Not перевод на испанский
11,834 параллельный перевод
Tüm bilgilerimi o küçük not defterine yazdılar. Sonra da saçımdan bir tutam koparıp çantaya koydular.
Escribieron toda mi información en esta libreta y luego me arrancaron un mechón de pelo y lo pusieron en una bolsa.
Senden beklenen maçlarda görünmen, yoksa kimse burada olmanı umursamaz. not that anybody cares you're here.
Tienes que venir a los partidos, porque es lo que se espera, no porque a alguien le importe que estés aquí.
O zaman not almak isteyebilirsin.
Bueno, entonces es posible que desee tomar notas.
Yakınlaştık, sonra bana üzerinde bir not yazılı o kartı verdi.
Nos simpatizamos, y ella me dio una tarjeta con una nota.
Andrew'la bir diskoteğe gitmiştik bir hayranım yanıma gelip bana bir not verdi o da bu notu alıp cebime koyduğumu görmüş.
Yo había ido a una discoteca con Andrew, y se había acercado un admirador para darme una nota, y él me vio cuando agarré la nota y me la guardé en el bolsillo.
Ezra dün için seninle ilgili not bırakmış.
Um, Ezra dejó una nota diciendo que llamaste ayer
Sakıncası yoksa kendimi takdim edecek bir... not bırakmak isterdim aslında- -
Sería feliz escribiéndole una nota presentándome, si no le importaría...
"Sınavda daha iyi not almak için isteyerek bile olsa kopya çekmek uygunsuzdur."
"Sería inapropiado copiar en un examen, aún si significa que tendré una mejor calificación."
- Hayır, şeyden bir not var- -
- No, he recibido una nota de...
Louise, düğün kaçkını oldu ama bir not bırakmış.
Louise se ha dado a la fuga pero ha dejado una nota.
Ağaçtaki tüm isimleri ve baş harfleri not al. Bir ipucu bulunca, bunların üzerine gidebiliriz.
Consigue todos los nombres y las iniciales y los grabados para que podamos tener una pista, para poder continuar.
Nova Scotia üzerine birkaç not yazmıştım.
Garabateé algunas notas en Nueva Escocia.
Ekonominin kalbinin attığı yerde, bir evsiz ulu orta öldürülüyor cebine de neredeyse 4000 dolar ve fakirlerin hayatının önemsiz olduğu yazılı bir not bırakılıyor.
Así que alguien mata a un hombre sin techo en el medio del distrito financiero deja unos 4.000 dólares y una nota diciendo lo poco que vale la gente pobre.
Bir not daha bulduğunuzu söylemiştiniz.
Así que, ¿ dijiste que había otra nota?
Onlara sahte kanla dolu ve şöyle diyen bir not yollamalıyız.
Hay que enviarles un paquete lleno de sangre falsa, con una nota que diga
Birkaç hafta önce bana bir not yazdı.
Me escribió una nota hace unas semanas.
Not yanınızda mı?
¿ Trajo la nota?
Not hakkında ilginç olan şey ise, hakikaten Branch yazmış gibi geliyor kulağa.
Lo raro sobre esa nota es que en realidad suena como Branch.
" Not :
Posdata :
Washington ve Jefferson'un buluşmasına dair not, Ocak, 1777 yılına ait.
Notas de un encuentro entre Washington y Jefferson, enero de 1777.
Gittiğine dair not aldım.
Recibí tu nota de que te vas.
Sana verdiğim o çek defteri Post-its marka bir not defterinden ibaretti.
Sólo es un gran bloc de notas que te di.
Şu mektupla ilgili sana not bırakacaktım. Vali için taslak hâlinde.
Iba a dejarte una nota en relación a esta carta.
- Not var mıydı? - Evet, efendim.
¿ Había una nota?
Takvime "Herkes gittikten sonra" diye not düşülmüş.
Aquí dice que está programado para "después de que todos se vayan".
Not aldım.
- Recibido. - ¡ Hola! ¡ Hola!
İkincisi, polisler beni salona aldıklarında.. - not defterimi almam için -
Y, B, cuando los policías me dejan en la sala de estar para tener mi Ebook CliffNotes,
Yani giderseniz kaçırdığınız tüm sınav ve ödevler için eksi not alacaksınız.
Así que, si lo hace, se le calificará en cada pérdida de examen y asignación de clase.
Eğer bir yere yazmazsam, not almazsam... tarifin neyle ilgili olduğunu deşifre etmezsem... ve başka insanlara ulaşmasını sağlamazsam... başka kimse yapmaz.
Si yo no escribo, anoto, descifro de qué se trata la receta y busco una forma de que sea accesible a los demás nadie lo hará.
Sana not mu verdiler?
¿ Te han dado notas?
Çoğunlukla mesajını not alıp sonradan kocasına iletiyorum.
Simplemente se lo desvío a un móvil la mayoría de las veces.
Olamaz, bir not var.
Oh, no. Esto... Aquí hay una nota.
Bu not peki o zaman?
Y entonces, ¿ qué... qué pasa con esta nota, eh?
Sevgili dostumuza, Etiyopya'nın Yüce Kraliçesi'ne eğlenceli küçük bir not hazırlıyorum.
Estoy componiendo una divertida notita para nuestra querida amiga, la gran reina de Etiopía.
Bu adama inanamıyorum, sahte not yazmış.
Este tío es demasiado. Falsificó esa nota.
- Kamyonetin çıkışını not eden kişi.
- El encargado de la furgoneta.
- Tombala! Not defteri alabilir miyim?
Bingo, tengo algo.
Not edildi.
Entendido.
Hey, Dolph, Newton'una not al "Martin'i döv."
Oye, Dolph, toma nota en tu Newton. "Golpear a Martin".
Herhangi bir not bulundu mu?
¿ Ha enviado alguna nota?
Chili, DC'de gezdiği altı lokantadan biri hariç hepsine iyi not vermiş.
Sobre los seis bodegones que Chili visitó en Washington, dio a todas una crítica positiva excepto a una.
Bak, Chili Reuben'in cesedini bulduk ve burası kötü not verdiği son yerdi.
Ya sabes, bueno, que encontraron a Chili Reuben muerto y este fue el último lugar al que le dio una mala crítica.
- Chili, iyi not vermesi için ona 3000 dolar vermedim diye burayı kötüledi. Bir TV dangalağına rüşvet vermem.
- Chili pisoteó mi comida porque me negué a pagarle tres mil para obtener una buena crítica.
─ In fact, how come you're not there?
~ De hecho, ¿ cómo es que no estás allí?
Mutfakta size not bırakmış.
Ha dejado una nota en la cocina.
Not bırakmıştım.
Dejé una nota.
bilgisayarına not yazdın.
Escribiste una nota en su ordenador.
Bir çocuk bana not yazdı.
El chico me escribió.
Buraya not düşeyim.
- Y a veces noto correlaciones entre los niveles de buenas perforaciones y las velocidad de drenaje y lo anoto aquí.
Those cotton balls do not provide much energy, do they?
Bueno, ¡ ya estoy sonriendo! # Loca por ti... # Wow.
Bunu not aldım, İngiltere etrafında sürmek, Tamam, not aldım.
Me he dado cuenta de esto, conduciendo en Gran Bretaña, está bien, me he dado cuenta muchos de los nuevos niños, gente que acaba de llegar en Gran Bretaña, tiene que entender cómo utilizar las autopistas aquí -