Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bağışlayın efendim

Bağışlayın efendim перевод на французский

147 параллельный перевод
Bağışlayın efendim. Portsmouth'da fıçıyı siz açtınız. Bay Maggs peynirleri çıkarttırdı.
Je vous demande pardon... à Portsmouth, on a ouvert ce fût sur votre ordre... et M. Maggs a descendu des fromages.
- Bağışlayın efendim, doğruca size geldim.
Continue.
Bağışlayın efendim, fakat her zaman demokraside askerlerin bile düşünme hakkı vardır diye düşünmüşümdür.
Excusez-moi. En démocratie, même un soldat a le droit de réfléchir.
Bağışlayın efendim ama uğruna savaştığım toprak, kendim için değildi.
La terre que j'ai défendue n'était pas pour moi.
Bağışlayın efendim.
Pourquoi... Excusez-moi.
Bağışlayın efendim.
Excusez-moi, monsieur.
Bağışlayın efendim. Nedir bu?
Excusez-moi, qu'est-ce que c'est?
Bağışlayın efendim ama, reklam yapmamız şart.
Excusez-moi, mais il faut absolument faire de la publicité.
Bağışlayın efendim ama bu sabah göreve döneceğinizi söylemiştiniz.
Excusez-moi, mais ne vouliez-vous pas reprendre le service ce matin?
Bağışlayın efendim.
Pardon, monsieur.
" Beni bağışlayın efendim ama, tüm bu şiddet gerçekten gerekli miydi?
"Excusez-moi, monsieur, mais toute cette violence était-elle vraiment nécessaire?"
Bağışlayın efendim. Bayan Penelope beni kahvaltıya katılacak mısınız diye sormam için gönderdi.
Prendrez-vous le petit déjeuner avec Mlle Pénélope?
Oh, beni bağışlayın efendim.
Pardon, Sire.
Hata yaptığımı biliyorum ama lütfen beni bağışlayın efendim.
Je reconnais ma faute.
Bağışlayın Dr. Vollin, Dr. Halden telefonda efendim.
Excusez-moi, un appel du Dr Halden.
Bağışlayın ama efendim, o Bolşevik hanımla tanıştığınızdan beri... sizde bariz değişiklikler gördüm efendim.
Excusez-moi. - C'est vrai?
Bağışlayın, efendim.
Sauf votre respect, monsieur.
- Bağışlayın Saygıdeğer Efendim.
Veuillez nous excuser.
Efendim, bağışlayın... ama bazen, şey...
Je vous supplie de me pardonner. Il arrive que...
Efendim, sizi rahatsız ettiğim için beni bağışlayın, ama çocuğun yatağa gitme vakti geldi.
Seigneur, excuse-moi, mais cet enfant doit dormir.
Bağışlayın yüce efendim.
Pardon, pardon, Votre Royauté.
Şu var ki, yaptığımız şey, bağışlayın ama efendim düşmanla işbirliği olarak yorumlanabilir.
Ce que nous faisons pourrait être considéré comme... une collaboration avec l'ennemi.
Bağışlayın, efendim.Gözlüklerim!
Mes lunettes, colonel.
Bağışlayın, efendim, kendiniz Sicilyalı mısınız?
Seriez-vous Sicilien?
Lütfen görüntümü bağışlayın, efendim. Emir bana ulaştığında, kasabada arkadaşlarla birlikte kalıyordum.
Je séjournais avec des amis lorsque j'ai reçu les ordres.
Bağışlayın efendim.
Puis-je vous parler?
- Lütfen efendim, beni bağışlayın.
- Je vous en prie, épargnez-moi.
Bağışlayın beni, efendim.
Pardon, majesté.
Efendim, sükûnetimi daha fazla koruyamayacağım, bağışlayın beni.
TEGANA : Mon Seigneur, je ne peux rester silencieux plus longtemps.
Bağışlayın, efendim.
C'est de ma faute.
Bağışlayın, efendim, fakat Bay Durk hiç bir şeye dokunulmamasını istediğini söylemişti.
M. Durk m'a dit de ne plus toucher à rien. Non.
Oh, bağışlayın, efendim.
Désolé, inspecteur.
Bağışlayın, efendim. Acaba anımsıyor musunuz, geçen Salı yağmur yağdı mı?
Vous savez s'il a plu mardi dernier?
Bağışlayın, efendim.
S'il vous plaît?
Bağışlayın, efendim, size yardım edebilir miyim?
Je peux vous aider?
Bağışlayın, efendim.
Un instant.
Uygunsuz saatte aradığım için bağışlayın, efendim, fakat acil.
Excusez-moi mais c'est urgent.
Oh, bağışlayın, efendim. Konuk beklediğinizi bilmiyordum.
Excusez-moi, j'ignorais que vous attendiez des invités.
Karşılama için bağışlayın, efendim. Çocuklar bir hata yapmışlar. Sizi genelevde..
Excusez-nous, nous attendions des jeunes dames pour la maison de plaisir.
Efendim, lütfen bağışlayın.
Ne m'en veuillez pas.
Efendim, lütfen bağışlayın
- Laissez-les partir.
Beni tekrar bağışlayınız, efendim.
Excusez-moi encore, monsieur.
Bağışlayın beni efendim.
Pardonnez-moi, mon sire.
Bağışlayın beni efendim ama size karşı gelmek durumundayım.
Excusez-moi, j'ai du travail. Sauf votre respect, votre travail est ici.
sizi öldürürsem beni bağışlayın efendim.
Oh, non, non.
Bir cinayeti araştırıyorsam, efendim, beni bağışlayın, ve bu bardakları araştırmam gerekiyorsa, şey, bu durumda bu iki bardağı ilginç bulmam gerekir.
Si j'enquêtais sur un cas d'homicide, et que je trouvais ces deux coupes, il faudrait que je leur trouve un intérêt.
Bütün sorularımı bağışlayın, efendim.
Pardonnez mes questions.
Bağışlayın bizi, efendim.
Pardonnez-nous.
Bağışlayın, efendim...
Permettez-moi, capitaine.
Bağışlayın, efendim!
Pardonnez-moi, Majesté.
Bağışlayın beni, efendim!
Pardonnez-moi, Sire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]