Ziyarete перевод на испанский
4,951 параллельный перевод
Doğal yaşamın en iyisi olduğuna inanırlar. Onların böyle yaşaması tuhaflık ama onları ziyarete gitmeniz de ayrı bir tuhaflık. Ne olup bitiyor hiç anlamıyorum açıkçası.
Creen que la vida en la naturaleza siempre es mejor. pero ustedes también lo son por venir de visita. pero ya me he encontrado hoy unos diez grupos similares.
Tavan arasındaki tutsağını ziyarete mi geldin?
¿ Vas a visitar a tu prisionera en el ático?
Adına çalıştığın adamlar, görüşmemi iptal etmişler, bu yüzden evde kaldım. ve Fiona her perşembe olduğu gibi ziyarete geldi ve onu tam buradan götürdüler!
¡ La gente para la que trabajas dispuso que mi reunión fuera cancelada, de modo que yo estuviera en casa y luego Fiona viniera a visitarme como suele hacerlo los jueves y ellos pudieran venir a recogerla aquí!
Şehir dışından ziyarete geldi sadece.
Ella está de visita en la ciudad.
- Gregersen ve Nauer beni ziyarete geldi.
- Tuve una visita de Gregersen... - Y Nauer.
Ayrıca Saren Nuer ve Flemming Gregersen ziyarete geldi.
Y tuve la visita de Søren Nauer y Flemming Gregersen.
Signe'yi ziyarete gelemiyor.
No puede visitar a Signe.
Seni ziyarete geleceğim.
Pero iré a visitarte.
Ziyarete değer bir tipe benziyor.
Parece un hombre digno de visitar.
Helen'la çocukları çok özledik ama şu an onları ziyarete gitmeye bütçemiz yetmiyor.
Helen y yo extrañamos mucho a los chicos, pero, no tenemos dinero para visitarlos en este momento.
Hapisane kayıtlarına göre bir hafta önce onu ziyarete gitmişsin.
Los registros de la prisión dicen que le visitaste hace justo una semana.
Çocukken mezarlığa onu ziyarete giderdik.
Solíamos visitarla en el cementerio cuando éramos niñas.
Onu ziyarete gelmen cidden çok zarif bir davranış.
Es muy amable por tu parte... venir a verlo.
Thea, ziyarete her geldiğinde bunu sormayı bırakmalısın.
Thea, debes dejar de preguntarme eso cada vez que vienes a visitarme.
İstediğin zaman ziyarete gelebileceğini biliyorsun.
Sabes que puedes ir de visita cuando quieras.
Umarım sizi ziyarete geldiğim zaman boyunca o kuponlardan bir deste biriktirebilirim. Sizi özleyeceğim çocuklar.
Espero poder apilar un montón de esos... de todas las veces que iré a visitar.
O zaman onu bir ziyarete gidelim.
Hagámosle una visita.
Eski bir dostumu son bir ziyarete gitmem gerek.
Necesito hacer una última visita a un viejo amigo.
Umarım Ellie hastaneye onu ziyarete gider.
Por suerte, Ellie lo visita en el hospital.
Ben Suriye'deki amcamı ziyarete giderken öğrendim.
Aprendí a conducir cuando estaba visitando a mi tío en Siria.
Ama ziyarete gelebilirsin, değil mi?
Aunque puedes volver y visitarme, ¿ verdad?
Seni ziyarete gelmemizi seviyorsun ama durumuna bakmamız gerekiyor, tamam mı?
¿ Por qué está tan baja, Darryl? Mira, sé que te gusta que vengamos a visitarte pero tienes que controlar tus niveles, ¿ si?
En azından kızın seni ziyarete gelecek.
Al menos tu hija puede visitarte allí.
Ya da... Ya da... Jerry ve Karen ( diğer çocukları ) sizi Camp David'e ziyarete gelirler.
O Jerry y Karen pueden quedar con vosotros cuando lleguéis a Camp David.
Ama her Pazar ziyarete geleceğim.
Pero voy a venir a visitaros cada Domingo.
Hayatta kalan kazazedelerden birini neden ziyarete gittiğinizi sorabilir miyim?
¿ Puedo preguntarte por qué visitaste a uno de los sobrevivientes en el hospital?
Söylemiştim, kardeşime ziyarete gittim.
Te lo dije, estaba visitando a mi hermana.
Sadece kardeşimi ziyarete gittim.
Visitando a mi hermana.
- Ailem haftasonunda beni ziyarete gelmiş.
Resulta que mis padres están de visita el fin de semana.
Carrie bizi ziyarete gelir.
Carrie puede venir de visita.
Courtney beni ziyarete geldi, ona bazı tavsiyelerde bulundum,... -... bir telefon açtım.
Courtney me buscó, le di algún consejo, hice una llamada.
Nippon TV'nin yeni çalışanları ziyarete geliyor.
Los nuevos empleados de la Nippon TV están de visita.
Moochie pisliğimi ziyarete geldi.
Moochie vino con mi mierda.
Dün kardeşini ziyarete geliyorsun beş dakika boyunca Crane onunla konuşuyor ve bu gece kaçıyor.
Usted vino a visitar a su hermana ayer Crane habló con ella durante cinco minutos y esta noche escapa.
- Ne zaman? Öldüğünden önceki gece beni ziyarete geldi.
Vino a visitarme la noche antes de morir.
Bu hafta akrabalarımı ziyarete gideceğim.
Yo visitaré a unos familiares esta semana.
Lütfen fırsatını bulunca... Fırsatını bulunca ziyarete gel.
Por favor, ven a visitarme cuando... cuando puedas.
Birkaç cıvata gevşetirdim ve sen ziyarete gelirdin.
Sólo aflojé algunos tornillos para que fueras a visitarme.
- Ziyarete gelen kimmiş?
- ¿ Quién es la visita?
Yakında ziyarete geleceğim.
Iré a visitarte muy pronto.
Beni ziyarete geldiğinde anladım. O geceden hiçbir şey hatırlamıyor!
Tuvo que venir tres o cuatro veces... para darme cuenta de que no recuerda nada de esa noche.
Beni ziyarete geldi.
Me visitó.
Daha çok ABD'ye ziyarete gelmiş de buraya ait değilmiş gibi hissediyor.
Probablemente esté visitando Estados Unidos y se sienta desubicado.
Geçen ay onu ziyarete gittiğimde lavabosundaki süngerin halini bir görmeliydiniz.
Y fui a visitarle el mes pasado, y no te creerías la esponja que encontré en su fregadero.
Buraya geldiğine göre Katherine, benimle kahve içer misin? Eşin de ziyarete gelecekti, değil mi?
Ya que estás aquí, Katherine, quizá te unas a mí para un café. ¿ Y tu esposo, si es que nos visita hoy?
- Kısa bir ziyarete geldi sanırım.
Una visita improvisada, creo.
- Birini ziyarete mi geldiniz?
¿ Visita a alguien?
Haftada bir onlara mektup yazardı grubun ziyarete gelmesi için yalvarırdı.
Les escribía cartas una vez a la semana rogando que la banda viniera aquí de gira.
Evet yahudi değiller. Yarın ziyarete gideceğiz.
Es el de la gorra, lo vamos a visitar mañana.
Tek problem Jason'ın okulda olmamasıydı, Eşimin Wisconsin'deki ailesini ziyarete gidecektik.
El único problema era que Jason no tenía colegio, y habíamos planeado visitar a la familia de mi esposa en Wisconsin.
Alt tarafı Lilyhammerlı birkaç elemanı ziyarete gidiyoruz.
Vamos a reunirnos con unos paletos de Lilyhammer.