Söyleyeyim mi перевод на испанский
3,150 параллельный перевод
"İneklerin Çağı" nda olduğumuzu söyleyeyim mi?
¿ Debería decirle que es la era de los geeks?
- Hızlıca söyleyeyim mi?
- ¿ Un tutorial rápido?
Başka ne ayrıcalıklar vardır, söyleyeyim mi?
¿ Sabe qué otro privilegio hay?
Sana onun ne olduğunu söyleyeyim mi?
¿ Quieres que te lo diga?
Söyleyeyim mi?
¿ La verdad? Sí.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Dejame decirte algo.
Ama sana var olanın ne olduğunu söyleyeyim mi?
Pero sabes ¿ qué no es nada?
İptal etmelerini söyleyeyim mi?
¿ Les digo que ya no?
Çünkü ne bahsine girerdim söyleyeyim mi?
No. ¿ Por que sabes que aposte?
Siktir ya, başını mı vurdun? Baksana Stalin, sana bir şey söyleyeyim mi?
Oh vaya, ¿ he llamado a tu puerta? Eh, Stalin, ¿ quieres saber algo?
Tüm bunların içinde en aptalcasının ne olduğunu söyleyeyim mi?
¿ Pero sabes cuál fue la cosa más estúpida de todas?
Bir tesadüf daha söyleyeyim mi?
¿ Quieres oír otra coincidencia?
Sana bir şey söyleyeyim mi, dünkü şu gürültülü "fan fini fin fon" bana karşı bir kinayeydi.
Déjame decirte algo, la noche pasada ese ruidoso "Booty-Booty-Bang-Ban" me estaba taladrando.
Nedenini söyleyeyim mi?
¿ Sabes por qué?
CIA'ye geleceğini söyleyeyim mi?
¿ Puedo decirle a la CIA que vas para allá?
O halde Katya'ya öğlene doğru geleceğini söyleyeyim mi?
Entonces, ¿ le digo a Katya que llegas al mediodía?
Bir şey söyleyeyim mi?
Déjame decirte algo, ¿ si?
Sana bir şey söyleyeyim mi?
¿ Sabes una cosa?
Bir şey söyleyeyim mi, aynasız? Altınım burada olsa bile öleceksin.
Incluso si yo tengo mi oro, vas a morir, ¡ polizonte!
Söyleyeyim mi?
¿ Me atrevo a decirlo?
Babama söyleyeyim mi?
¿ No se lo dirás a papá?
Ne bildiğimi söyleyeyim, benim küçük küstahım.
Te diré que sé mi pequeña insolente.
Hemen menajerimi arayıp... kitabın ve filmin iptal edilmesi gerektiğini söyleyeyim.
Tengo que llamar a mi agente y decirle que cancele el libro y la película.
Yani gidip de Bonnie'ye beni hayata döndürdükten sonra rahmetli eski kız arkadaşımı gördüğümü mü söyleyeyim?
¿ Decirle a Bonnie que ella me revivió y ahora veo a mi novia muerta?
Seni karşı konulmaz bir şekilde ezmek istesem de şunu söyleyeyim.
Ya sabes, a pesar de mi imperiosa necesidad de que te aplaste, Tengo algo que decirte, te oí decir en el confesionario que tu no deseas que su corazón se rompa?
Ancak ısrar eden olursa kalçamın çok çevik olduğunu söyleyeyim.
Incluso si alguno se ofrecía, Queda reivindicado que mi culo es ágil.
- Söyleyeyim mi?
¡ No!
İş menajerime söyleyeyim ne kadar istiyorsan bankana aktarsın sonra da isme geçirme işini hallederiz.
Yo tendré mi gerente de negocios. envíe lo que sea que estés pidiendo a tu pequeño banco, y entonces podremos hacer la transferencia del título, y bla-bla-bla... cuando te convenga.
Sana söyleyeyim.
Tómalo de mi.
En azından'ne sen sor ne ben söyleyeyim'kuralının olduğu barınakta güvendeydim.
