Ölümsüz перевод на испанский
1,914 параллельный перевод
En sonda garip bir kelime kaydedilmiş. Mina'nın "ölümsüz" anlamına geldiğini düşündüğü bir kelime.
La última anotación era una palabra muy rara... una palabra que Mina creyó que significaba "muerto viviente".
Ölümsüz? Evet.
- ¿ Muerto viviente?
Bu bize biraz da olsa ölümsüz olma imkanı veren şeydir çünkü... o teorem sonsuza kadar kalacaktır.
Esa es nuestra única oportunidad de un poco de inmortalidad en los teoremas que duran para siempre.
Berlin'de olmamı istediği o ölümsüz tanrıyı oynayıp gerçeği saklamayacağım.
Pero nunca traicionarles u ocultar la verdad, jugando a ser un Dios inmortal como quiere Berlín.
Ölümsüz olmaya çalışıyor.
Quiere ser inmortal.
Ölümsüz olmayı dile.
Pide ser inmortal.
Önce kendine ölümsüz yaptırıp sonra adamı sen diriltsen olmaz mıydı?
¿ Qué tal ser inmortal y luego resucitarlo tú misma?
Onu ölümsüz yaptım.
Lo hice inmortal.
Vikingler gibi, ruhunu ateşte arındırıp başka bir bedenle birleştirirse, ölümsüz olacağına inanıyordu.
Al igual que los vikingos, creía que sería joven y hermosa para siempre si su alma pasaba a través del fuego a otro cuerpo.
Ölümsüz günahlarımdan kurtar beni. "
Salva mi pecado moral ".
" Oğlak'ın kurbanlarının küllerinden oluşan Gölge ölümsüz, zarar verilemeyen ve de efendisi kadar merhametsizdi.
" Hecha de las cenizas de las víctimas de Capricornio... La Sombra era inmortal e invulnerable... y tan despiadado como su amo.
Daimi ve ölümsüz bir şey bul.
Busca algo eterno y perpetuo.
Peşinden koşup, nefessizce ölümsüz aşkını ilan ettiğin.
A la cual tú corres... a declararle tu amor eterno.
Ölümsüz Berzerko'nun önünde kimse duramaz.
¡ NADIE PUEDE PARAR LA ESPADA INMORTAL DE BERZERKO!
Vazoyu ve içeriğini, bin yıldır kayıp olan mistik içeriğini ele geçirir geçirmez onu içecek ve ölümsüz olacak.
Y cuando él obtenga la vasija y su contenido su contenido místico, perdido por los siglos él lo beberá y se volverá inmortal.
İzlenecek tek yol, insan ve Tanrı arasındaki bağlantıyı bulabilmek bir ölümsüz ve bir insanın ortak ürünü.
La única salida es hallar la conexión entre hombre y dios el hijo de un inmortal con un humano.
Bir yudum ve sen de onun kadar ölümsüz kılınabilirsin.
Un sorbo y podrías ser tan inmortal como él.
Ölümsüz olacaksın!
Noviembre.
Ölümsüz olmanıza yardım edebilirim.
Puedo hacerte inmortal.
Ölümsüz olana kadar ordumu diriltemem...
No puedo alzar mi ejército hasta que sea inmortal,
Ölümsüz olursa, kendisini en iğrenç yaratıklara dönüştürebilir.
Si se vuelve inmortal, se transformará en las criaturas más pavorosas.
Artık ölümsüz.
Es inmortal.
Artık ölümsüz değilsin.
Ya no eres inmortal.
Kumandanın, Beş Element Dağı'nın zirvesinde yer alan sarayında iki ölümsüz arasında gerçekleşecek olan bu dövüş kimin en iyi olduğuna dair son noktayı koyacaktı.
En plena cima de la Montaña de los 5 elementos, en el palacio del Guerrero tuvo lugar la batalla de los inmortales. ... para probar de una vez por todas quien era el talento superior.
Ölümsüz sarhoşun kurtarılmaya ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum.
Ella no ha hecho nada. El Inmortal Borracho no necesita que le salven la vida.
Sen ölümsüz müsün?
¿ Eres inmortal?
Belki de Taoist bir ölümsüz yağmur yağdırabilir.
Tal vez un inmortal taoísta pueda hacer llover.
O bir ölümsüz, değil mi?
Es inmortal. ¿ Verdad?
Ölümsüz, öyle değil mi?
O sea... lo es ¿ no es eso?
Sen ölümsüz değil misin?
¿ No sois inmortal?
Evet. Hayat sonsuz değil, biz de ölümsüz değiliz.
Sabes, yo tuve un gran sacudón hace poco, y entendí que la vida no es infinita.
O işten sonra Quint bizi bir daha rahatsız edemedi ve bu ölümsüz karı bize dehşet para kazandırdı.
Después de aquel trabajo, Quint no nos molestó más y encontramos oro con los muertos vivientes.
Ölümsüz olmuşsun.
Eres un muerto viviente.
Ölümsüz olman inanılmaz olmuş.
Oye, qué locura que seas un muerto viviente, ¿ no?
Ölümsüz demek...
Significa inmortal.
Ölümsüz gülünle, sordun :
Y sonriendo tu inmortal sonrisa, preguntaste :
Ah ölümsüz tanrıça, gel bana yine ve acımı dindir, bu yaralı kalbim bunun olmasını bekliyor, ve daima aşık dostum.
O inmortal diosa, ven a mí otra vez y alivia este dolor, todo lo que mi herido corazón espera que ocurra, has que suceda, y amar por siempre mi amiga.
Ve gerçek bir ölüyü kastediyorum, ölümsüz ölüleri değil.
Y me refiero a muerta de verdad, no muerta viva.
Tüm şu et yiyen, ölümsüz zombi striptizciler gibi olacağım.
Eso de la supe estríper zombi cadavérica que come carne.
Ölümsüz bir selülit mi yoksa?
¿ Celulitis viva?
Maria Larsson Ölümsüz Anlar
LOS MOMENTOS ETERNOS DE MARIA LARSSON
Eminim Derrick'in ölümsüz ruhuna iyi bakacak.
Estoy segura que Él está cuidando el alma inmortal de Derrick.
Ölümsüz ruhlarını koruması için Tanrı'ya güvenebilirler.
Ellas pueden confiar en su dios para velar por sus almas inmortales.
"Ölümsüz tanrılara bir şey vermeyecek misiniz?"
"¿ No te rendirás antes los dioses inmortales?"
Ölümsüz ruhunu baştan çıkaran şeytanları içinden çıkartmak için.
Para exorcizar los demonios que han tentado tu alma inmortal.
Sen ölmek için doğmadın, ölümsüz kuş!
No naciste para morir, ave inmortal.
Çok yaşa sen, ölümsüz şehir.
Que viva la ciudad eterna.
Ben ölümsüz değilim Jeanne.
Yo no fui mala para ti.
Hangi ölümsüz el ya da göz, hangi, Kurabilir o korkunç simetrini? "
¿ que mano inmortal o la mia? se atreveria a enmarcar su atemorizante simetria.
ve ölümsüz aşkımı ve adayşım mı haykırsam?
Y declarare me amor eterno y devoción?
Ölümsüz olmak ister miydin
¿ Te gustaría ser eterna,