Bankalar перевод на французский
1,134 параллельный перевод
Bankalar, siteler hepsi gidecekler.
Les banques, l'immobilier, la drogue.
Ama zaman geçiyor. Bankalar kapanmadan Hong Kong'da olmalıyım.
Mais je dois être à Hong Kong avant la fermeture des banques vendredi.
- Bir yabancıdan mı? - Onları dondurdukları bankalar var.
Il y a des banques de sperme congele.
Bankalar kapalı, bir çek bozar mısın?
Tu pourrais me prendre un chèque?
Tüm büyük bankalarınkiler.
La plupart.
Eyalet ve bankalar bize arka çıkar.
L'État et les banques nous financeront.
Bankalar paralarını oraya götürür.
C'est où les banques apportent leur fric.
Şangay'da yaşayan binlerce Batılı İngilizlerin 19. yüzyılda buraya gelmelerinden beri burada yaşıyorlar diplomatik dokunulmazlık zırhıyla korunuyor ve adeta kendi ülkelerindeki gibi yaşıyorlardı. Bankalar, oteller, bürolar, kiliseler, evler sanki Liverpool ya da Surrey'deki gibiydi.
À Shanghai, des milliers d'Occidentaux, protégés par la sécurité diplomatique de la Concession Internationale, vivaient comme au 19e siècle, à l'arrivée des Britanniques et bâtirent à l'image de leur propre pays, des banques, des hôtels, des bureaux, des églises et des maisons
Bazı bankalar kontrolü ele almaya yeltenebilirler.
Une autre banque peut être derrière cela.
Bu, yurtdışı bankalarımızdan birinde bir bağlantı.
Un contact à une de nos banques à l'étranger.
Canım, bildiğin gibi bu işlerden ben pek anlamam ama bence bankalar toplum içinde kredi kartı isteğine bakarlarsa, "kaybol bedavacı" derler.
Chéri, je n'y connais rien mais si on coupe ta carte de crédit en public, c'est une façon de te dire : "Casse-toi, pique-assiette."
Bankaları bilirim.
Je connais les banques.
Oteller, bankalar, ofisler, kusura bakma.
Hôtels, banques, bureaux... navré
- İnsanları vuruyorlar, bankaları soyuyorlar...
- Ils tuent, ils volent...
Ancak biz ölümlüler için bankaların da zor günler geçirdiklerini görmek rahatlatıcı oluyor.
Mais nous, humbles mortels, sommes rassurés de savoir que les banques ont aussi leurs difficultés.
Ama bankalar kapanmıştı.
Eh bien, la banque était fermée.
Sizi onların veri bankalarına ulaştıracağım.
Je vais leur demander la banque de données.
- Veri bankalarımızı pazarlık konusu etmeyiz.
- Nos données resteront avec nous.
Onunla ilgili bilgilerin olduğu tüm veri bankalarına girdim. Ve bilgisayarı muhtemel yerleri analiz etmesi için programladım.
J'ai eu accès à toutes les banques de données disponibles sur lui et j'ai programmé l'ordinateur pour former une analyse d'emplacements probables.
Sperm bankaları da var.
Les banques du sperme?
Hafıza bankalarında hâlâ duruyor mu bilmiyorum ama sanal güvertede kullandığım harika bir balık tutma programı vardı.
Je prenais souvent un programme de pêche sur le holodeck.
Veri bankalarını tanımlanabilir uygulamalara çevirmek... ilave nakillerle gelişebilir.
D'autres transferts l'aideront à convertir les informations contenues dans sa base de données en applications.
Bankalar için Anne'in eserleri uygun değil. Çok dikkat dağıtıcı, aşırı lafzi.
Pour une banque, le travail d " Anne est trop littéral.
Eminim İsviçre bankalarında iki milyonluk bir çok hesap vardır.
Il y a beaucoup de comptes en Suisse avec 2 millions dessus.
Büyük bankalar ve holdingler onu Tokyo'ya, Brezilya'ya ve Cenevre'ye gönderiyorlar.
Des banques mondiales l'envoient à Tokyo au Brésil, à Genève. Un génie.
