Satıldı перевод на испанский
2,065 параллельный перевод
Satıldım.
He sido vendido.
Fiyat artıranlar bile oldu. Kaça satıldı bilin!
Hubo una guerra en la subasta, ¿ adivinen en cuánto se vendió?
Bu yüzden nişanı duyuracaklar. Sonra gelinliğimi dikmek için tasarımcılar yarışacak. Düğün fotoğrafları şimdiden People dergisine satıldı ve Gwen Stefani'ye düğünüme gelip...
Y después todos los diseñadores van a apostar para ver quién hará mi vestido, y las fotos de la boda ya están vendidas a la revista People, y van a pagarle a Gwen Stefani 100 de los grandes para que sea mi mejor amiga.
Toplu konut satıldı.
El consejo público fue vendido.
Devlet endüstrileri pazarlıkla satıldı.
empresas estatales se vendieron a un precio de ganga.
Ayrıca, devlet sektörleri satıldı. Devasa bir politik etkileşimle,... yeni bir milyarder iş adamları sınıfı oluştu. Oligarşi.
Aún más Las empresas estatales fueron vendidas... creando una nueva clase de empresariado multimillonario... con una enorme influencia política :
- Olabilir. - İmalatçısına ulaşabilirsen, seri numarasını ve satıldığı dükkanı bulabiliriz.
Bueno, si puedes rastrear al fabricante, podríamos ser capaces de conseguir un número de lote y una tienda en específico.
1250 kopyadan oluşan ilk baskı anında satıldı. Ve tekrar basıma girdi.
La primera edición de 1.250 copias se agotó inmediatamente, y se imprimió otra edición.
Hayır, o aslında Amerikan Doğal Tarih Müzesi'ne satıldı. Öyle mi?
- No, de hecho, fue vendido al Museo Americano de Historia Natural.
Bütün biletler satıldı.
Se vendieron todas las entradas.
- Elden çıkardığın parçanın kaça satıldığını görmeyi beklemeden mi?
¿ No te quedaste para ver en cuánto se vendía tu pieza?
Ondan ayrılmak istemezdim ama karımın o mücevheri dün 300 bin doların üstünde bir bedele satıldı.
No quería desprenderme... pero... la joya de mi esposa ayer... se vendió... en más de $ 300,000 sin engañar a nadie.
- İki yıl önce böyle bir abajurun karaborsada 10 bin doların üstünde bir fiyata satıldığını duydum.
Dos años antes escuché sobre uno que fué comerciado en el mercado negro en más de $ 10,000.
Haftalık yayınlanan bir isviçre gazetesinden yapılan alıntılardan sonra, Kitap piyasada patlamadan önce 10.000 den fazla kopya satıldı,
Después que un periódico Suizo publicó partes del libro en una columna semanal se vendieron más de diez mil libros antes de que éstos llegaran al mercado
İnsanlar vuruldu, arabaları çalındı, uyuşturucular köşe başında satıldı!
¡ Gente a la que disparan y le roban coches, drogas que se venden en las esquinas!
Sanıyorum 400 gineye satıldı.
Está a la venta por 400 guineas, creo. - ¿ Dónde estuviste anoche?
- Ne? Evet. Günah Keçisi bu öğleden sonra 450 gineye satıldı.
El " chivo expiatorio'se vendió por 450 guineas esta tarde.
En azından Bırakma Emri satıldı.
Al menos "La Orden de Liberación" se ha vendido. ¿ Qué?
Oradan satıldığı nalbura ya da internet mağazasına izini sürebiliriz.
Tal vez podemos rastrearlo en una ferretería o un sitio de internet.
Sonra ev satıldı ve biz güneye gidiyorduk.
Y entonces el lugar se vendió y nos fuimos al Sur.
Küçük oğlum, satıldı.
mi pequeño hijo. El fue vendido.
Satıldı mı?
Que fue vendido?
Kime satıldı?
A quien! ?
Babası tarafından satıldı.
Lo vendió su padre.
Babası tarafından satıldı.
Vendido por su padre.
3.000 dolara mal oldu ama kesinlikle değdi. Satıldım.
Costó 3.000 dólares, pero valió la pena.
- Satıldı.
- ¡ Vendida!
