Radyoda перевод на испанский
1,310 параллельный перевод
Abby'yi radyoda dinlemeden önce bir kediyle hayatta ilgilenmezdim.
Antes de escuchar a Abby, no le hubiera dado ni la hora a un gato.
Radyoda birini arıyorlar.
Necesitan a alguien en la radio.
İşe gelirken radyoda çalan şarkılar bir anda anlam kazandı.
Saben, camino al trabajo, Todas esas canciones en la radio de repente tienen sentido para mí.
- Radyoda çalışacağınızı sanıyordum.
Pensé que estaría esta noche en la emisora.
Roz Doyle, radyoda yapımcı, bekâr.
"Roz Doyle, productora de radio,... soltera".
Radyoda ne vardı?
¿ Qué había?
Buraya sana radyoda kölelik yapmaya gelmedim.
No vine para hacer de Pumba en la radio.
Bakalım radyoda ne varmış Weebo. Latin!
Veamos qué hay en la radio.
Radyoda bu genellikle görüşmenin bitimine işarettir.
En radio, eso significa fin del reportaje.
Onlar için radyoda olacaktım.
Sólo... sólo iba a criticarlos en la radio.
Biliyor musun, dün radyoda...
Sabes, ayer en la radio...
O andan itibaren radyoda olmak istedim.
Desde aquél momento, quise pertenecer a la radio.
- Ben radyoda çalışmak istiyorum.
Quiero trabajar en la radio.
Ama radyoda çalışmak için sesin olmalı.
Pero para la radio necesitas una voz.
Gerçekten radyoda çalışmak mı istiyorsun?
¿ De verdad quieres trabajar en la radio?
- Bugün seni radyoda dinledim. - Dinledin mi?
Hey, te escuche hoy en la radio.
Şimdi seninle radyoda seks yapacağım.
Voy a hacer sexo contigo ahora mismo, a través de la radio.
- Tamam. Radyoda seks yapmayı göze alan kadın nasıl biri olabilir acaba?
¿ Qué clase de mujer eres que haces sexo de esta forma por la radio?
Buraya gelirken eğer radyoda kazanmak istiyorsam her şey hakkında konuşmam gerektiğinde anlaşmıştık.
Cuando vinimos aquí dije que, si iba a estar en la radio, tendría que hablar de todo. No puedo echarme atrás. - Howard...
Ama bence radyoda büyük penis diyemezsin.
Uh, no creo que se pueda decir "gran pija" en la radio.
Sadece radyoda öyle.
Sólo en la radio.
Bu akşamki ilk konuğumuz New York City'de WNBC radyoda öğleden sonra disk jokeyi. Bayanlar ve baylar, bana bir iyilik yapın.
El primer invitado de la noche es el locutor del programa de la tarde en la WNBC aquí en NYC.
Haftada bir kaç kez golf oynuyorum. Ama şunu söyleyeyim eğer Howard beni dinlemiş olsaydı ben hâlâ radyoda olabilirdim.
Juego al golf varias veces a la semana pero les tengo que decir que, si Howard me hubiera escuchado, yo seguiría en la radio.
Azgın kum fırtınası ve radyoda trafik raporlarından başka bir şey yok.
El viento es muy fuerte. Eso me provoca problemas con la radio.
Radyoda söylediler, daha kötü olacak.
Esperemos que la radio funcione mejor.
Radyoda çıktı bile.
Ya están anunciándolo por radio.
Radyoda 32 derece dediler.
La radio dijo que hará más de 32º.
Üniversitedeyken radyoda bir programım vardı. Radyoya girince, prodüktörlükte tıkanıp kaldım.
Tenía mi propio show en la universidad y cuando comencé en la estación,
Aylardır radyoda kaçak bir kopyası dolaşıyor. Tamam.
Por meses, hubo una copia pirata dando vueltas en la estación.
Frasier Crane, prodüktörünü çalan bir radyoda çalışmaz dedim.
Le dije que Frasier Crane no estaba dispuesto a trabajar en una radio - donde le roban a su productor. - Oh.
-... radyoda kalın.
- Mantengan contacto por radio.
İsmi bile sahteydi. Beni radyoda tehdit eden de oydu.
Hasta mintió sobre su nombre cuando me amenazó en la radio.
Ve işe giderken radyoda beni takip etmeye başladılar ne yapıyorsam söylüyorlardı. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Y la radio, camino al trabajo,... comenzó a seguirme,... hablaba de todo lo que hacía, ¿ sabes a lo que me refiero?
Ben bunu profesyonelce yapıyorum radyoda. Başarmama çok az kaldı.
Eso es lo que hago en la radio.
Radyoda o şarkı çalıyordu.
Quiero decir, incluso estaba esa canción en la radio.
"Mandy" radyoda her gün çalmıyor.
No es como si escucharas "Mandy" en la radio todos los días.
- Radyoda Sasha'yı duydum.
¿ Qué pasa? Oí a Sasha por la radio.
Radyoda çalışıyorum.
Trabajo para la radio.
Delhi'de oturup radyoda şarkı çaldın.
Tú estás en Delhi y pones canciones en la radio.
- Radyoda bir vaiz vardı. Sürekli bundan konuştu durdu.
Hay un cura en la radio que no habla de otra cosa.
Ling, radyoda söyledikleri yüzünden bir radyo programcısına dava açıyorsun. Bir kadına dava açıyorsun çünkü...
Ling, demandas a un comentarista por lo que dice en la radio, demandas a una mujer...
Arabayla işe giderken, radyoda "Az önce bir tüyocudan 128 numaralı otoyolun tıkalı olduğunu duyduk, yanyolları kullanın" diye bir anons duyarsın.
Oye en la radio : "El túnel 128 está atascado". - Se llaman...
Onun radyoda söylediklerinin, fabrikadaki erkeklerin düşüncelerini ve sözlerini etkilediğini nasıl kanıtlarsınız?
¿ Cómo podría probar que lo que dice en la radio afecta lo que los hombres piensan y dicen en la fábrica?
Şansım varsa yakında yine radyoda olacağım.
Con suerte volveré.
Makyaj yaptırmayı düşünmüyordum ama radyoda yeni, yakışıklı bir çalışan var.
No planeaba usar maquillaje, pero hay un nuevo y apuesto empleado.
Sizin radyoda hareket varmış.
Vaya movida que hay en la emisora.
Az önce radyoda dinledim.
Hey. Vamos.
İsmini bir saattir radyoda anons ediyorlar sersem.
Hace una hora que están proclamando tu nombre por la radio.
- Radyoda çalışmak istiyor.
Quiere trabajar en la radio.
Radyoda bir şarkı çalmaktadır.
Suena una canción que le gusta.
Bunun sadece radyoda yayınlanacağını sanıyordum.
Creí que sólo era por radio.