Şarkı перевод на испанский
50,968 параллельный перевод
Söylediğin şarkı.
Cantaste esa canción.
- Şarkı "You Might Think" neden çok seviyorsunuz?
- La canción, "You Might Think"... ¿ por qué les gusta a todos?
Neden olmasın, güzel şarkı.
¿ Por qué no? Es una canción hermosa.
-... en güzel şarkı.
- jamás escrita.
O şarkıyı bilir misiniz?
¿ Conoces la canción?
Pink Floyd 20 dakikalık bir şarkı yapıp güzel bir şey ortaya çıkarabiliyorsa... ben de yalnızca tek bir köri içeren 23 ayrı Hint yemeği çıkarabilirim dedim.
Pensé que si Pink Floyd podía hacer una canción de 20 minutos que sonara bien yo podía servir 23 platos de comida india sin servir más de un curri.
Yani sonuçta, bebekler için yapılmış bir şarkı.
Digo, después de todo, es una canción para bebes.
Bebek şarkıları hiçbir zaman bebek sorunlarını ele almaz.
Las canciones de bebe nunca atacan los problemas de los bebes.
Çocuk şarkılarını hep yetişkinler yazıyor.
Las canciones de niños las escriben adultos.
Bebeklerin seveceği bir şarkı yazmak istiyorsan, bir bebeğe ihtiyacın var demektir.
Si quieres una canción que le guste a un bebe tienes que hacer que la escriba un bebe.
Şarkıcı olacağım.
Seré un cantante.
* Buble bunu söylerdi. Ve şimdi O bir şarkıcı
Bublé por aquí dice que el será cantante.
Hey, Buble, söylemen için bir şarkım var.
Hey, Bublé, tengo una melodía para que cantes.
Tamamdır, Brian, Birkaç şarkı yazdım bile. hepsi de gerçekten bebekleri ilgilendiren sorunlarla ilgili.
Muy bien, Brian, he escrito algunas canciones sobre cosas que realmente le importan a los bebes.
Şarkının adını "Anne Partiyi Severdi" koydum.
Esa la llamo "A Mama le Gustaba Andar de Fiesta ( La Canción de Chris )".
Evet, Biz Kırmızı Tişört Mavi Tişört'üz. ve söyleceğimiz şarkının adı "Anne ve Babanın Odası"
Muy bien, somos Camisa Roja Camisa Azul y esta canción la llamamos "El Cuarto de Mama y Papa"
Şimdiki şarkı buradaki bütün anneler için.
Muy bien, esta es para todas las mamas allá afuera.
Hiçbir şey, sadece, bütün şarkıları sen yazıyorsun. sesin daha güzel, hoş bir vücu...
Es solo que, tu escribes todas las canciones tienes mejor voz que él, tienes el cuerpo sexy...
"Küçük Kardeşim" şarkısını bir an önce söyleyelim de bitsin.
Hagamos una pasada rápida de "Hermanito."
Ayrıca ikimizde Stewie'nin katlanılmaz bir şarkıcıya dönüştüğünü gördük.
Además, ambos hemos visto en lo que Stewie se ha convertido : Una diva imposible.
O'nun yazdığı bir şarkıyı söyledik.
Estamos cantando la canción que el escribió.
Senin şarkılarındı.
Esas eran tus canciones.
Şimdiki şarkımız pişmiş istiridyeden kaynaklı mide yanmasıyla ilgili.
Esta canción se trata de tener acidez por almejas a la parrilla.
Beyonce'nin en güzel şarkısı.
- ♪ In the back of the Doz-E ♪ - ¡ Hola! ♪ Oh, why do I feel this good?
Çalan şarkı Ariana Grande'nin mi?
¿ Esa es música de Ariana Grande?
- Şarkıyı duyuyor musun?
¿ Escuchas música? Eso no es música.
Şarkıcıyı mı diyorsun?
- ¿ Quién? ¿ El cantante?
