Intıkam перевод на испанский
41 параллельный перевод
Bunu bizim mıntıkamızda iş atarken enseledim, eh azıcık çaktım ağzına.
La vi intentado levarse a un cliente así que la espanté.
Mıntıkamıza burunlarını sokanlardan hoşlanmayız! Mıntıkanız mı?
¡ Éste es nuestro territorio!
Sen bizim kendi mıntıkamızı korumamıza ve kendi ait olduğun... sınıfın üyelerine her türlü karşı çıkıyorsun.
- Entorpeces los esfuerzos que hacemos para proteger nuestra propiedad y la de los miembros de tu propia clase.
Galiba bu bizim mıntıkamız.
Esa es nuestra zona.
Karafatmalar mıntıkamıza bir kez fazla girmiş olacak.
Estos gallitos estan invadiendo nuestro gallinero.
Ben kendi mıntıkamı istiyorum.
Quiero mi propio territorio.
Kendi mıntıkamı istiyorum ; senden çok uzakta.
Quiero mi propio territorio, lejos de ti.
Benim mıntıkamı seçtiler.
Escogieron mi distrito.
Benim mıntıkam da ne kadar iyiymiş, görelim.
Veré que tan bien le vá en mi terreno.
Bizim mıntıkamızdaki çöp tenekelerinde ne işi varmış?
¿ Entonces qué hacía en un callejón de nuestra ronda?
Tabii ki Birleşik Devletler olarak kendi mıntıkamızda bulunan Komünist bir diktatöryadan kurtulmak için yardım edilmeliydi.
Por supuesto los Estados Unidos deberían ayudar a deshacerse de una dictadura comunista en nuestro hemisferio.
Burası benim mıntıkam.
Ese es mi lugar!
- Kıymetli taşlar mıntıkamız değil.
Las piedras no son nuestro fuerte.
Ama Shanning mıntıkamızdan sadece 5 dakika uzaktaydı.
Pero de Shanning a solamente cinco minutos Del precinto.
Şu anda bizim mıntıkamızdayız.
Y ahora estamos en esta mierda de sitio.
Hadi onları üzmeyelim, kendi küçük mıntıkamızda saklanalım, el ele tutuşmayalım, sokaklarda öpüşmeyelim, olmaz.
No hay que hacerlos enfadar, escondámonos en un barrio aparte. No nos tomemos de las manos, no nos besemos en la calle.
Ganz ve Ford, mıntıkamızda bir işler çeviriyorlarsa bunu öğrenmeliyim.
Si Ganz y Ford estan trabajando a nuestar espaldas, quiero saberlo.
Bir nöbet mıntıkamız var ve sen Facebook'a mı giriyorsun?
Tenemos que patrullar y estás en Facebook.
Tom, South Park'ta Asya mıntıkamızı genişleten yepyeni bir suşi lokantası açıldı.
Un nuevo Sushi ha abierto en South Park añadiéndose a nuestro creciente distrito asiático.
Aklında her ne varsa burası bizim mıntıkamız aşağılık serseri!
¡ Cualquier cosa que tengáis planeada, esta es nuestra jurisdicción, hijos de perra!
Ben gidersem mıntıkam da gider.
Son los gajes del oficio.
Mıntıkamı temsil etmek benim için bir onur.
- Es un honor representar a mi Distrito.
Teşekkür ederim. Mıntıkamın sembolü.
Gracias, es de mi Distrito.
Burası benim mıntıkam.
Este es mi territorio.
Jinhai benim mıntıkam, buradaki herkesi tanırım.
Jinhai es mi territorio. Conozco a todos aquí.
- Burası benim mıntıkam, Al,... şehrin bütün kuzeyi.
- Este es mi garito, Al, en la parte norte de la ciudad.
Benim mıntıkam sizden ayrı.
- Yo tengo mi propio territorio.
Orası bizim mıntıkamız bile değil.
No vendemos por allí.
Siz de mıntıkamı yakıp kül ettiniz.
Uds. incendiaron mi distrito.
Vajinalının mıntıkamızda işi ne?
¿ Por qué vienen chicas a nuestra zona?
Bu mekan bizim mıntıkamızda.
Ha montado este club en nuestro territorio
Kuyüpleri bizim mıntıkamızda.
Ed cdub está en nuestdo tedditodio
Sahne benim mıntıkam.
Yo soy dueño del escenario.
Çünkü orası bizim mıntıkamız.
Es por defendernos.
Akıntıyla eğilen kamış gibi.
Nos doblamos como el junco bajo el caudal del...
2 yıldır, sadece şeker kamışı kalıntılarıyla yaşıyorum!
Durante dos años, viví sólo en los restos de la caña de azúcar!
... üçün biri, patlıcan, muz, puro, çivi, beton, şey, kamış, balta nargile, kobra, çıkıntı, babatorik, kök, havuç, tıpa, sakallı, saksafon, sosis, ön takım, tek kürek, ufaklık, orta bacak tirbüşon, makineli, küçük kardeşim.
bastón, pajarito, verga, verdugo, plumero, pedazo de carne, mango, cetro, espárrago, vara, trinquete,... canilla, aceitera, muleta, garrote, tuerto, cuña, badajo, muñón, dardo, puerro, anguila, tronco, pestillo, También chalupa, rábano, corcho, canilla, pepino, salame, salchichón, morcilla, mástil, catalejo, arma. nene, oruga, punzón, bisturí, pintón y mi hermanito chiquitito.
"Vahşi Hap", "Mukoza Holocaust 2" "Viva El Clamidia", "Sert Kamış" "Ben Bir Endoskobum", "Klitoral Kaşıntı"...
El Espiral ( DIU ) Salvaje, Mucosa Holocausto II, Viva el Clamidia,
Mıntıkamı değiştirip yeniden başlamak zorunda kaldım.
Empezar de cero otra vez.
Eminim yıkamışsındır fakat iyot ve çamaşır suyuyla yıkamadığınız sürece beş gün boyunca cildinizde kalıntı kalır.
Oh, estoy segura de que te las has lavado minuciosamente desde entonces, pero a menos que lo hayas hecho con yodo y lejía, ese residuo permanece en la piel durante cinco días.
Kamışla emerek nerede sızıntı olduğuna bakmak gibi.
Chupa por el sorbete, y mira de dónde sale la bebida.