçısı Millennium Falcon'ı ikinci Death Star'a kadar takip etti?
Al final de Jedi, ¿ cuántos luchadores tie persiguieron al Halcón del Milenio a la 2º Estrella de la Muerte?
- Millennium Grup'la mı ilgili bu?
¿ Tiene que ver con el Grupo Milenio?
Frank'le birlikte çalışan Millennium Grup'tan biri vardı.
Había alguien que trabajaba con Frank, aquí, en el Grupo Milenio.
Sonradan öğrendim ki, salgın, Catherine'in ölümü ve her şey için Millennium Grup'u suçluyormuş.
Luego me enteré de que culpó del brote de la muerte de Catherine, de todo el asunto al Grupo Milenio.
- Yine Millennium Grup.
Es el Grupo Milenio otra vez.
Bana daha çok Milenyum Grubu'nu düşündürdü.
Estoy pensando más en el Grupo Millennium.
Milenyum grubunun F.B.I. ile eskiye dayanan bir bağlantısı olduğu... için durum son derece hassas.
Debido a los lazos antiguos del Grupo Millennium con el Bureau, este asunto es... sensible, para expresar lo menos.
Bize Milenyum Grubu ile ilgili bilgi verecek tek kişi odur.
Pero si hay alguien que pueda decirnos algo sobre el Grupo Millennium, es él.
Hepsi de Milenyum Grubu üyesi, değil mi?
Fueron miembros del Grupo Millennium. ¿ Es cierto?
Milenyum Grubu bu anın geldiğine inanıyor.
El Grupo Millennium creía que ese momento había llegado.
O da Milenyum Grubu'nda mı? Hayır.
- Entonces, ¿ es él un miembro del Grupo Millennium también?
Milenyum Grubu'nun dört üyesi, ölseler bile yaşayacak olanlar, asıl onları yakalamak gerek.
Estos cuatro miembros del Grupo Millennium, los que "vivirán después de muertos" ... a estos tenemos que atrapar.
Mulder dört Milenyum Grubu üyesinden bahsetti... ölü olmayan ölüler.
Mulder mencionó los cuatro miembros de Millennium que "vivirán después de muertos."
Milenyum Grubu'dünyanın... sonunu getirebileceğine inanıyor musunuz?
¿ Cree que el Grupo Millennium es realmente capaz de traer el Fin de los Tiempos?
Millennium Falcon'u inşa ederek ekstradan puan alırım sanmıştım.
Bueno, pensé que conseguiría más puntos.. construyendo el Halcón Milenario.
Millennium ne?
El qué Milenario?
Millennium Falcon'u götürmen mi gerekiyor?
Usted tenía que traer el Halcón Milenario
biliyorsunuz, umudumuzu kaybettiğimiz bu zamanlarda, benim inancım reddedilse de, Han Solo nun inancı gibi ve onun güvenilmez "Millennium Falcon." u ki yakın zamanda genç nişanlı çiftle tanıştığıma memnunum onlar arkalarını döndüler,
Saben, en estos tiempos de pérdida de la moral incluso mi fe es desafiada, tanto como la fe de Han Solo en su "Millennium Falcon." Por eso estoy tan agardecido de haber conocido recientemente a una joven pareja comprometida que le dio la espalda a la tentación, a pesar de los ruegos del sexo prematrimonial.
Yeni kimyasal maddeleri deniyorum. "Millennium New Era."
Estoy probando una nueva línea "Milenium Nueva Era"
Milen... yum...
Millennium.
Milen... yum mu?
¿ Millennium?
Walter, şu Milenyum olayını hızlı bir şekilde detaylı olarak bir araştır.
Walter, investiga eso de Millennium. De inmediato y muy detalladamente.
Milenyum araştırman nasıl gidiyor?
¿ Algún avance sobre Millennium?
"Millennium Falcon."
El "Millennium Falcon."
Milenyum İmparatorluğu.
El Imperio del Millennium.
Kaptan, Lord Vader Millennium Falcon'un takibi konusundaki gelişmeleri istiyor.
Capitán, lord Vader pide las novedades del seguimiento del Halcón Milenario.
Çekici ışını Millennium Falcon'a kilitlemeye hazırlanın.
Preparen el rayo para el Halcón Milenario.
Rhys'in Millennium Stadı'nda çalışan arkadaşının bir kuzeni var.
Rhys conoce un tipo cuyo primo trabaja en el estadio Millenium.
Sabah 3, noel akşamı, Milenyum merkezinin önünde.
Las 3 a.m., víspera de Nochebuena, frente al Centro Millennium.
Sigortacılığa başlarım.
Me pondré bien y saltaré sobre cualquier obstáculo que ellos quieran, pero no mencionaré al Grupo Millennium de nuevo. - Venderé seguros.
Milenyum Grubu'nu, unutup gitmek istiyordum.
Dejar el Grupo Millennium detrás.