Ayna перевод на французский
1,486 параллельный перевод
Ayna olmadan bu zor olur değil mi?
C'est pas facile sans miroir.
Ayna.
C'est le miroir...
Ayna kullanmamız yasak.
C'est interdit au Carmel.
Şu ayna meselesi aklımdan çıkmıyor.
Tous ces trucs De l'autre côté du miroir. C'est un vrai casse-tête, je suis dépassé.
Çünkü Dekker'in taslakları, bir ayna ve mercek gerektirdi.
- Parce que les dessins de Dekker impliquaient un miroir et une lentille.
Ayna nötrino kaplı, dolayısıyla muazzam bir harcama söz konusu.
- 4. - Le miroir... - 26.
- Ayna karşısında beş dakika daha istiyorum.
- j'ai droit à 5 min de plus devant le miroir.
Ayna karşısında tam üç saat geçirdim.
J'ai dû passen 3 heunes
- Ayna ister misiniz?
- Vous voulez un miroir?
Bağlantı istiyorum. Teyit "Ayna".
Code de confirmation : miroir.
Ayna, şişman olduğumu söyledi.
Le miroir a dit que j'étais grosse.
Miami'ye geleli iki gün olmuşken kadın nasıl güvenebileceği bir tetikçi bulabiliyor? Bir eldiven, bir ayna.
Et comment, en l'espace de deux jours à Miami, une épouse trouve un tireur qui lui ferait pas faux bond?
Peki, Bay Ayna Çocuk Vakfı için 18.000 $ yükseltmek başardı.
J'ai réussi à obtenir 18000 $ pour la fondation du Bay Mirror.
Evden çıkmadan önce bize ayna karşısında gülümseme provası yaptırırdı.
Elle me faisait sourire devant un miroir avant de partir.
Aynen öyle, bu bir ayna.
Exactement. C'est un miroir.
Yatağın üzerinde bir ayna var.
Un miroir au-dessus du lit.
En son ne zaman sikini ayna kullanmadan görebildin?
Depuis quand tu vois plus ta bite sans prendre un miroir?
Pencereyi kapatan ayna.
Quel miroir? Celui qui cache la fenêtre.
Bu aleti aldığınızda 3-4 metre içerisindeki tüm konuşmalar ayna gibi olur.
Placez ce petit coquin à trois mètres de n'importe quelle conservation, et ça sonnera comme du Hendrix à vos oreilles ébahies.
Bazen burunlarının altına ayna koyarlar.
Mets-lui un miroir sous le nez.
Buraya ayna koydum, çünkü kaçırmanı istemiyorum.
J'ai mis ce miroir ici pour que vous n'en manquiez rien.
Kristal küre ya da sihirli ayna gibi.
Comme une boule de cristal ou un miroir magique.
Bir ayna.
Un miroir.
Belki de Drakula için bu ayna falan değildir.
Peut-être parce que pour Dracula, ce n'est pas un miroir.
"Ayna gerçeğin fark ettiren bir araç değil, gizleyendir."
"Le miroir n'est pas un instrument d'instruction mais d'illusion."
"Kimi aynaya bakar ve şeytani görünmez ayna kötülüğü yansıtmaz, yaratır."
"Qui peut regarder dans le miroir sans devenir méchant? Un miroir ne reflète pas le mal mais le crée."
Ya da kendinizi yargılamanızı sağlayan bir ayna.
C'est le miroir dans lequel vous vous jugez.
Bir ayna öldürdüm.
J'ai tué un miroir.
Ayna burada. Hey, şuna bir bak.
Le miroir est ici.
Dün akşam neredeyse beni David Coppenfield'in duman ayna numarası gibi bir oyuna getirecektin.
T'as failli m'avoir avec ton manège à la David Copperfield :
Güzel ayna.
Quel beau miroir.
Ayna "Sen de kim oluyorsun?" diyor bana.
La glace m'envoie chier.
Ayna.
Miroir.
- Bir çift ayna.
Deux vieux miroirs
Eğer hiç, söyleyeceğin mazereti ayna önünde çalışmamışsan... aşık olmamışsın demektir.
Celui qui ne s'est jamais entraîné devant le miroir à donner un faux alibi... n'a jamais été amoureux.
"Ayna, ayna, söyle bana dünyada en güzel kim?"
Miroir, miroir, dis-moi qui est la plus belle de toutes?
Onun bir ayna ile düşündüğünü biliyoruz.
Mais c'est un phénomène connu.
Gel, burada ayna var.
Viens, il y a un miroir.
Ayna oyunu mu oynayacağız?
On va jouer au jeu du miroir? Faire du mime?
- Ayna karşısında daha farklı yaptıydım.
- Oui. On aurait dansé pour rire.
Ayna kırmak yedi yıl uğursuzluk getirir.
Ça fait 7 ans de malheur.
Ve sonra ben bununla orayı, ayna parlaklığına gelinceye kadar fırçalıyorum.
Ensuite tu travailles la tache avec la roue jusqu'à ce que ça soit lisse comme un miroir.
Evet, bir ayna dünya.
Oui, un monde miroir.
Bu dengede olduğunda birbirlerine ayna İki dünya.
Deux mondes se reflétant quand ils sont équilibrés.
- Bölüm 7 "Ayna" Çeviren :
Traduction par Cpt Lolo, Ronanasplit, Unknow37 ( Merci a Xylomid et à Fabregues )
Ama bana bir ayna gerekecek çünkü o ben olacağım.
D'accord, mais j'aurai besoin d'un miroir. Car c'est moi.
Ayna.
Regardez.
Ayna.
Le miroir.
Ne zaman bir ayna görsem kendime çeki düzen veriyorum
"chaque fois que je me regarde dans le miroir..."
Sihirli bir ayna vardı.
Il y avait genre :
- İki taraflı ayna.
- Une vitre sans tain...