Babam bir halk müziği şarkıcısıydı.
Mi padre... era cantante de folk.
"Gece ziyareti" bir halk şarkısı türüdür.
- ¿ Qué? Visita nocturna, es un género de la canción folk.
Of ya, son yarım saate tüm ömrümde duymadığım kadar halk şarkısı muhabbeti duydum.
Madre mía, he escuchado más acerca de la música folk en esta media hora que en toda mi vida.
Geceleri pencereye gelen insanlarla ilgili asırlardır şarkılar var.
Ha habido canciones durante siglos acerca de gente que viene a tu ventana por la noche.
Favori Çin lokantamdan bana sürpriz yemek getiren, köpeğimi öldürmek zorunda kaldığımda ben uyuyana kadar şarkı söyleyen adamdan bahsediyorum.
El mismo chico que me cortejaba con comida sorpresa... de mi restaurante chino de mala muerte preferido... que me cantó hasta quedarme dormida cuando tuve que sacrificar a mi perro.
Şimdi de, bu güzel sabaha WKRP kanalında çalacağımız müthiş şarkılarla devam ediyoruz...
Y ahora de regreso con más música genial en esta bella mañana en WKRP...
Şarkı söyleyip dans ediyorlar.
Canciones y bailes.
Duygusal bir şarkıda sanki kalbin parçalanmış gibi salya sümük ağladığına göre.
Llora como un niño por una canción sentimental. Llora sin parar como si tuviera roto el corazón.
Türetilmiş değil, sadece güzel basit bir aşk şarkısı.
No es poco original, es una canción de amor hermosa y sencilla.
Yani şimdi bunu bir aşk şarkısı gibi mi düşüneceğim?
¿ Ahora tengo que pensar en ella como una canción de amor?
Lanet bir aşk şarkısı değil bu.
No es una maldita canción de amor.
O şarkıyı dinleyen herkese bulaşmış mıdır?
¿ Crees que cada uno que escucha esa canción está infectado?
Hayır, ama çok eski bir şarkı.
No, pero es una canción muy vieja.
Şimdi size bir şarkı söyleyeceğim!
Te voy a cantar una canción
Karşınızda boş bira şişesinden hüzünlü bir şarkı patlatan Kent Brockman.
Este es Kent Brockman soplando una canción triste con su botella de cerveza.
Beatles şarkıları söyleyeceğim ki bu videoyu yayınlayamayın!
¡ Voy a cantar canciones de los Beatles así no podréis mostrar este vídeo!
Karışık kasette aynı şarkının arka arkaya çalması gerektiğini bilmiyordum.
Estoy muy seguro de que un compilado no es la misma canción una y otra vez.
Seninle olan arkadaşlığıyla ilgili bir şarkı söyleyerek evden çıktığından beri görmedim.
No lo he visto desde que se fue de casa cantando felizmente sobre su amistad contigo.
Hâlâ şarkının başına gelemedik.
Todavía no vamos ni por el principio de la canción.
Gel ve Tiki şarkımızı söyle.
Vamos todos juntos y cantemos nuestra canción Tiki.
Biraz sakar diye düş kırıklığına uğruyorsun sanat meraklısı diye My Girl şarkısına ağlayacağım derken gözündeki damarı çatlattı diye.
Estás frustrado porque es un poco torpe. Un poco demasiado sensible, porque tiene un derrame en un ojo de llorar con "Mi Chica".
Belki aynı anda usta bir marangoz, ağaç ev müteahhiti söz yazarı ve şarkıcı olmam gerekiyordur.
Quizá estaba destinado a ser maestro carpintero mitad arquitecto de casas de árbol, mitad cantautor.
Hiçbir şarkı hatırlamıyorum...
Tiene que estar aquí.
- # Beni böyle... # - # Keşke duysaydı... # #... bir şarkı söylerken... # #... o terli... #
* - Me alegra que no pueda * * - Ojalá pudiera *