Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ P ] / Parcasi

Parcasi перевод на испанский

191 параллельный перевод
Orda olmak zorunda oldugundan, varolan ve olmayan, kesin olmayan iki gercek arasinda dalgalanan, belgelerin ve romanin bir parcasi.
Sin embargo, él debe estar allí, ausente y presente, oscilando entre dos verdades inciertas, la del documento y la de la ficción.
Her zaman hayatimin bir parcasi olmustur.
Siempre ha sido parte de mi vida.
Ufacik bir parcasi bile kalmadi.
No hay una sola parte a la izquierda.
"Sadece serseri olma. Bir seyin parcasi ol!"
"No seas un patancillo, sé parte de algo".
- Bana niye söylemedin? - Hayatimin bir parcasi olmak istemedigini söylemistin.
- Dijiste que no querías ser parte de mi vida.
sizinle konusmam anlasmanin parcasi degildi.
Compartir con usted no forma parte del trato
tabi hayatimin parcasi olmak icin ugrastiginizin farkindayim ve escinsel oldugum halde beni sevdiginizi biliyorum.
Claro Os agradezco todo lo que estáis haciendo por intentar ser parte de mi vida... y... por demostrarme que me queréis aunque sea gay
Disarida sadece bir tane bir numara yok. Disaridaki bolümün bir parcasi, Yarisi kadar, ceyregi kadar.
Existen fracciones de una, mitades de una, cuartas partes de una.
"Yeni Vita-Power Enerji Cubuklari lezzetli, her parcasi cignenebilir."
"Nuevas Vita-Poder, barras energéticas con texturas y sabores sorprendentes en cada mordida."
Ah tanrim, sorunun parcasi sensin.
¡ Pués ponlas! ¡ Oh, Dios! Eres parte del problema.
Castle'in dunyasinin bir parcasi olabilmek icin her gun daha cok insan basvuru yapiyor.
Cada día hay más gente que se alista, todos quieren ser parte del mundo de Castle.
Iki kanat parcasi üzerinde durur ve hareketsiz bir sekilde saatlerce oturabilir.
Se sostiene con 2 aletas especialmente adaptadas y puede sentarse inmóvil hora tras hora.
Rolunun bir parcasi bu.
Forma parte de su número.
Ingiliz besteci Edward Elgar tarafindan yazilmis. Bu onun "Alti Cok Kolay Parcasi" ndan.
La escribió un compositor británico, Edward Elgar... es de sus "Seis piezas muy sencillas".
Ve simdi siz uçmayï ve savasmayï ögrenmek için buradasïnïz mirasïmïzïn bir parçasï olmak için.
Ahora estáis aquí para aprender a volar y a luchar y para ser parte de ese legado.
Dietrich iºin önemli bir parçasï.
Dietrich es una parte vital de ese trabajo.
Aslinda bunlarin eylemleri halkin ihtiyaçlarinin gerçek temsilcileri olduklarini soyleyenler tarafindan bir dizi yalanin parçasi...
Tanto más cuando sus actividades se inscriben... en la larga serie de mentiras... vertidas todos los días... sobre los únicos representantes auténticos del interés del pueblo.
Gösteri kendini es zamanli bir biçimde hem toplum, hem toplumun bir parçasi hem de bir birlesme araci olarak sunar.
El espectáculo se muestra a la vez como la sociedad misma, como una parte de la sociedad, y como instrumento de unificación.
Toplumun bir parçasi olarak gösteri, tüm görülerin ve bilincin odak noktasidir.
En tanto que parte de la sociedad, es expresamente el sector que concentra todas las miradas y toda la conciencia.
Sen de bir parçasïsïn Kizzy. En önemli parçasï.
Y tú eres la parte más importante, Kizzy.
Sürprizin bir parçasï.
Una sorpresa especial.
Herkes aynï ailenin parçasï.
Todos somos parte de la misma familia.
Bayraklari ve megafonlariyla asiri Sag'in otomobilleri Tokyo peyzajinin bir parçasi. – Bay Akao ise odak noktalari, diye yaziyordu.
los automóviles de la extrema derecha con sus banderas y megáfonos forman parte del paisaje de Tokio, el señor Akao es su punto focal.
