Nin mi перевод на испанский
8,513 параллельный перевод
Danny'nin mirası onu öldüren insanlara yardım etmek gibi bir şey mi olacak?
¿ Así que el legado de Dan sería ayudar al tipo de hombre que le mató?
Hep Sammi'nin yüzünden. Asker abimiz suçun Ian'da olmadığını anladı, değil mi?
El tipo del ejército sabe que no fue culpa de Ian, ¿ no?
Leydi Hazretleri'nin affına sığınıyorum ama kendi kulübemin anahtarını istemekte çok bir şey görmüyorum.
Le pido disculpas a su señoría, pero no veo que sea pedir demasiado, el tener la llave de mi propia cabaña.
Henry'nin doğuştan kazandığı hakkı cesaret mi olacak yoksa mantıklı önlem mi?
¿ El derecho a nacer de Henry será de orgullosa valentía... o de precaución prudente?
Patronum Don Maroni'nin şu anki durumumdan bihaber olduğu çok açık.
Mi patrón, Don Maroni, no sabe obviamente de mi apuro.
Fish Mooney'nin işi bitti mi?
Fish Mooney está acabada.
Frankie'nin öldürüldüğü Nikolai'yle çıkan kavga. On kere mi bıçaklanmıştı adam?
La pelea con Nikolai cuando mataron a Frankie.
Lee'nin benim yüzümden tehlikede olduğunun farkındasın değil mi?
Entiendes que es culpa mía que esté en peligro.
Basının hakkımda yaptığı "GCPD'nin parlayan yıldızı" söylemlerine inanmamam gerektiği konusunda...
Me dijo que no creyese en mi propia prensa como estrella en alza del DPG.
Sif ve Kree'nin bilmeye hakkı olduğu gibi mi?
de la misma forma... en que Sif y el Kree tenían derecho a saber?
"Matanga Zumbido'yla olan yüzleşmemden ölümcül Temblan'ı avlayıp yemek için kullandıkları bir ayin sayesinde kurtuldum. Elektrikli yılan balığının adı bu. Bu ayin, zehirli sarı kurbağa Anura Dendrobatidae'nin derisinden yapılma bir macunla yapılıyor."
" Sobreviví a mi encuentro con Matanga Zumbido solo gracias a un antiguo ritual tribal que ellos usan para cazar y comer la mortal Temblón... sus palabra para la anguila eléctrica... usan una pasta hecha de la piel de la rana venenosa.
Sen gezip tozarken arkadaşım Ray Krzeminski'nin öldürüldüğünün farkında mısın?
¿ Te das cuenta de que mi colega Ray Krzeminski fue asesinado mientras tú socializabas?
- Foggy'nin etten bahsetmesi mi?
¿ Foggy hablando de carnes curadas?
Aman Tanrım! Verandada Charlie'nin testislerini kurtararak yerimi aldın, evet.
Ocupaste mi lugar en el porche, y salvaste a Charlie, es verdad.
Bu ayıbım yüzünden hayatımın sonuna dek Larry'nin ruhundan özür diliyor olurdum.
Hubiera tenido que disculparme con el espíritu de Larry por el resto de mi vida.
Remy'nin pozisyonu için aday olanların listesini inceleyebildiniz mi?
¿ Ha tenido tiempo de revisar la lista de reemplazos de Remy?
Aslında yanımdaki dostum Ramse'nin programında büyük bir boşluk var.
De hecho, aquí mi amigo Ramse, tiene un hueco en su agenda. Oh, no, todo para ti, hermano.
Benim adımı Cassie'nin mesajından biliyordu.
Jones me sacó. Sabía mi nombre por el mensaje de Cassie.
Bak, Cassie'nin yaptığı bir şey var. Benim zamanımdaki her şeyi değiştiriyor.
Mira, Cassie hará algo que cambia todo en mi tiempo.
Efendim, iki Rus Mi-26 helikopterinin Hazar Denizi'nin kıyısına araç bıraktığını öğrendik. - Wexler için geliyorlar.
Señor, acaban de informar que un par de helicópteros rusos Mi-26... acaban de despegar de un portaaviones en la costa del Mar Caspio.
Bu yüzden mi geri geldiğimi düşünmeden edemiyorum, yani Andy Kelly'nin bu haliyle.
Pero no puedo dejar de preguntarme si esa es la razón por la que he vuelto, para estar con esta versión de Andy Kelly.
Az önce Phoebe'nin hayatını mahvettim mi?
¿ Acabo de arruinar la vida de Phoebe?
Bütün bunlar Barry'nin söyledikleri yüzünden mi?
¿ Es por lo que Barry dijo que había oído?
Oğlunuz olağanüstü birisi Dr. Allen. Barry'nin geleceğini garanti altına almak için elimden gelen her şeyi yaparım.
Bueno, su hijo es un hombre extraordinario, Dr. Allen, y haré todo lo que esté en mi poder para asegurar el futuro de Barry.
- Coast City'nin ki mi?
- ¿ De Coast City?
- Ben de babamın CCPD hesabının şifresini kırdım ve Eddie'nin polisleri vurduğu güvenlik görüntülerine ulaştım.
