Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ Ç ] / Çıkart onu

Çıkart onu перевод на испанский

789 параллельный перевод
Çıkart onu.
Sáquelo.
Çıkart onu buradan.
¡ Sácalo de aquí!
Çıkart onu.
Puede que lo consigas.
Buradan atıldı. Dışarı çıkart onu.
Pues está expulsada de la región.
Dışarı çıkart onu.
Tráelo aquí afuera.
Baştan çıkart onu, ama burada yap, gözlerimin önünde.
Sé amable con él, pero aquí, delante de mi vista.
Ama bize kalırsa bu cezayı onun yerine senin çekmen gerekiyor. Neticede onu yoldan çıkartıp bir katile dönüştüren de senden başkası değil.
Todos pensamos que tú deberías cumplir la sentencia en su lugar puesto que tú fuiste quien lo llevó a cometer este crimen.
Başımıza polisler üşüşmeden onu buradan çıkart!
"¡ Saca eso de aquí antes de que venga la policía!"
Onu çerçevesinden çıkartın ve yerine bunu asın.
Quiero que lo quite del marco y lo reemplace por éste.
Dili... Onu da dışarıya çıkart.
La lengua... sacarla.
Mac, onu dışarı çıkart.
Mac, llévala afuera.
Onu tekrar direğe çıkart!
¡ Mándelo a tope otra vez!
Onu direğe çıkart!
¡ Mándelo a tope otra vez!
Ona 5 dolarını ve papelini verin ve kardeşiniz onu... şoför olarak işe almadan önce dışarı çıkartın.
Pues dale los cinco dólares y los pavos también y que se vaya, antes de que tu hermana lo contrate de chófer.
Önünüze altından parlak bir sigaralık koyun. Dağıtıcı olarak kartları onun üzerinde dağıtıp onu ayna olarak kullanırsın... Rakiplerine iki kart.
Dejen sobre la mesa una brillante pitillera, después, como si se tratara de un espejo, pasen sobre ella... las dos cartas para la banca.
Dörde kıvrılmış 1000 franklık bir banknot çıkartırsınız. Onu çizginin her iki tarafında kalacak şekilde yerleştirirsiniz.
Cojan entonces un billete de 1.000 F, dóblenlo por la mitad, y colóquenlo a caballo sobre la línea de apuestas.
- o bir tanık tır. - onu çıkartın.
- Es un testigo.
En iyisi onu dışarı çıkart, Frank.
Mejor llévalo afuera.
Çıkartın onu, lütfen.
Desengánchelo, por favor.
- Onu buradan çıkart!
¡ Sácalo de aquí!
Onu buradan çıkartın ve sessiz kalmasını sağlayacak bir şeyler verin.
Llevenselo y denle un tranquilizante.
Geceleyin kamyonda onu kafesinden dışarı çıkartırdım.
De noche en el camión, le habría la puerta.
Bir erkek seni üzüyorsa, onu hayatından çıkart.
Olvídese de los hombres.
Onu uzun yürüyüşlere çıkart. Öğlen yemeğinden sonra dinlenmesini sağla. Sanki ben buradaymışım gibi onu sinemaya götür.
llevatela a pasear y despues de la siesta llevala al cine... como si yo estuviera aquí yo no la dejo con un niño...
Onu kefaletle dışarı çıkartırım ve...
Le sacaré bajo fianza, y...
Onu giydiriyordum, çıkartıyordum, ayakkabılarını giydiriyordum.
La vestía, la desvestía le ponía las medias, los zapatos...
Sonra bir gün... kadın onu bir çukurdan çıkartıp... posta arabası ile buradan götürdü.
Pero un día ella... se levantó y le hizo un agujero... tan grande como para conducir una diligencia a través de él.
- Onu sizin güvercinliğe çıkartırım.
- Lo subiré a tu palomar.
Yalan söyledi, geri dönüp onu yataktan çıkartın.
Fuisteis a sacarlo de la cama.
Once onu Highcliff Cub Scouts'dan çıkart ve sonra da...
Primero lo sacas del club de scouts y luego...
- Onu dışarı çıkart.
- Sácalo de aquí.
Ama onu buradan çıkart.
Pero llévatelo de aquí.
Onu üst kata çıkart Joe.
Llévale arriba, Joe.
Onu incitecek ya da ağlatacak bir tek şey yaparsan, kalbini çıkartırım. Mafyaya gitmem gerekse bile.
Si la lastima o la hace llorar, le despedazaré el corazón.
- Onu dışarı çıkartın!
- ¡ Que salga!
Uyanmadan önce onu buradan çıkart.
Le aconsejo que le cobre su parte antes de que se despierte.
Eğer onu görürsem, söyleyeceğim düğmeleri önce ona yuttur ve sonra midesinden dışarı çıkartırım.
En cuanto que la vea se los voy a hacer tragar, pa'sacárselos por la barriga.
- Listeden çıkartın onu.
- Pues cancélalo.
Giysilerini çıkartıp, onu çırılçıplak bıraktılar her yanına kaktüs sürdüler, derisi parçalanana kadar.
Le arrancaron la ropa y la arrastraron por los cactus hasta que su carne...
- Onu dışarı çıkart lütfen.
- ¡ Por favor, echadle de aquí!
Yarın oraya giderim ve onu çıkartırım.
Voy yo y la echo mañana.
Eğer kişinin nefsi yeterince güçlü be temizse yaratığın ruhu çok yaşlanmadan önce onu vücuttan çıkartırız, fakat bir nedenden dolayı nefis güçsüzse anne babadan miras kalan bir zayıflık bir kazara doğum, o zaman...
Si el alma del hombre es fuerte y limpia... normalmente se exorciza el espíritu de la bestia cuando aún es joven, pero... si, por alguna razón, el alma es débil... su debilidad es heredada... un accidente en el nacimiento, entonces...
Onu çileden çıkartıyor.
Le enfurece mucho.
Evet ben de gördüm, binanın önünde, onu dışarı çıkartıp asmak isteyen bir kalabalık var.
Sí, lo vi, hay una muchedumbre delante del edificio... que quieren sacarlo fuera y colgarlo.
Onu dışarı çıkart.
¡ Haz salir al caballero!
Çıkartın onu hemen!
Desengánchalo, rápido.
Onu bu evden çıkartın.
Sáquela de esta casa.
Onu mezarından çıkartırken ben de bunu merak ediyordum.
Me preguntaba eso, también, cuando lo estaba sacando de la tumba.
Ashby adına zarar gelmesinden o kadar çekiniyorsan bence yapılacak en iyi şey, deli raporu çıkartıp onu kilit altına almak.
Si estás tan preocupada por el buen nombre de la familia Ashby pienso que lo mejor que puedes hacer..... es hacer que la declaren loca y encerrarla.
Misafirimizin canının yanmasını istemeyiz. Onu çıkart buradan.
Primero, llevemos a nuestro invitado a su sitio.
Yavaş yavaş çıkarın, yavaş. Yavaş çıkartın onu!
¡ Tiene las manos heladas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]