Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Ç ] / Çıkarın

Çıkarın перевод на испанский

29,012 параллельный перевод
Avokadonun için çıkarmaya çalışıyordum hani diyorlar ya, dilimlemek yerine içini çıkarın diye.
Estaba intentando sacar el hueso de un aguacate y me decanté por el método de la puñalada en lugar de cortarlo.
Aklınızdan çıkarın.
Bórrenlo de su cabeza.
Sizin bundan ne çıkarınız var? Küçük muhitimde işler değişti son günlerde.
Las cosas han cambiado en mis dominios últimamente...
Çöreklerin tadını çıkarın.
Disfruten los bagels.
Eteğinizi çıkarın lütfen.
Por favor quítate tu falda.
Gerekirse sustur ama önce Medici bankasını ayakta tutmanın herkesin çıkarına olduğunu ona hatırlat.
Si hace falta, compra su silencio. Pero recuérdale que a todos nos interesa la estabilidad de la banca Médici.
Buna inanmanızın onun çıkarına olduğunu görmüyor musunuz?
¿ No apreciáis cierto interés en que os lo creáis?
O kaçakları oradan dışarı çıkarın.
Saquen a esos refugiados de ahí.
- Çıkarın, çıkarın!
¡ Vámonos! ¡ Llévenselo, llévenselo!
Keyfinize bakın. Şehrin tadını çıkarın.
Pásenla bien, disfruten la ciudad.
Partinin tadını çıkarın.
Disfrutad de la puta fiesta.
Üniformanızı çıkarın.
Su uniforme, señor.
Senin ne çıkarın var?
¿ Qué ganas tú con esto?
Mantıklı. Altını parça parça elden çıkarınca parayı aklayacak yere ihtiyacı vardı.
Si vende el oro de a poco, necesita un lugar donde blanquearlo.
Basit- - patent-jacking yaptığı bütün kişilerin lstesini çıkarın.
Easy- - hacer una lista de todas las personas que alguna vez alzado con el gato de la de patentes.
- Çıkarın bizi buradan.
Sacarnos de aquí!
Senin de bir çıkarın olacak.
Hay algo para ti también.
Ama aynı zamanda Terri Tickle'ın gerçek kimliğini ortaya çıkarıyordu.
Pero también revelaban la identidad de Terri "Cosquillas".
Los Angeles Yerel Mahkemesi'nce çıkarılan sizin adınızla burada imzalanmış şeyleri merak edersiniz diye düşünmüştüm.
Pensé que tendrías curiosidad por verlo. Se han emitido documentos en la corte de Los Ángeles... firmados con tu nombre.
O halde şeytanın çıkarılması lazım.
Entonces debemos expulsar al diablo.
Benimle masada seviştiğin o günden sonra karını barışmak için dışarı mı çıkardın?
El día después de cogerme en mi mesa del comedor ¿ te llevaste a tu esposa para reconciliarse?
Şu ana kadar her şey çıkar katışmalarını dengelemek ve ortalığı kızıştırmadan kimin ne alacağına karar vermekten ibaretti.
Hasta ahora, ha sido balancear intereses contrapuestos, tratando de decidir quién obtiene qué sin todos explotando en mi
Rahatla tamam mı? Manzaranın tadını çıkar.
Relájate, ¿ de acuerdo?
Buradan Beckett ile dün akşam yaptığın konuşmanın iyi geçtiğini çıkarıyorum.
¿ Hablar con Beckett funcionó?
yangın kurbanın kredi kartını eriterek dev bir cıva karışımına döndürmüş şurdaki kücücük metal parçayı görüyor musun
Parece que el fuego fundió las tarjetas de crédito de la víctima en una amalgama gigante. Sí, ¿ ves esa pequeña pieza de metal ahí?
Yani, bunun acısını dizüstü bilgisayarından mı çıkarıyorsun?
- ¿ Y te desquitas con tu PC?
Yarın öğleden sonra. Hastaneden yarım saatliğine gizlice çıkarım.
Mañana al mediodía.
Şehir dışına altın çıkarılamaz.
No se puede sacar oro de la ciudad.
Tadını çıkar.
Disfrutadla.
Kalan akşamın keyfini çıkar, Bay Foscari.
Disfrutad de vuestra velada.
Merhametsiz düşmanının karısına bu kadar iyilik göstererek ne kadar bağışlayıcısın.
Que magnánimo sois mostrando tanta bondad a la mujer de vuestro peor enemigo.
Bir günahkârın ruhu sonsuz ateşte yanar günah çıkarıp kalpten tövbe etmezse.
El alma mortal de un pecador arderá en el fuego eterno a menos que confiese y se arrepienta de corazón.
Hadi ama şimdi şu DSM'ini çıkarıp bana sikko teşhisini mi koyacaksın?
Venga, ¿ vas a sacarme ahora el manual y diagnosticarme?
Bir maskeyi, artık maske olmayı kestiğinde nasıl çıkarırsın? Benim kadar benim bir parçam olduğunda.
¿ Cómo me quito una máscara cuando deja de ser máscara, cuando es tan parte de mí como lo soy yo?
- Bu katta değil. Şu adamı çıkarır mısın?
¿ Puedes ayudarlo a salir?
Tadını çıkar.
Que se divierta.
Umarım kadın komadan çıkar, yoksa hiç bir şey bulamayız.
Espero que salga del coma, sino no tenemos nada.
Karides kokteylinin tadını çıkar.
Que disfrutes el cóctel de marisco.
Kalbinin göğsünden çıkarıldığını gördüm! Lütfen.
¡ Vi tu... tu corazón arrancado de tu pecho! Por favor.
Lokantada aynı. Yani her üç ayda biri altını elden çıkarıp iş yerlerinde aklıyordu.
Sacaba un poco de oro, lo vendía y lo blanqueaba en sus negocios.
Kızı sınıftan çıkarır çıkarmaz ekibe işaret vereceğim.
En el momento de obtener su exterior, me dará una señal al equipo.
Pepper'ın partileri eğlenceli olduğu kadar kafa karıştırıcıdır.
Las fiestas de Pepper son tan divertidas como confusas.
Makarnanın tadını çıkarıyor.
Goza de la pasta.
Anın keyfini çıkar.
Disfruta el momento. - Saborea la muerte. - ¿ Qué?
Aksi takdirde ikiniz de zararlı çıkar ve eve giden o geçidi kaçırırsınız.
De lo contrario, ambos podrían perderse y no llegar al portal que los lleve a casa.
- Sayın yargıç? - Aynı anda hem seni hem de karıncaları takip edebilirim.
Sí, puedo escucharte y ver las hormigas al mismo tiempo.
Ortada büyük bir çıkar çatışması mevcuttur sayın yargıç.
Se trata de una masiva conflicto de intereses, señoría.
Çıkar çatışması içinse hakkınızı duruşmada aramanız daha uygun olur.
Las cuestiones de conflicto de intereses son más apropiados para el juicio, consejero.
Gideon, telafi edeceğin kayıp yılın çok. Onu bu boğucu kaleden çıkar. Gidin ve eğlenceli bir şeyler yapın.
Esta coronación significa celebrar a Carlos, como un fuerte rey con una poderosa regente.
Efsanenin bir versiyonunda çocukların gözlerini çıkarıp kendi yavrularına yediriyor.
En una versión del mito les saca los ojos a los niños para usarlos como comida para sus propias crías.
Peki tamam. Belli ki bu masayla başa çıkamayacağım, ama bakın, gidip karımla takılmalıyım.
Está claro que no puedo competir con esta mesa pero... mirad, tengo que ir con mi mujer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]