Polisleri arayıp, DNA'mın bir rehincide satıldığını mı söyleyeceksin?
¿ Llamar a la policía y decirles que mi ADN fue vendido en una casa de empeños?
Onlar satıldığında seni alkışlarız.
- Cuando se vendan, te aplaudiremos.
- Birazı doğru, birazı yanlış. McCann'den haberleri vardı ama PPL'in de satıldığını sanıyorlardı.
Saben lo de McCann, pero creían que también PPL había sido vendida.
Elmasın, Baltimore'da küçük bir kuyumcuda satıldığını biliyoruz.
Sabemos que el diamante fue vendido en una joyería pequeña en Baltimore.
- Son McMullan 3,000 $'dan satıldı.
Oye. La última de McMullan está a 3,000 dólares.
Yaşlı atların satıldığını görüyorduk.
Mirando a ver si vendemos algún caballo viejo.
Firewalker, Juan Diaz'a mı satıldı?
Firewalker... ¿ fue vendido a Juan Díaz?
Karısı satıldı, birbirlerini sevmiyorlar bile.
Su esposa lo capturó, pero parece que no se aman.
Şüpheli, yarı-bilimsel kişisel yardım kitaplarının satıldığı her yerde.
Disponible donde quiera que se vendan libros de auto-ayuda pseudo-científicos.
Evet, az önce 120.000 Dolara satıldı.
Sí, y la vendieron en 120 000 dólares
- Buradaki her parça satıldı bile.
Cada pieza que está aquí ya ha sido vendida. Oh...
Satıldığımızı mı söyledi.
Ellos dijeron que nos han vendido.
Göz ameliyatı da işin içine katıldığında bu estetiklerin nedeni, John Pollock'un şirketinin satılması olmayabilir.
Añade eso a la cirugía ocular correctiva, y parece que John Pollock no estaba mejorando sólo su empresa.
35 yıldır bu bölümü seyretmediğin halde her bir diyalogu satır satır bildiğini mi söylüyorsun?
¿ Quieres decir que sabes cada línea de diálogo pero no has visto un sólo episodio en 35 años?
Evet, Adam. Nasıldı? Dün birileri bizim de bilmemiz gereken bir şeyler satın aldı mı?
Alguien ha comprado algo anoche que deberíamos ser puestos al corriente?
1963'te Clouzot Ines'le evlenir. birkaç yıldır üstünde çalıştığı Cehennem'in senaryosuna son hâlini verir ve senaryonun ilk birkaç satırını diğer otel müdavimleriyle paylaşır.
En 1963, se había casado con Inès, terminado el guión de "El infierno" en el que había trabajado durante muchos años, y discutido las líneas de aperura con otros habitués del hotel, como
10 yıldır bilgisayar satıyorum, ondan önce 10 yıl faks makinesi,... ve ondan önceki 5 yıl elektronik daktilolar...
Llevo 10 años vendiendo computados y 10 años antes fax y 5 años antes, máquinas de escribir electrónicas.
Sonra buna bayıldı. Daha sonra da ihtiyaç duymaya başladı. Çok geçmeden, satıcı ve alıcı oldu.
Primero le gustaron Después las necesitaba pronto él estaba vendiendo para comprar, y comprando para vender alguna vez has vivido con un adicto?
Satıldı o.
Es un vendido.
PPL, McCann'e satıldı.
PPL ha sido vendida a McCann.
"Birkin Çanta" larının hepsinin satıldığını söylediği zaman ne yapmıştın hatırladın mı?
¿ Qué hiciste?
Evet, peki ya şu satır- - Kumquat ve bıldırcın mı?
Y el nuevo estilo. ¿ El quinoto en el Kwell?
Sadece konuyu dile getir, eğer McCloon çıldırırsa satın alındığını bilirsin ve ihraç edilmesi için savaşırsın.
Sólo trae el tema. Y si Mc Cloon enloquece, sabrás que la había comprado y pelea para que la reemplacen.
Sosisli sandviç satıcısı bayıldığında benim de yaptığım buydu, ama sen gidip bana yardım getirttin.
Eso fue lo que dije cuando ese vendedor de hot dogs se desmayó. Pero me hiciste buscar ayuda.