Bakın bayım перевод на французский
884 параллельный перевод
Bakın Bayım, yerinizde olsam, bununla pek övünmezdim.
À votre place, je ne m'en vanterais pas.
Bakın bayım, artık bu böyle gitmez.
Ecoutez monsieur, ça ne peut plus durer.
Bakın bayım, ben buraya altı çocukla geldim...
Je suis venu ici avec 6 gosses!
Bakın bayım, ben fakir bir adamcağızım.
Je suis un pauvre type.
Bakın bayım, bir sakıncası yoksa ben de kendimi kötü hissediyorum.
Je ne me sens pas très bien.
Bakın bayım, yarışlarda kaybettiğiniz için üzgünüm.
Écoutez, monsieur, je suis désolée que vous ayez perdu à l'hippodrome.
Bakın bayım, burada yeterince derdim var.
Écoutez, j'ai déjà assez de problèmes ici.
Bakın Bay Zanfield, gösterimizi bu şekilde kesemezsiniz.
Ecoutez, M. Zanfield, vous ne pouvez pas annuler comme ça.
Bana bakın Bay Zanfield, biz...
Ecoutez, M. Zanfield, nous...
Bana bakın bay Peachum burada hepimiz fakir adamlarız.
Écoutez-moi., M. Peachum. Écoutez, nous sommes tous des pauvres diables.
Bay Byam, şu ete bakın efendim. Canlı.
M. Byam, regardez ça, ça fourmille!
Bakın bay Gibson.
Écoutez, M. Gibson.
Bakın bay Bradley, bu inci kolyeyi görüyor musunuz?
Vous voyez ce collier de perles, M. Bradley?
Bakın bay Bradley, kabalık etmek istemem ama ısrar ediyorum.
M. Bradley, je ne veux pas être impoli, mais j'insiste.
Bakın, Connie ve Bay Chandler.
Regardez, voilà Connie et M. Chandler!
Bakın Bay Jayhawker.
- Regardez, M. Jayhawker
Bakın, Bay Smith benim, ama karım onu aldı.
M. Smith m'appartient!
Bay Sycamore, şunları patlatamıyorum. Bakın.
M. Sycamore, je n'arrive pas à les allumer...
İyi ki Jane'i gidip bizzat almışım. Bay Bingley'in Jane'i arabaya bindirirken ki... bakışlarını görebilseydin.
Je suis ravie d'avoir été chercher Jane, pour voir le regard de M. Bingley quand il l'a raccompagnée.
Bak sen! Fazla samimi olmaya başlamadınız mı, Bay Bulaşkan?
M. Sirius... quelle familiarité!
- Bakın Bay Lester ben Augusta'daki bankadanım.
- Voyez-vous, M. Lester, je travaille pour la banque d'Augusta.
Hayır Bay Ballard, siz gülleri bırakın da tren istasyonuna bakın.
M. Ballard, contentez-vous de vos trains et oubliez les roses.
Evet Bay Vincent Miniver, şuna bir bakın.
M. Vincent Miniver, regardez-moi ça.
Bay Dobosh, bakın, eğer bana bir şans verirseniz...
M. Dobosh, si vous me laissiez seulement...
Bakın bay Neff, ben deli değilim, histerik de değilim.
Regardez-moi, M. Neff. Je ne suis ni folle ni hystérique. Je ne pleure même pas.
Bakın Bay Peters, sizin gibi bir beyefendiye kabalık etmek istemem ama benim sabrımın bile bir sınırı vardır.
Écoutez, M. Peters. J'aurais horreur d'être impoli avec un professionnel comme vous, Mais il y a une limite même à ma patience.
Sen şiire bayılırsın. Şuna bir bak bakalım.
Toi qui es férue de poésie, aide-moi donc.
Buraya bakınız, Bay Peters, bütün pencereler kurşun geçirmez camlardan imal edilmiştir.
Voyez ces fenêtres, M. Peters, elles sont toutes blindées.
Bay Don Birnam, şu işe bakın hele.
M. Don Birnam, que je sois pendue.
Bakın, Bay Marlowe, babamın sağlıyı iyi değil.
Ecoutez M. Marlowe, père ne va pas bien.
Bak Bay Pip, ilk olarak... talimatlarımı aldığım kişinin ricasının... daima Pip adını taşıman olduğunu anlamalısın.
Maintenant, Monsieur Pip, sachez qu'à la demande de la personne qui m'a donné ces instructions, vous devrez toujours garder le nom de Pip.
İnsan Boston Hükümet Binası'nın tepesinden uzaklara bakıp, dünyanın her yerindeki piramit, kule ve çan kulelerinden daha fazla görülmeye değer şeyler görebilir, bayım.
Du toit du parlement à Boston on découvre un horizon plus large et plus beau que des pyramides, des tours ou des clochers du monde entier.
- Yok Bay Potter, gelip bir bakın.
Venez m'aider.
Bakın, bayım, orduda beş yıl geçirdim.
Écoutez, monsieur, j'ai passé cinq ans dans l'armée.
Peki, Bay Macy. - Buraya bakın, Bay Gimbel.
Bien, M. Macy.
Derhal bu ofisi terkedin. Bak, ya sen Alfred'i analiz etmeyi bırakırsın... ya da ben dosdoğru Bay Macy'e gider... ne kadar adi bir düzenbaz olduğunu anlatırım.
Soit vous cessez l'analyse, soit je vais voir M. Macy... et je dénonce votre imposture.
"Bayım, bana bir bakın." der gibi, dikkatleri üstüne çekiyor.
Le genre de fille qui vous dit : "Monsieur, regardez-moi."
Bakın yerde bulduğum şu kağıtta neler yazıyor. Bay Bannister'a ne oldu söyleyin.
Je veux savoir comment va M. Bannister.
Bakın, bayım, burada kalmayı düşünüyorsanız otel kapalı.
Tu ne peux pas descendre ici. L'hôtel est fermé.
Bakın, Bay Vildenberger ya da her neyse, koşullarınız neler?
Dites-moi, M. Vildenberger ou Machinchose, quelles sont vos conditions?
Bana bakım bayım, bu adamınız beni hiç anlamıyor.
Monsieur, votre homme ne me comprend pas.
Peki, bunu da aklınızda tutun ve Bay Attinger'a bakın... ve farzedin ki o bir kadın.
Gardez cette image! Imaginez M. Attinger en femme.
Bakın bayım, Cleveland'a daha çok var.
Nous devrions partir.
Bay Steele'in sabıka kayıtlarına bir bakın.
Voyez la fiche de M. Steele :
Takvime bir bakın Bay Boot.
Regardez le calendrier, M. Boot.
Size Bay Barnhardt'a anlattıklarımdan fazlasını anlattım, çünkü, bir bakıma, hayatım sizin elinizde.
Je vous en ai dit plus qu'à Barnhardt, car ma vie est entre vos mains.
Buraya bakın Bay Fabian.
Regardez par ici, M. Fabian.
Bakın Bay Emery, beni boşuna suçlamanıza gerek yok.
Écoutez, pas besoin de m'accuser ainsi.
- Bayanlar, bakın Bay Bartlow ne yazdı!
Regardez ce que M. Bartlow...
Görünüşe bakılırsa Bay Kanzaki'yi aşağılamışsın.
Il paraît que tu as humilié M. Kanzaki.
Aşkım şu havayı bir içine çek, bak o zaman bayılacaksın.
Respire un peu cet air. Chérie, tu vas adorer.
bayım 4005
bayim 32
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bayim 32
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41