Anlıyorsun ya перевод на французский
176 параллельный перевод
Sana bunu söylemeyi istemezdim ama artık söylemek zorundayım, anlıyorsun ya.
Je ne voulais pas te le dire, mais maintenant, il le faut...
Evet, anlıyorsun ya, hepsini tek başıma başardım.
C'était moi, personne d'autre.
Anlıyorsun ya güvende değilsin, tatlım.
Vous voyez... Vous n'êtes pas en sécurité.
İlaç niyetine elbette, anlıyorsun ya.
C'est un bon remontant.
Anlıyorsun ya, Jeff, bana bir şey borçlusun.
- J'ai pigé! Tu me dois quelque chose.
Anlıyorsun ya, ona yardım etsen Afrika'da ikimizin birlikte olması çok daha kolay olurdu.
Vous voyez... Si vous l'aidiez, ce serait plus facile pour nous de nous voir en dehors de l'Afrique.
Tamam. Bu yolu hiç unutma. Hiç yanlış istemiyorum, anlıyorsun ya?
Garde ça en tête, pas d'erreurs!
Biliyorsun, eşim ve ben bu tip yerlere pek alışkın değiliz o yüzden burada birinci sınıf bir hizmeti derhal almazsak bu kutsal yerde oldukça utanç verici olaylar olacağını size garanti ederim. Anlıyorsun ya? Kabaca azarlanma mesela.
Alors si on ne nous sert pas avec des égards exceptionnels, des cris très vulgaires vont vous mettre très mal à l'aise.
Yani anlıyorsun ya...
Et vous voyez....
İş aksarsa bana bağırma, anlıyorsun ya?
Faudra pas gueuler si c'est pas fait, hein?
Tommy Tyler, Tee Tee, anlıyorsun ya?
Tommy Tyler, Tee Tee, tu vois?
Bu yüzden kimin benden para aşırdığını bulmak zorundayım, anlıyorsun ya?
Je dois savoir qui me vole, tu vois ce que je veux dire?
O, benim olamadığım her şeydi, anlıyorsun ya?
Il était tout ce que je n'étais pas, tu vois?
Kullanayım demedim. Kullanmamı o istedi, anlıyorsun ya?
J'ai rien demandé, c'est lui qui a voulu, tu vois?
Charlie gibiydi. Anlıyorsun ya?
Comme Charlie, tu vois?
Anlıyorsun ya, böyle saygıdeğer bir adamdır.
Alors tu comprends, un homme comme ça, c'est sacré.
Anlıyorsun ya...
Vous voyez...
Anlıyorsun ya? Hakkındaki birçok şeyi biliyorum.
Vous voyez... je suis bien renseigné... sur tout ce qu'il y a à savoir.
- Oradaydım ama burada ufak bir işim vardı, sonra da Lidman. Anlıyorsun ya.
Je suis revenu pour quelques jours J'ai vu Lindman.
Orada onun yüksek tabaka dostlarıyla tanışacağım. Anlıyorsun ya.
C'est plein de gens chics, Des amis à lui...
Anlıyorsun ya Dolly, ben hep parayı, tabirimi bağışla, gübreye benzetirim.
Je pense que l'argent, sauf votre respect, est comme le fumier.
Tutturdu alalım diye, ne demek istediğimi anlıyorsun ya?
Il la lui fallait.
Bir şekilde önemli, anlıyorsun ya.
Ça l'est, d'une certaine façon.
Beni adamı Bree'ye pas etmem için kandırıyor. Anlıyorsun ya, böylece Bree'nin canı yanacaktı.
Elle m'a dit de le refiler à Bree pour qu'elle dérouille.
Anlıyorsun ya, filmi bana verdiğinde, onu bana son bölümlerine gelmiş haliyle verdin.
Quand vous me l'avez donné, il n'était pas rembobiné.
Anlıyorsun ya, ölme dileğimiz çapraşık ve derindendi.
Obscur et profond était notre désir de la mort.
Anlıyorsun ya, ailemi çoktan kaybettim.
Vous comprenez, j'étais orpheline.
Geriye yaslanırdı. Anlıyorsun ya, aynı...
Il prenait ses distances...
Anlıyorsun ya, çünkü seninle hiç bir şey yapmayacağım ya da sana.
Je vais rien faire avec toi. Je vais rien te faire.
Anlıyorsun ya?
Tu vois?
Artık Stettiner İstasyonu'na gidemez. Orada bir isyanda yakalandı, anlıyorsun ya.
Elle ne peut plus traîner de vant la gare, elle a été prise dans une rafle.
Bu gece büyük gece olabilir, anlıyorsun ya?
Ce soir pourrait être mon jour de chance.
Anlıyorsun ya, ben tanınan biriydim.
J'étais un personnage public.
Kendimi hepten yaşadım, anlıyorsun ya.
Je suis passé par là moi-même, vous savez.
Yatakta berbatmışsın. Anlıyorsun ya? - Kalkmıyormuş yani.
T'es pas une affaire, quoi!
Şimdi anlıyorsun ya.
Vous voyez maintenant.
Zaten milletin karışmaya hiç niyeti yoktu. Anlıyorsun ya?
Et de toute façon, on préférait n'avoir rien à faire avec ça, n'est-ce pas?
Anlıyorsun ya, onu sakinleştirmem lazım.
Tu sais, pour la calmer.
Anlıyorsun ya, daha önce dediğim gibi, dermatoloji benim uzmanlık alanımdır. Probleminiz bir beze olabilir.
Comme je vous l'ai dit, ma spécialité est la dermatologie, et votre problème peut être d'ordre hormonal.
Onu hiçbir zaman hapisten çıkarmak zorunda kalmadım. Anlıyorsun ya?
Je n'ai jamais eu à verser de caution pour le sortir de taule.
Bu, sağlam zeminde yürümek gibi, beni anlıyorsun ya?
On sait où on met les pieds.
Anlıyorsun ya, Sally...
Je commande ici, maintenant.
Kardeşinin tüm geçim yükümüzü tek başına omuzlarına aldığını anlıyor musun? Peki ya sen? Sen ne yapıyorsun?
Tu as entendu, tu as compris Karl-Heinz, que ton frère assume seul le poids de notre existence?
Anlıyorsun ya?
Dis-m'en plus.
- Anlıyorsun ya?
Vous pigez? Je n'en suis pas sûr.
- Demek istediğimi anlıyorsun. - Bir adam vardı, kapıya dahi gelmemişti.
A part le type qui n'est même pas venu à la porte.
Anlıyorsun, ya?
Vous comprenez?
Anlıyorsun ya?
Tu sais?
Anlıyorsun ya?
Bien sûr.
Anlıyorsun ya.
voilà.
Evet ya. Artık anlıyorsun.
Tu sais.