Seninle mi перевод на испанский
8,089 параллельный перевод
- Seninle mi? - Evet.
Sí.
Her şey sadece seninle mi ilgili yani?
¿ Crees que es por ti y sólo por ti?
- Seninle mi çene çaldı?
¿ Con usted?
Selam tatlım. Mark seninle mi?
Hola, perfectamente, ¿ está Mark contigo?
- Kız seninle mi?
- ¿ La chica está contigo?
- Seninle mi?
- ¿ Nuestro romance?
Diğer günlerim, seninle nasıl konuşacağımın yolunu düşünmekle geçti. Küçük topluluğumda bir ev de bulmuştun üstelik.
Los siguientes días se consumieron... ideando formas en que yo pudiera hablar contigo... ahora que has encontrado un hogar en mi pequeña comunidad.
Seninle takım olduğumuza sevindim.
Qué suerte que estás de mi lado.
Birnam Ormanı gerçekten gelmiş bile olsa Dunsinane'e hiçbir kadından doğmamış seninle karşı karşıya gelsem de sonuna kadar denerim yine de.
Aunque el bosque de Birnam venga a Dunsinane y tú, mi rival no nacieras de mujer lucharé hasta el final.
- Dorj ve Qaokt seninle birlikte mi?
¿ Están contigo Dorj y Qaokt? ¿ Qué?
- Ne yani, seninle değiller mi?
¿ No están contigo?
Hermann, işine karışmak istemem ama burada seninle kalan başka biri mi var?
Hermann, no quiero entrometerme, pero... ¿ Hay alguien más aquí contigo?
- Tamam ama seninle geleceğim değil mi?
¿ De acuerdo? - Sí, pero iré contigo, ¿ verdad?
Seninle tanıştım, değil mi?
¿ Te conocí, no es así?
Belki o dünya seninle ilgileniyordur ama benim ilgimi çekmiyor.
No. Tal vez ese mundo te interesa, pero no me interesa a mi.
Seninle çalışmaya başladım çünkü hayatımdan uzaklaşmak istedim.
Yo Star-ted trabajar con usted.. " Porque, Quería huir de mi vida.
Chris seninle eve kadar geldi mi?
¿ Se Chris caminar a casa hoy?
- Chris seninle değil mi?
Chris no está contigo?
Şu iki kareyi görmeliyiz Barry ve Vittorio'nun sahnesini. Seninle geleyim mi?
Tenemos que mirar también las dos plazas para la escena de Barry y Vittorio.
Dört senedir seninle hiç konuşmadığımızın farkındayım ve inan bana, şayet elimde olsaydı, şimdi de konuşuyor olmazdık ama,
Sé que no hemos hablado en cuatro años, y créanme, si tuviera a mi manera, no estaríamos hablando ahora mismo.
- Andy! Ablam seninle konuşmak istiyor.
Mi hermana quisiera hablar contigo.
Var ya, seninle aynı üniversiteye gitmiştim. 1966 mezunuyum. - Öyle mi?
Sabes, fui a clase a la misma universidad, tu alma mater, en 1966.
Seninle gurur duyuyorum, oğlum.
Estoy orgulloso de ti, mi hijo.
Ve vücut geliştirme dünyasını yöneteceğim..... seninle birlikte.
Y dominaré el mundo de CrossFit... contigo a mi lado.
Son bekar arkadaşım sensin. Seninle...
Eres mi último amigo soltero, no puedo dejar que se mezclen estas- -
- Seninle mi?
- ¿ Contigo?
Minnie seninle gidecektir. Öyle değil mi, Minnie?
Irá Minnie. ¿ Verdad?
Seninle değil mi?
Está contigo, ¿ o no?
- Seninle çıkmayacak biliyorsun değil mi?
Ella no saldrá contigo, ¿ sabes?
- Seninle ben mi?
- ¿ Tú y yo?
Sana bir şey diyeyim mi? Seninle konuşmayı denedim kız kardeşinden hoşlandığımda dürüst oldum...
Traté de hablarte y ser honesto sobre tu hermana...
Ailem seninle evlenmiyor, ben evleniyorum.
Mi familia no se va a casar contigo, lo haré yo.
Ve hayatımda seninle evlenmekten emin olduğum kadar hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım.
Y nunca he estado más segura sobre cualquier cosa en toda mi vida, que de casarme contigo.
Yani hayatımı seninle geçirmek gerçek hayatta da hayallerdeki kadar güzel olan az şeyden biri.
Vivir mi vida contigo es una de las pocas cosas que de verdad es igual de buena tanto en la vida real como en mis sueños.
- Seninle birlikte mi?
- ¿ Contigo?
Seninle biraz yürüyelim mi?
Déjame acompañarte.
Benim dünyama dair her şey seninle aynı fikirde olmamamı söyledi tek bir şey dışında.
Todo en mi mundo me dice que no esté de acuerdo contigo, excepto una cosa.
Geçit töreninde seninle yan yana yürümeyi çok isterim.
Y me encantaría tenerte a mi lado marchando en el desfile.
Tatlım, ben de mi seninle gelsem acaba?
Cariño, siento que debería ir contigo.
Seninle dostluğumu bitiriyorum!
Voy a romper mi amistad contigo.
Julius'ım benim, hayatımı seninle geçirmek istiyorum.
¡ Julius, eres el amor de mi vida!
- Kalbim seninle.
Y mi corazón es tuyo.
- Seninle geleyim mi?
¿ Quieres que vaya contigo?
Umduğun şey bu olsa bile durum seninle aynı şekilde yüzümü güldürmüyor.
Aunque no me ha puesto esa misma sonrisa en mi cara, si es lo que esperabas.
Yalnızca yeğenlerimle daha fazla vakit geçirmek istiyorum ve seninle tabii.
Estoy pensando en pasar más tiempo con mi sobrina y sobrino, y... usted, por supuesto.
Bir yandan çadırı kurmaya çalışırken seninle dünya barışı hakkında tartışamam.Bu delilik.
No puedo hacer un tratado sobre mi pito mientras hacemos el amor. Es una locura.
Seninle o fahişe arasında kişisel bir şey yok değil mi?
¿ No hay nada personal entre tú y la puta?
Seninle zina yaptığımı öğrenmenin sonucunda duyduğu korkunç ıstıraptan ötürü oraya yatırılmış.
Lo enviaron allí... debido a su incontrolable dolor... luego de enterarse de mi romance contigo.
Orospu yerine senin için bastırsaydım seninle olan ilişkimi onların kazancından üstün tuttuğuma dair atıp tutacaklardı.
Si hubiera sido al revés... estarían cuestionándome cómo valoro mi relación contigo... contra asegurar sus ganancias.
Seninle ödeşmek zorunda falan değiliz, değil mi?
No estoy de humor para hacer devoluciones.
Babam seninle vaktini harcamış.
Mi padre perdió el tiempo contigo.