Bir kömür madeni. Demiryolları. Bankalar.
Mines de charbon, chemins de fer, banques.
Eski Başkanlar, sonu gelmeyen yaz harcamaları için bankaları soyuyorlar.
Les ex-Présidents financent leurs étés sans fin!
Bilgisayar, "Tanagra" terimi için tüm veri bankalarında araştırma yap.
Ordinateur, recherche de "Tanagra" dans toutes les bases de données.
Şirket, şehir, bankalar, her şey benim kontrolümde.
Je contrôle l'entreprise, la ville, les Banques, tout.
Bankalar.. Külçe külçe altınların üstünde tepinirdim..
Avant je braquais des banques, je forçais des coffres.
Çiftlikler, bankalar, alışveriş merkezleri...
Ranchs, banques, centres commerciaux.
İngiliz İmparatorluğu ile Amerikan bankalarının.
De la couronne d'Angleterre et des banques américaines.
Kim olduğumu gösteren veri bankaları çalışmıyor.
Les banques de données qui m'identifient sont bloquées.
Vico'yu her ne vurduysa... bilgisayar veri bankalarında elektromanyetik silinmeye yol açmış.
La forme de rayonnement qui a percuté le Vico a aussi touché la base de données.
Şu ana kadarki hedefleri, iyi görünümlü ünlü insanlar halk sağlığı kuruluşları ve sperm bankalarıydı.
Personnalités au physique réputé, organismes de santé ou banques de sperme ont été leurs cibles privilégiées.
- Bu harika! Eğer kan bankaları hastalığa sahip olan ne kadar çok kişiyi bağış yapmadan eleyebilirse...
Si les banques de sang peuvent éliminer tant de gens qui ont la maladie avant leur don de sang...
Pekala, şimdi kan bankaları buna karşı dursun bakalım!
Les banques de sang vont avoir du fil à retordre.
Kan bankaları için FDA Danışma kurulunun düşüncesi tüm bunlar için kanıtların sonuç olarak çıkartıldığıdır.
Le Comité consultatif de la FDA aux banques de sang est d'avis que les preuves de toute à cette affaire est détuctif.
Kan bankalarına etkisi felaket olur.
L'impact sur les banques de sang pourrait être désastreuse.
Kan bankalarının teste başlamasını sağlamanın tek yolu Tanrı'nın kaydedilmemiş telefon numarasını elde edecek güçte birini bulmaktan geçiyor.
La seule façon de faire participer les banques du sang aux tests est de trouver quelqu'un de suffisamment influent pour avoir le numéro de téléphone de Dieu.
Ülkedeki tüm kan bankaları bir süredir nakillerde kullanılan bazı kanların kontamine olduğunu biliyorlardı.
Chaque banque de sang dans le pays sait depuis un certain temps que du sang qu'il a utilisé, pour les transfusions était contaminé.
Willie Sutton'ın bankaları neden soyduğu sorulunca söylediğini hatırla :
Tu sais ce que Willie Sutton disait quand on lui ont demandait, pourquoi il volait des banques?
Bankaları soydu. Parası var.
Il a braqué des banques.
Bankaların ondan çaldığı parayı geri çaldı.
Il a volé l'argent que les banques lui avaient volé.
Babam bankalar aracılığıyla seni mahvedecek.
Mon père et les banques vont te couler.
Belki bankaları, yaşlı kadınları soymuyorsun.
Tu voles pas les banques et les vieilles!
- Bankalar n'olacak?
- Et les banques?
Bilgisayarlarımız onların tarihi veri bankalarına bağlanabilir.
Nos ordinateurs sont connectés à leurs banques de données historiques.
Bastille Günü, tüm bankalar kapalıdır. Bu hariç, PEB...
Le Quatorze juillet, toutes les banques sont fermées, sauf la B.I.P.
Birileri Atılgan'ın hafıza bankalarındaki tüm dosyaları, tüm bilgileri okuyor.
Renversez les moteurs.
Bankalarını, bir fahişeye emanet etmezler.
Ils ne confieront pas leur banque à une traînée.