Aradım перевод на французский
25,249 параллельный перевод
Tom'un artık kampanyada çalışmadığını söylemek için aradım.
Tom ne travaille plus sur la campagne.
Natalie'nin telini aradım cevap yok.
J'ai essayé la cellule de Natalie. Pas de réponse.
Natalie'nin telefonunu aradım.
J'ai essayé d'appeler Natalie.
Eski kocasını, arkadaşlarını aradım Günlerdir kimse haber almamış.
J'ai essayé son ex-mari, sa famille, personne ne l'a vu depuis des jours.
Ben de aradım ve anlaşılan Felix'in bu öğleden sonra yada akşam ulaşması beklenen bir kargosu varmış.
J'ai appelé et j'ai trouvé que Felix attendait une cargaison qui devait arriver cet après-midi ou ce soir.
Kendini iyi hissettirecekse eğer onu gerçekten aradım.
Si ça vous soulage, je l'ai vraiment cherché.
Dört kez aradım.
Je l'ai appelée quatre fois.
Evet, bunun için iki saat önce aradım.
Oui, j'ai appelé pour ça il y a deux heures.
Onları çoktan aradım.
Je les ai déjà appelés.
Bir yeri aradım.
J'ai appelé un endroit.
İlk defa birini öldürdükten sonra ne yapmıştım biliyor musun? Dördüncü sınıftaki öğretmenimi aradım.
Savez-vous ce que je faisais après mon premier?
- Dört kez aradım.
Je l'ai appelé quatre fois.
Dr. Bell'i aradım.
J'appelle Dr Bell.
911'i aradım çünkü buz gibi havada her yerin çiş kaplıyken bankta yatıyordun.
Oui, j'ai appelé le 911 parce que tu étais inconscient sur un banc. Dans le froid, trempé par ta pisse.
Doug kendi birliklerimizi gönderme konusunda aradı beni.
Doug m'a dit qu'on envoyait nos troupes.
Seni de aradı mı?
Il t'a appelé aussi?
Beni Herald'dan aradılar.
Le Herald m'a contactée.
Zaten çıktılarını almıştı belki burda bir yerde aradığım cevaplara ulaşabilirim.
Vu qu'il a tout imprimé, j'ai cru pouvoir y trouver des réponses.
Yani bunlar aradığımız adamlar.
Ce sont nos hommes.
Bunu söylemek için mi aradın?
Tu m'appelles pour me dire ça?
iyi şanslar umarım aradığını bulursunr.
Bonne chance. J'espère que tu trouveras ce que tu cherches.
Beni aradı. Arizona'da.
Il m'a appelé, il est en Arizona.
Evet, Bu kadar erken aradığım için özür dilerim. - Oh, Tanrım, yine kim öldü? - Oh, hayır.
Je suis désolé de t'appeler à cette heure-là.
Aradığım işte buydu.
C'est ce que je cherchais.
Aman Tanrım, bu aradığımız adam.
Oh mon dieu, c'est le gars.
Oh, Tanrım, onu aradığım için amcamı bulabildiklerini... düşünmüyorsunuz, değil mi?
Oh non, tu penses qu'ils pourraient me retrouver parce que j'ai répondu au téléphone.
Arkadaşları bile aradıım.
J'ai appelé tous nos amis.
Ne aradığımızı bilince bariz bir düzen ortaya çıktı.
Quand on a su quoi chercher, le schéma a été évident.
Aradığım adam buradaymış.
Vous êtes l'homme que je cherchais.
Robyn geçen gün beni aradı, akşam 10 : 00'da benimle tiyatroda buluşmak istedi.
Robyn m'a appelée hier, elle voulait qu'on se voit au théâtre la nuit dernière à 22 heures.
Aradın mı?
Tu l'as cherché?
Monty, tam da aradığım kişi.
Monty... L'homme que je cherchais.
Sen mi aradın?
Tu m'as sonné?
Niye onu aradım, bilmiyorum.
Pourquoi elle, je ne sais pas.
Benim aradığım Frederick Tanner Google ile aranamaz, Brian.
Frederick Tanner, l'homme que je cherche ne peux pas être trouvé sur google Brian.
En parlak zekalarımızın düşmanlarımızın elinde bize karşı komplo hazırladığını bu ülkeye zarar vermenin yollarını aradığını düşünün.
Imaginez nos ennemis avec une cabale de nos meilleurs esprits travail autour de l'horloge, trouver des moyens de nuire à ce pays.
Lucy o sabah istek yaptılar mı diye New York'taki her geçici eleman şirketini aradı ve sonrası da zaten...
Alors Lucy a appelé chaque agence d'intérimaire a New York pour voir s'ils avaient fait une demande ce matin là, et c'est ainsi que...
Ne aradığımı merak ediyor olabilirsiniz.
Vous pouvez vous demander ce que je cherche.
Aradığımız adamın genetik kodu bu.
C'est le code génétique de l'homme qu'on recherche.
Bunun haricinde tam aradığımız adam.
À part ça, c'est notre homme.
Sarah'ı mı aradın?
Tu as appelé Sarah?
Dr. Bishop beni aradı.
Le Dr Bishop m'a bipé.
Polisi aradım.
J'appelle les flics.
Keşke ne aradığımı bilseydim.
J'aimerais savoir ce que je cherche.
Aradığımızı bulduktan sonra ne olacak?
Quand on aura trouvé ce qu'on cherchait, ensuite quoi?
- Bir gözlük aradığımızı sanmıyorum.
Je ne pense pas que l'on cherche des lunettes.
Tadilat yapıldıysa aradığımız şeyi bulmuş olabilirler.
S'ils ont fait des rénovations, ils ont déjà peut-être trouvé ce que l'on cherche.
Eğer bu kilise 13. yüzyılda inşa edildiyse aradığımız şey altında olmalı çünkü burası oldukça yeni.
Je vais te dire une chose, si cette église a été construite au 13ième siècle, ce qu'on recherche doit se trouver en-dessous, parce que c'est vraiment trop récent.
Beni aradıklarında seninle federal binaya doğru yürüyor olacağım. Ve sen konuşacaksın.
Quand on m'appellera, je t'emmènerai dans ce bâtiment fédéral et tu... vas... parler.
Benim aradığımı söyleme.
Ne lui dis pas que c'est moi.
Beni aradı ve resmen hırsızlıkla suçladı.
Il m'a appelée et en gros il m'a accusée d'avoir volé...