Sizin mi перевод на испанский
8,096 параллельный перевод
- En kötüsü sizin mi sanıyorsunuz.
Creen que la pasan mal.
Bu araba sizin mi?
¿ Este auto es de alguno de ustedes?
Prensin mi sizin mi?
¿ La suya o la de él?
- Sizin mi peki?
- ¿ Es el tuyo?
Yoldaki hayvanlar sizin mi?
¿ Esos animales que hay abajo en el camino son suyos?
Naminiza gözlerimi ve kulaklarimi dört açmami tembih etmediniz mi? Ben de ormanin sinirinda dolastigini ögrenince, sizin de isteyeceginizi düsünerek kizi arayip buldum.
¿ No me dijo que mantuviera mis ojos y oídos abiertos en su nombre? Así que cuando me enteré de que merodeaba los límites del bosque,
Bütün mirasımı sizin faturalarınıza harcamamayı tercih ederim.
Prefiero no malgastar toda mi herencia pagando sus facturas legales.
Ülkem için savaşıp sizin bu hallerinizi görmek için Washington'a geldiğime inanamıyorum.
No puedo creer que marché hacia Washington y luché por mi país para verlos hacer esas tonterías.
O zaman gördüğünüz hapın, müvekkilimin sizin altınızda çalışmaya katlanabilmek için kullandığı anksiyete hapı mı yoksa Bay Kaufman'ı zehirlemek için kullandığı aspirin mi olduğunu söyleyemezsiniz değil mi?
Ya veo. ¿ Así que si la píldora que vio en el escritorio de mi cliente era azul como el medicamento para la ansiedad que ella tomaba para soportar trabajar con usted, o amarilla, como la aspirina que se usó para envenenar al Sr. Kaufman, -... no es algo que nos pueda decir?
Bay Shaw, duruşmadan önce bombanın sizin planınız olduğunu, müvekkilimin fikri olmadığını söylemediniz mi?
Sr. Shaw, ¿ no me dijo antes del juicio que fue su idea poner la bomba, y no de mi cliente?
Sizin yaptığınız bu, değil mi?
Eso es lo que vosotros hacéis, ¿ no?
Yanlış hatırlamıyorsam Dr. Goodweather HKM'de sizin emrinizde çalışmıştı değil mi?
Ahora, si recuerdo correctamente, el doctor Goodweather trabajó para usted en el CDC, - ¿ no?
Ölmeden önce bir cadı sizin meclisinizin annemin kontrolünde olduğunu ortaya çıkartmıştı.
Antes de morir una bruja reveló que su aquelarre estaba bajo la influencia de mi madre.
İnsan vicdanı sizin mesuliyetiniz değil mi?
El corazón humano, ¿ esa es su responsabilidad, no es así?
Sizin için yapabilecegim bir sey var mi, ajan?
¿ Hay algo que pueda hacer por usted, agente?
Sizin yüzünüzden karımı okşayamayacağım.
Es por ustedes que no puedo acariciar a mi novia.
Bunlar sizin imzalarınız değil mi, Bayan Rohan?
¿ No son sus firmas, señorita Rohan?
Sizin patrondu değil mi?
Ese es tu jefe, ¿ no es así?
Evans da sizin patrondu değil mi?
Evans. ¿ Ese es tu jefe, no es así?
Size şunu soran insanlara ne cevap verirsiniz? "Neden bizi öldürmek istiyorsunuz sizin inandığınız gibi inanmadığımız için mi?"
¿ Cómo le respondes a alguien que pregunta " por qué quieren matarnos sólo porque no creemos lo que ustedes creen?
Ne olursa olsun, bence sizin Aterna'ya ihtiyacınız yok.
Por si vale de algo... Bajo mi punto de vista, no necesita Aterna.
Bu sizin için kişisel değil mi?
¿ No es personal para ti?
Şimdi CIA Başkanı daha fazla zayıf noktamız olmadığı ve bu terör olayının arkasındaki herkesin yakalanması konusunda tatmin olana kadar elimdeki belgelerim sizin göreviniz kadar önemliymiş gibi görevimi yapmaya devam edeceğim.
Hasta que la dirección nacional de inteligencia esté convencida de que no tenemos más vulnerabilidades que explotar y que todos los que estén detrás de este acto de terrorismo hayan sido reunidos, voy a seguir adelante ya que mi ayuda burocrática es una misión tan crítica como la suya.