Merak etmeye basliyorum, bu rüyalar bana mi ait gerçekten yoksa, bir bütünün, tüm bir kentin de bir projeksiyondan ibaret oldugu devasa kollektif bir rüyanin mi parçasi?
Empiezo a preguntarme si esos sueños son realmente míos, o si forman parte de una totalidad, de un sueño colectivo gigante, del cual la ciudad entera podría ser la proyección.
Bijagós, Gine-Bissau'nun bir parçasi.
Los Bijagós son parte de Guinea-Bissau.
BOK PARÇASI!
¡ PEDAZO DE MIERDA!
Ama ben bir parçasi degilim.
De la cual no soy parte.
Arastirma projesinin bir parçasi, bu yüzden ben, laboratuvar denegi ( Gine domuzu ) olmak zorundayim.
Es para su proyecto y debo hacer de conejillo de Indias.
Firmanizin bir parçasi olmaktan son derece heyecan duydugumu belirtmeliyim.
Debo decir que estoy emocionado de ser parte de su firma.
Sizin için sehvet gözlerimde her zaman teninin kokusu varya Nefesimin bir parçasi haline geldi
La lujuria por ti está siempre en mis ojos. El aroma de tu cuerpo ahora es parte de mi aliento.
Bunun bir parçasi olarak ayakta durdum ama Hayatimda ilkler silindi.
Era como si una parte de mi vida se hubiera borrado.
TESADÜFÎ BİR KRONOLOJİNİN 71 PARÇASI
71 FRAGMENTOS DE UNA CRONOLOGÍA DEL AZAR
Bu gösterinin parçasi.
Eso es parte del show.
Gösterinin parçasi degil.
No es parte del show.
Yuhlamak ve hisss'lemek gösterinin parçasi degil.
Abuchear y silbar no es parte del show.
Biraz çarşaf... ( ESRARIN SARILDIĞI KAĞIT PARÇASI )... ve bir paket camel istiyorum.
Necesito unos papeles y unos cigarrillos.
BÜYÜK DETROIT OTO YEDEK PARÇASI
AUTOPARTES GRAN DETROlT
Dersin bir parcasi oldu.
Sweeney lo introdujo en el curso.
Kendimizi uluslararasi mücadelenin bir parçasi olarak hissediyorduk.
Formábamos parte de la lucha internacional.
BEDAVA PARA BUNU PARÇASI OLMALI
Quiero destinar mil millones como ayuda al sureste de Asia... y Ho Chi Minh no quiere verlos.
Bu planin bir parçasi, bebeğim.
Silencio, Gina. Es parte del plan, bebé.
Bu planin bir parçasi değildi, Bucum.
Eso no era parte del plan, Bucum.
Farketmissinizdir Hamilcar Barca seri okuma listesinin bir parçasi degil?
Se darán cuenta que Hamilcar Barca no es parte de la lista de curso de lectura?
"Bu dünyanin bir parçasi olacagim."
"... seré parte de este mundo. "
O zamandan beri, Welshie de maceramizin bir parçasi oldu.
Desde entonces, Welshie ha sido un participante bienvenido en nuestras aventuras.
Luthor malikanesinde yasiyoruz, ama o dünyanin parçasi degiliz.
Vivimos en su mansión, pero no pertenecemos a su mundo.
DNA PARÇASI TANIMLANDI
ADN IDENTIFICADO
Bak. Brooke'un çocugumun hayatinin bir parçasi olmama izin vermesinin tek yolu ona sorumluk sahibi oldugumu kanitlamam. Restoranda bir terfi onu etkileyebilir.
Mira, la única forma de que Brooke me deje ser parte de la vida de mi hijo, es demostrarle que yo soy responsable, un ascenso en el restaurante la impresionaria
Artik bunun bir parçasi degilim.
Ya no soy parte de eso.
CENNET PARÇASI
- PEDAZO DE CIELO -
Bunu imtihan parçasi diye kullanalim.
Que tal si la presentamos para nuestra presentación final.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]