Ne şanssızlık перевод на испанский
67 параллельный перевод
Ne şanssızlık.
- La segunda no dejó nombre. - Qué mala suerte.
Ne şanssızlık, Marsha.
Un mal trago, Marsha.
Siyah bir kedi yolumu kesti, ne şanssızlık.
Aquí no aparece ni el gato.
Yüce Tanrım, ne şanssızlık!
¡ Dios mío, que desgracia!
Ne şanssızlık.
¡ Qué lástima!
Ne şanssızlık.
Que infortunio...
Ne şanssızlık.
¡ Qué manga de inútiles!
Ben de geç kaldım. Ne şanssızlık...
Si llego tarde enseguida protesta.
Ne şanssızlık, çünkü savaş esiri oldunuz. ´ ´
Es una pena, porque acaban de convertirse en prisioneros de guerra.
Sizin için ne şanssızlık.
Cuán desafortunado para usted.
Ne şanssızlık.
Qué lástima.
- Ne şanssızlık... - Evet?
- Pobres desgraciados.
Ne şanssızlık!
- Ay qué desgracia... - Llorar...
- Ne şanssızlık.Taksi kalmamış mı?
- No te preocupes.
Ne şanssızlık!
¡ Qué mala suerte!
Ne şanssızlık değil mi?
Es terrible, ¿ no te parece?
Ne şanssızlık!
¡ Decididamente!
Dedi ki " Ne şanssızlık.
Y dice : " No tengo ninguna chance.
Ne şanssızlık!
Tengo esto aquí.
Ne şanssızlık.
Qué mala suerte.
Ne şanssızlık, değil mi?
Qué mala suerte, ¿ no?
Ne şanssızlık... değil mi?
Que desafortunado. Oye, ¿ estabas viendo?
Aman ne şanssızlık. Botswana'da insanlar ölüyor.
Es lamentable, pero hay personas que mueren de hambre en Botswana.
Ne şanssızlık!
¡ Menuda suerte la nuestra!
Ne şanssızlık, bugün evde değil.
Qué mala suerte, hoy no está en casa.
Bir ölümün alakası oldu. Ne şanssızlık.
- Una muerte estuvo involucrada.
Ne şanssızlık ama.
Qué mala suerte.
- Ne şanssızlık.
- Qué desinflante.
Ne şanssızlık.
Esto es perfecto.
İki mi? Ne şanssızlık!
- Mala suerte...
Yargıç Park'a düşmeniz ne şanssızlık değil mi?
Nefasto el haber cogido al Juez Parks, ¿ no?
Ne şanssızlık.
Es un paquete.
Ne şanssızlık.
Que desafortunado.
- Ne şanssızlık.
Mala suerte.
Talihimizin dönmesi ne şanssızlık.
¡ Qué lamentable giro de los acontecimientos.
Ne şanssızlık ki, hiç kazanamadım.
Qué mala suerte. Yo ni una.
Ne şanssızlık, Bay Wengrow.
- Uno... Qué lástima, Sr. Wengrow.
Ne şanssızlık.
Qué pena.
Aman Tanrım. Ne şanssızlık.
Qué tragedia.
- Sağlıkları için ne şanssızlık.
Se lo pierden, es bueno para la salud.
Oh, tatlım, ne büyük şanssızlık.
Cariño, es terrible.
İşlerin böyle gerçekleşmesi ne büyük şanssızlık, değil mi? Neyse, boşver.
Mira que coincidir las dos cosas.
Ne şanssızlık.
Es una pena.
Ne gibi şanssızlık?
¿ Qué, qué mala suerte?
- Ne? - Hangisi şanssızlık sana bırakıyorum.
Tu hermano hizo uno mejor, y se te acabó la suerte.
Yerinin dar olması ne büyük şanssızlık.
Qué suerte tienes, había una vacía.
Sana söylemiştim. Bu şanssızlık değil de ne?
¿ No es esto mala suerte?
Ne şanssızlık.
Mala suerte.
Ne kadar büyük şanssızlık.
Qué desafortunado.
O şey tamı tamına 82 dakika bende kaldı ama ne kadar çok şanssızlık yaşadım, tahmin edemezsin. Çok ciddiyim.
y no creeras la suerte rara eso fue para abajo - y lo digo literalmente.
- Ne büyük şanssızlık.
Eso es desafortunado.