Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ U ] / Umursamıyorsun

Umursamıyorsun перевод на испанский

474 параллельный перевод
Anladım, rozetlerden korkan heriflerle takıla takıla sende umursamıyorsun.
Ya veo. Demasiado ocupados sacándola para asustar a la gente.
Eskiden bana soru sorardın, sonra emir verdin, şimdi umursamıyorsun.
Antes me consultabas las cosas, luego me las contabas, ahora me ignoras.
Kendin dışında hiçbirşeyi umursamıyorsun.
No se preocupa por nada, excepto por Ud. mismo.
Umursamıyorsun, sorun da bu.
No te importa, ese es el problema.
Bana ne olacağını umursamıyorsun artık.
Ya no te importa lo que me pase.
Beni fazla umursamıyorsun, değil mi?
Yo no te gusto, ¿ verdad?
Tamam, kendini hiç umursamıyorsun. Peki ya baban ne olacak?
Muy bien, no te importa por ti, pero, ¿ y tu padre?
Bu son olan biteni umursamıyorsun, değil mi?
No irán a... no discutirán en el último momento.
Geç gitmeyi umursamıyorsun yani.
Te da igual venir tarde.
- Beni umursamıyorsun.
- No te importo.
- Hiç mi umursamıyorsun?
- ¿ Es que no te importa?
Ama gözlerin Yukiko'dan başkasını görmüyor. Beni umursamıyorsun.
Y, ahora, has puesto los ojos en Yukiko y me he visto reflejada en ella.
Benim umursamadığım gibi umursamıyorsun.
No te importa, como a mí tampoco.
Yeni kıyafetleri falan umursamıyorsun.
No te interesan los vestidos nuevos.
Beni umursamıyorsun.
Yo no le importo nada a usted.
Beni umursamıyorsun.
Te ríes de mí.
Beni umursamıyorsun ki.
Te doy lo mismo.
- Hiç umursamıyorsun, değil mi?
- Le tiene sin cuidado, ¿ verdad?
Yalnız olmamı, bir zavallı ve kimsenin acıma duymadığı bir öksüz olmamı umursamıyorsun.
No me quieres nada, en mi soledad. Soy un huérfano abandonado. Nadie tiene compasión para mí.
- Çalışmamı umursamıyorsun.
- Lo que hago no te interesa.
Artık beni eskisi kadar umursamıyorsun.
Ya no te importo tanto como antes.
İyi ya da kötü biri olmamı umursamıyorsun bile.
Te da igual si soy bueno o malo.
Hâlâ cezaevi kurallarını umursamıyorsun, öyle değil mi?
Sigue saltándose las reglas de la prisión, ¿ verdad?
Yine de uyuyamıyorsun, ama o kadar gevşiyorsun ki artık umursamıyorsun.
Y si aún no puedes dormir, estás tan relajado que no te importa.
Hukuk bir şehir planı şekillendiriyor ve sen onu umursamıyorsun.
La ley establece un plan de urbanización y ustedes lo burlan.
İsteklerimi ya da düşüncelerimi hiç umursamıyorsun.
No te importan mis deseos o pensamientos.
Gerçek şu ki, sen beni hiç umursamıyorsun.
A ti no te importo nada.
Belki de yaşamayı umursamıyorsun.
No le importa morir.
Sen umursamıyorsun belki ama ilk albümüm benim için çok önemli.
- No te importa mi disco.
Hem bekar hem de taze bir kız ve o herifin onu sarhoş etmesini umursamıyorsun.
Es exasperante que te preocupe un conejo... pero te da igual que él la emborrachara.
Hiç umursamıyorsun ama, değil mi?
Me lo has jodido, pero a ti te da igual.
Silah kaçırıyorsun ama kimin öldürüldüğünü umursamıyorsun. paranı aldığın sürece. İzlemek zorunda değilsin.
Transportas armas y no te importa quién muere mientras te paguen, y tú no tengas que verlo.
Çünkü sende tıpkı rozeti olan diğer burnu büyükler gibi hiç kimseyi ya da hiç birşeyi umursamıyorsun.
Porque no te importa nada ni nadie. Como todos los mandamases con una placa.
Ne yaptığımı umursamıyorsun, orası bariz ortada.
Pues yo creo que no, es evidente.
Senin umurunda değil. Neden umursamıyorsun, Slater?
A ti te da igual todo. ¿ No es así, Slater?
Hayır, umursamıyorsun.Artık seni ilgilendirmiyor.
No, a ti te da igual. Ya no te interesa.
Hiçbir şeyi umursamıyorsun, değil mi?
A ti todo te importa un bledo.
Son maçınız olmasını bile umursamıyorsun.
Te da igual que fuera tu último partido.
- Bir şey biliyor musun? Beni umursamıyorsun, ben de seni hiç takmıyorum.
No te interesas por mi... y ya estoy harto de ti.
Büyük bir kıskançlık sahnesi yapıyorsun ama beni umursamıyorsun!
¡ Hiciste una gran escena de celos, pero yo no te importo nada!
Umursamıyorsun bile
Ni siquiera te importa.
Kendi düşkünlüğünü umursamıyorsun.
Bien, no piensa ser indulgente consigo mismo.
Ama para senin umursamıyorsun değil mi?
Pero no te importa el dinero, ¿ verdad?
Belki de Candleshoe'da yaşayanları umursamıyorsun.
Quizas es la gente en Candleshoe te incomodan?
Hiç bir şeyi umursamıyorsun, özel ilişkiler aşk, seks, duygusallık.
Las relaciones personales, el amor, el sexo, el afecto.
Sadece umursamıyorsun.
Es que no te importa.
Sen parayı umursamıyorsun.
¿ Es que el dinero no te importa?
Hiç umursamıyorsun!
Claro, para ti no tienen ninguna importancia...
Umursamıyorsun.
No te importa.
Umursamıyorsun, değil mi?
No te importa, ¿ no?
Dışarı çıkmayı umursamıyorum. Başka biri olsaydı bunu kaldırabilir miydim sanıyorsun?
No me importa no salir nunca. ¿ Tú crees que con otro hombre hubiera aguantado tantos años de encierro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]