Onu yakalayacağım перевод на испанский
365 параллельный перевод
Evet, işte onu yakalayacağımız yer, bu küçük işaretin yakınları.
Sí, es el lugar para atraparlo, cerca de esta pequeña marca
Onu yakalayacağım, tamam.
Está bien, lo haré.
Eğer Leggett, Buchanan'ı öldürdüyse, onu yakalayacağım.
Si Leggett mató a Buchanan, ¡ lo quiero!
Eninde sonunda onu yakalayacağımızı söyleyin.
Diga que lo sacaremos aunque se caiga el edificio.
Onu yakalayacağım!
¡ Yo lo cogeré!
Çünkü eğer oysa onu yakalayacağım.
Si es él, seguro que le atraparé.
Sizin için onu yakalayacağım.
Te voy a atrapar.
Patronumu ortaya çıkartmak zorunda kalsam bile onu yakalayacağım!
Sí, señor, ¡ Atraparé a ese ladrón aunque tenga que pedírselo al gobernador!
Bakın, atladığında ben onu yakalayacağım, sen yarı yolda iken yakala ve sen de çarptığında...
Miren, lo podran coger cuando el salte, usted lo coge a medio camino, y lo atrapa cuando él se golpee.
- Evet, onu yakalayacağım.
- Sí, la atraparé.
Onu yakalayacağım!
¡ La atraparé!
- Onu yakalayacağım.
- La atraparé.
Onu yakalayacağım!
- Aquí. ¡ Iré por ella!
Ve, Baylar, onu yakalayacağım.
Y, señores, será mío.
Onu yakalayacağım! Neye mal olacağı sorun değil!
no escatimaré dinero.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
Tenemos que ocuparnos en serio de la guarida.
Bir merdiven sarkıtacağız. Aşağıya inip onu yakalayacağım.
Echaremos una escala y bajaré a buscarle.
Onu yakalayacağım ve eğer korkusundan kaçmışsa kafasını kıracağım.
Le cogeré y le romperé sus huesos si no huye antes despavorido.
Vanucci'ye söyle, onu yakalayacağım.
Dígale a Vanucci que lo atraparé.
Onu yakalayacağım.
Los cogeré.
- Meraklanma bayan, onu yakalayacağım.
- No se preocupe, yo lo atraparé.
Profesör, şimdiye kadarki suçlarınızı kayda almayacağım. Fakat bu yaratık gemimde. Ve ben onu yakalayacağım.
Profesor olvidaré los cargos actuales pero la criatura está en mi nave y la atraparé o tendré su pellejo, o las dos cosas. ¿ Dónde está?
Onu yakalayacağım, Kaptan.
Le atraparé, capitán.
Ama onu yakalayacağım.
El es único.
Onun yerini biliyorum ve onu yakalayacağım.
Sé dónde se encuentra y voy a cazarlo.
Çok yakında onu yakalayacağım.
Y pronto lo hallaré.
İşler biraz değişti. Onu yakalayacağım.
Las probabilidades son un poco diferentes.
Fakat bu yaratık gemimde. Ve ben onu yakalayacağım.
Pero esta criatura está a bordo de mi nave y la atraparé o le haré responsable.
Ama ben onu yakalayacağım. Kökünü kazayacağım.
Pero yo lo atraparé, lo haré visible.
Buraya lanet Charnier için geldim ve onu yakalayacağım.
He venido a por ese cabrón de Charnier, y lo voy a atrapar.
Charnier'in peşinden geldim ve onu yakalayacağım!
¡ Vine a por Charnier y voy a atraparlo!
Sizin için onu yakalayacağım.
Cogeré a ese bicho.
Onu yakalayacağım.
Voy a tumbarlo.
Onu yakalayacağım!
¡ Voy a machacarlo!
Oh kimin umrunda.Onu yakalayacağım.
¡ A quién le importa! Iré con él.
Bu tilki tamamen suçludur ve ben onu yakalayacağım.
Ese zorro tuyo casi mata a Chief, y ahora la pagara.
Onu nasıl yakalayacağımız asıl mesele.
Cómo atrapamos a esa persona, esa es la clave.
Ben gidip yakalayacağım onu!
Voy a llegar antes que él.
Chris, onu yakalayacağım.
Nos habríamos casado, habríamos tenido seguridad.
Onu Placerville'ye kadar kovalamak zorunda kalsam bile bu sefer yakalayacağım.
Esta vez lo atraparé, aunque tenga que perseguirlo hasta Placerville.
Meslektaşım diyor ki.. .. mahkum şayet bu sabah kaçtıysa.. .. onu yakalayacağız.
Mi compañero dice... que si realmente el prisionero se ha evadido esta mañana, lo capturaremos.
Bir gün onu üniformasız yakalayacağım ve...
Un día de éstos lo agarraré sin uniforme y...
- Sen dur, onu ben yakalayacağım.
- Espera aquí. Le llevaré.
Kendi başınızasınız, Bayan Hudson, ve onu sizin aracılığınızla yakalayacağım.
Está por su cuenta, Srta. Hudson y yo voy a atraparlo a él a través de usted.
Onu tekrar yakalayacağım.
Voy a agarrarla de nuevo.
Onu bugün yakalayacağım.
Tengo que capturar a Oyo cueste lo que cueste.
Onu nasıl yakalayacağım?
Maldito pájaro.
Çünkü onu ben yakalayacağım!
Porque lo voy a hacer yo.
Mişko oğlum, sana yakalayacağım onu.
Misko, hijo mío, lo agarraré para ti.
Fare bu tarafa mı kaçtı, onu pençelerimle yakalayacağım.
El ratón salta por aquí, y yo lo agarro con mi garra.
Lastik izlerini gördüm Gert, onu bir gün suçüstü yakalayacağım.
Lo he visto, Gert, y cuando lo agarre, se va a enterar.