Ben de eskiden sizin gibiydim, Bay Statton sürmeye vakit bulamadığım pahalı arabalarım vardı,... ve tüm çabalarımın bir fark yaratıp yaratmayacağını merak ediyordum.
Yo solía ser muy parecido a usted, señor Statton... coches de lujo que nunca tuve tiempo para conducir, preguntándome si mi duro trabajo marcaría la diferencia.
Bu kızlar sizin için çalışmaya itiraz etti mi?
¿ Estas chicas que trabajan para que usted se oponga?
İkiniz beni dinleyin, bir haftalık izindeyim ve bir saniyemi bile sizin saçma sapan tartışmalarınıza arabuluculuk yaparak harcamayacağım.
Escuchad, los dos, es mi semana libre, y no voy a perder nada de mi tiempo arbitrando en una de vuestras pequeñas disputas molestas.
Mary Sibley, dostum George'un eşi olduğunuzu biliyorum, kaldı ki sizin müşfik bakımınızla çok tuhaf ki, adamcağız neredeyse yatalak olmuş.
Sé que es Mary Sibley, esposa de mi amigo George y quien bajo su tierno cuidado cayó en una misteriosa invalidez.
Annem sizin hakkınızda o kadar çok hikaye anlattı ki.
Mi mamá me contó tantas historias sobre ti.
İmparator'un ordusu istediğiniz gibi sizin emrinizdedir Şansölyem.
Está a su entera disposición... mi Canciller.
Babamın talebi ve benim dileğim atlılarımla birlikte Cambulac'da kalıp sizin korumanız olmaktır efendim.
Es el pedido de mi padre y mi deseo permanecer en Cambulac con mis jinetes a fin de proteger al Gran Kan.
sözüm sizin için yeterli değil mi?
Mi palabra no es lo suficientemente bueno para ti?
Size bunu söylediğinde, aynı ağrılı idrar yapma durumunu sizin de yaşadığınız aklınıza gelmedi mi?
Y cuando se lo dijo, ¿ no pensó en cuando usted experimentó el mismo dolor al orinar?
Uçağım acil iniş yapmak zorunda kaldı, sizin Amerikan havalarınız sayesinde.
Mi avión tuvo que hacer un aterrizaje de emergencia, gracias a vuestro clima americano.
Harvey'le birbirinizi yere sermek mi istiyorsunuz? Ring sizin.
Harvey y tú se quieren noquear el uno al otro, adelante.
Bu insanlar sizin arkadaşınız değil mi?
¿ Todos estos no son amigos tuyos?
Bu şehir benim yuvam, ancak sizin de yuvanız.
La ciudad es mi casa, pero es de ustedes, también.
Sizin kaçırılan memur benim çete-istihbarat birimindendi.
Su agente secuestrada estaba trabajando en mi unidad de investigación de bandas.
Bunca zamandır Buckley sizin için çalışıyordu, değil mi?
Has estado manejando a Buckley todo el tiempo, ¿ verdad?
Sizin gelininiz benim kocamla sikişiyordu.
Tu nuera se estaba follando a mi marido.
- Morga giden hamlen mi? - Ya sizin Central Şehri'nde ne işiniz var?
- ¿ El de ir a la morgue?
Sizin çağrı.
Pero si quieres estar de nuevo en mi vida, a veces tendrás que hacerlo. Depende de ti.
Demek o adam da sizin gibiydi, sonra da böyle mi oldu?
Entonces el tipo era como ustedes y luego... ¿ esto?
Evet ama oğlum sizin gibi özel yetenekli.
No. Pero mi hijo sí lo es, como tú.
Sadece siz ve sizin o aç elleriniz.. arka bahçemde geziniyor..
¡ Solo ustedes y sus suaves y hambrientas manos metidas en mi patio trasero!
Ama bu parti sizin için, benim için değil.
Bueno, la fiesta es por ti. N-no es por mi al momento.
Bu sizin imparatorunuzu koruma şekliniz mi?
¿ Es así como protegen a su Emperador?
Sizin için çalışıyor değil mi?
Trabaja para ustedes, ¿ no?
Sizin başınıza da benzer bir şey geldi, değil mi?
¿ Algo similar les sucedió a vosotros, verdad?
Sizin bedenleriniz mi değişti?
¿ Ustedes dos se cambiaron?
Son 50 senemi cehenneme çeviren sizin gibi gazeteciler!
Fueron bastardos como tú de la prensa que han hecho mi vida un infierno durante los últimos 50 años.
Sizin aklınız hep mi parada?
¿ En lo único que puedes pensar es en el dinero?