- Bueno... Pirateé la cuenta del departamento de policía de mi padre y fui al vídeo de Eddie disparando a esos policías.
Sence Barry'nin annesini Dr. Wells mi öldürdü?
¿ Cree que el Dr. Wells mató a la madre de Barry?
- Ben de babamın CCPD hesabının şifresini kırdım ve Eddie'nin polisleri vurduğu güvenlik görüntülerine ulaştım.
- Bueno... Pirateé la cuenta del departamento de policía de mi padre. y fui al vídeo de Eddie disparando a esos policías.
Herkes Ryan Hardy'nin kahraman olduğunu düşünüyor, ama kardeşim Giselle'yi öldürdü.
Todo el mundo cree que Ryan Hardy es un héroe, pero asesinó a mi hermana Giselle.
Kasabaya ailemi ziyarete gelmiştim ve Danny'nin eve geri döndüğünü duydum.
Estoy en la ciudad visitando a mi familia, y oí que Danny había regresado.
Kendinizden çok emin gözüküyorsunuz. Danny'nin hayatta olup olmadığını kontrol ettiniz mi?
Parece muy segura. ¿ Lo comprobó?
Danny'nin cenazesini sen yönettin değil mi?
Usted ofició el servicio en el funeral de Danny.
Öz anneniz sizi Danny'nin cesedi ile gördüğünü söyledi, değil mi?
Su propia madre le identificó con el cadáver de Danny, ¿ verdad?
Lisa Newbury'nin cesedini aramamız gerekip gerekmediğini ölü mü diri mi olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Vale, Lisa Newbury... necesitamos saber si está viva o muerta, si hay un cuerpo que buscar.
Kuzenim Vinny izleriz ve masa tenisi masasını sökeriz ve tüm gece annemin babamın ve Libby'nin nasıl delirdiğini konuşuruz.
Veremos Mi Primo Vinny y sacaremos la mesa de ping-pong y hablaremos de lo locos que estuvieron mamá, papá y Libby toda la noche.
Birini kafama attılar. diğerini de Mikey'nin kafasına attılar.
El que tiraron a mi cabeza.
Audrey'nin her zaman katil olabilecek kapasitede olduğuna inanırdım. Ama bu "en iyi arkadaşım havalı, bar kavgasını asla kaybetmem" düzeyinde.
Siempre creí que Audrey era capaz de asesinar, pero, al igual que, en una forma de "no es mi mejor amiga ruda, no voy a perder una pelea en el bar".
Benjamin'i Leslie'nin bulacağından emin olduğun bir yere sen mi koydun?
¿ Pusiste a Benjamin donde Leslie seguro lo encontraría?
Burası imgemde gördüğüm Emily'nin ailesiyle tartıştığı yer.
Allí fue donde vi a Emily peleándose con sus padres en mi visión.
- Teğmenim benden Emily'nin kaybolduğu yerin 10 kilometre çapındaki tapılara bakmamı istedi.
Mi teniente me pidió que investigara los títulos de propiedad en un radio de 16 kilómetros donde Emily fue hallada.
Genel Vali'nin sekreteri meraklı gibi mahkemeye mi gidecek?
¿ El Secretario Privado del Virrey curioseando por la corte?
Aldatan eski kocam, DeBlasio'nun zenginlere açtığı savaş şu kaz ayaklarından bahsetmiyorum bile, Buckley'nin odasına buldum.
Mi ex esposo infiel, la guerra de Bill de Blasio contra los ricos. Ni hablar de estas patas de gallo que hallé en el cuarto de Buckley.
Bir Büyük Efendi'nin aklına girmek mi?
¿ estando dentro de la mente de un Overlord?
Babama Da Vinci'nin bize katılacağını vaat etmiştin.
Le prometiste a mi padre que da Vinci se nos uniría.
Leland Schiller'in hapisten çıktığı gün Rose'nin şehir dışında olması hiçbirinize garip gelmedi mi?
¿ Nadie más pensó qué fue raro qué Rose estaba convenientemente fuera de la ciudad el día que Leland Schiller salió de prisión?
Paulie'nin içindeki gezilerimi mi dışındakileri mi soruyorsun?
¿ Dentro o fuera del condado de Paulie?
Amcam Joey'nin domuzları vardı.
Mi tío Joey criaba cerdos.
Tommy'nin hapiste çürümesine izin vereceğimi mi sanıyordun?
No pensaste que dejaría que Tommy se pudriera en prisión, ¿ o sí?
Holly'nin gitmesi onu perişan etti mi?
Holly lo dejándolo jodido? Eso está bien, también.
Molly'nin büyüleyici bir kadın olduğu konusunda sana katılıyorum ama ona olan ilgim sıkıca profesyonel.
Mira, acepto que... Molly es una mujer fascinante... pero mi interés en ella es estrictamente profesional.
Piped Piper'ın, Hooli'nin içinde kurulduğunu söylemeye çalışıyorlar oysa ben kendi kuluçkamda kurulduğunun canlı kanıtıyım.
Están tratando de decir que Pied Piper fue creado en Hooli, mientras que yo soy la prueba de que se ha creado aquí en mi incubadora viviente.