Al menos estaba segura en mi santuario. donde sólo había una norma- - no preguntes, no cuentes.
# Size bir şey söyleyeyim # Onu durduramazsınız, Ruxin bir numara
" Ruxin es el número 1, no lo puedes parar. Mira el resto de mi equipo.
Sana rolümü söyleyeyim. Elbette daha fazla feribot servisine ihtiyacımız var.
Le diré mi posición.
Adamlarıma söyleyeyim de...
Bueno, haré que mi gente- -
Affedersin, fikrimi mi söyleyeyim yoksa duymak istediğini mi?
Lo siento, ¿ quieres escuchar lo que pienso, o sólo lo que quieres escuchar?
Hiç masraftan kaçınmıyoruz, çünkü benim hava subayım bir şeyden dolayı iyi bir ikramiye aldı. Şey, nedenini söyleyemem. Ama sorumlusunun İsrailliler olduğunu söyleyeyim.
No estamos escatimando en gastos ya que mi oficial de las Fuerzas Aéreas, acaba de conseguir un gran y gordo bonus por- - bueno, no puedo deciros porqué, pero digamos que los israelíes se sentirán culpables por ello.
Max, benim bölümdeki kadının biri glüten * siz neyimiz olduğunu bilmek istiyor. Ona ne söyleyeyim?
Max, una mujer de mi sección quiere saber si tenemos algo sin gluten. ¿ Qué le digo?
Ama şunu açık söyleyeyim ben bir işverenim ; çalışanlarımla ilgilenirim, onlara göz kulak olurum.
Pero directo hacia arriba... Soy un hombre de negocios ; me ocupo de mi gente, cuido de ellos.
Bir şeyler söyleyeyim, değil mi?
Debería decirle algo, ¿ no?
Rita'ya söyleyeyim, omurilik sıvısını alıp ofisime götürmesi için birini yollasın.
Le diré a Rita que envíe a alguien a recoger el fluido espinal y lo lleve a mi oficina.
- Nasıl olduğumu söyleyeyim. Patronum Garrison Cootes dünyadaki en meşhur çevreci avukat ya hani?
Ya saben que mi jefe, Garrison Cootes... es el abogado medioambiental más famoso del mundo.
Sistemimi merak ediyorsan söyleyeyim...
Si quieres saber mi sistema, es bastante simple...
Amcam bir markette kodamandır, söyleyeyim dedim. Yardıma ihtiyacın olursa diye.
Solo digo, que mi tío es un pez gordo en el EasyMart, si necesitas ayuda con algo.
En iyisi eve, kocacığımın yanına gideyim ben. Sarılayım güzelce ve yirmi adamla dans ettiğimi söyleyeyim.
Ya sabes, creo que debería irme a casa con mi amado marido y acercarme y decirle que he bailado con 20 hombres.
Asistanıma söyleyeyim de yer ayırtsın.
Le diré a mi asistente que lo reserve.
Asistanıma söyleyeyim de rezervasyon yaptırsın.
Voy a hacer que mi asistente reserve una cita.
Merak ettiysen söyleyeyim benim takımım kazandı.
Mi equipo ganó, si te interesa.
Eh, deneyimli bir gezgin olarak, türbülans için sana benim yöntemimi soyleyeyim
Bueno, como viajera estacional, déjeme darle mi cura para las turbulencias.
Sana bir şey söyleyeyim... Belki yaşlı olabilirim, yalnız ve kalbi kırık, bir kenara fırlatılmış, ama benim şikayetçi biri olduğumu asla duyamayacaksın.
Déjame decirte algo, puedo ser vieja, estar sola y con el corazón roto, haber sido dejada de lado por mi propia carne y sangre, pero nunca me oirás quejarme sobre ello.
Katie Amy'nin neden yaptığını sen mi söylemek istersin yoksa ben mi söyleyeyim?
Katie... ¿ Quieres contarme por qué lo hizo Amy... o quieres que lo haga yo?
Söyleyeyim mi?
¿ Lo hago?
Ben sana bir şey söyleyeyim mi?
Los djinns estuvieron aquí.