Bin dolar перевод на французский
5,728 параллельный перевод
Sattım, ama bana istediğimden 30 bin dolar fazlasını verdi.
Il m'en a donné 30 000 de plus que ce que j'aurais accepté.
- 30 bin dolar mı?
- 30.000?
Bunların hepsi için sana 40 bin dolar verebilirim.
Je peux vous prendre tout ça et vous donner 40 dollars en retour.
İmzanı atar atmaz 95 bin dolar.
Quatre-vingt-quinze mille dès votre signature.
Çaylak mühendis, deneyimsiz... 20 bin dolar.
Ingénieur débutant sans expérience... 20 mille.
Adli tabip Julian Duval'ın Sal'ın cesedini görmek için 3 bin dolar verdiğini söyledi.
Julian Duval... L'avait payé trois mille dollars pour voir le corps de Sal.
Maurice Owens için beş bin dolar.
5 000 pour Maurice Owens.
Çok fazla bilgisayar oyunu oynadığını düşündüğünüz çocuk, belki de yılda 250 bin dolar maaş aldığı bir konuma ulaşacak.
Le gamin à qui on disait qu'il jouait trop aux jeux vidéo, pourrait bien être celui qui va faire 250 000 $ par an.
Ayrıca hayallerinin peşine düşmek için üniversiteyi asan ya da bırakanlar için yüz bin dolar teklif ediyor.
Enorme... Peu importe, il offre 100 000 dollars aux gens prêts à abandonner ou ne pas aller à l'université pour réaliser leur idée.
Bunlar ne demek oluyor bilmiyorum ama sana 600 bin dolar vereceğim.
Je ne sais pas ce que ça veut dire, mais je vous en donne six cent mille dollars.
Sana 300 bin dolar vermeye hazırım.
Je suis prêt à vous en donner 300.000 $.
Peter Gregory bana 300... Bin dolar mı demiştiniz?
Peter Gregory vient de me proposer 300.
Peter Gregory'nin 200 bin doları alıp kendi şirketimizi kursak ne olur?
Que pensez-vous, si Peter Gregory nous donnes 200 000 dollars et que nous montons notre propre entreprise?
Sadece beş bin dolar.
Seulement 5000 dollars.
Beş bin dolar.
5000 dollars.
Los Angeles'da 18 aydan beri ayda 6 bin dolar bağış alan bir terörist birimi var.
Donc, nous avons une cellule terroriste. opérant à Los Angeles, recevant des fonds depuis les 18 derniers mois, s'élevant à 6000 dollars par mois.
10 bin dolar ver senin olsun.
Donne-moi 10 000 $, et il est à toi.
Tutuklama ve mahkum etme için yirmi bin dolar.
20 000 $ pour une capture et une condamnation.
Ailemle birlikte bu hastaneye elektrik sağlamak için 12 bin dolar harcadık.
Ma famille et moi avons payé plus de 12 000 $ pour faire installer l'électricité dans cet hôpital.
Son altı haftadır 10 bin dolar artış ile 120 bin dolar.
120 000 $ dans les six dernières semaines par paliers de 10 000 $.
Wally Luskin'in hesabına on bin dolar aktarıldı.
10 000 $ viennent d'être déposé sur le compte de Wally Luskin.
100 bin dolarını yarın vereceksin.
Avec un acompte de 100,000 $ d'ici demain.
10 bin dolar istiyorum.
Pour 10 000 dollars.
Örneğin FitzCORE'a banyonun tamiri için 80 bin dolar ayırmışız. Ama ben bunun daha önceki ödemeye ait olduğunu sanıyorum. Belirtilmemiş tesisat hizmetleri için.
Par exemple... 80 000 $ ont été versés à FitzCORE pour la réparation des salles de bains, mais je croyais ce montant inclus dans les frais déjà payés pour des services généraux de plomberie.
Sadece birkaç bin dolar.
C'est seulement quelques milliers de dollars.
10 bin dolar.
Dix milles.
Sana 10 bin dolar yatıracağımı düşündüren nedir?
- Qu'est-ce qui te fait croire que j'ai dix milles à disposition?
Kelle başı bin dolar.
1000 par tête.
Eğer bunu çıkarsanız size iki bin dolar veririm.
Les gars, je vous donne 2 000 $ si vous la retirez.
Tost makinesi ve fırının dedikodusu için mi yılda 80 bin dolar alıyorsun?
Huit mille dollar par an pour des potins?
- 250 bin dolar mı?
- 250 000 $? !
Dışarı çıktığımda mahalleye geri döneceğim. Uyuşturucu satıp günde bin dolar kazanırım.
Dès que je sors, je reprends les activités.
Keşke dün 200 bin dolar harcamadan önce fark etseydin.
J'aurai aimé que tu réalises ça hier avant que je dépense 200 000 dollars.
2 bin dolar harç ödemek zorunda kaldım!
J'ai dû payer 2000 dollars d'honoraires!
Yarına kadar yasal yollardan 20 bin dolar kazanmanın bir yolunu bilmiyorsan başka seçeneğim kalmıyor.
Donc, à moins que tu ne connaisses une façon légale pour une femme de gagner 20 000 $ d'ici demain, je suis foutue.
Elimizde fazladan 25 bin dolar var.
On a donc un surplus de... 25 000 dollars.
Ödülü 2 bin dolar. Hasarı kapatmaya yeter de artar.
Et c'est $ 2,000, assez pour couvrir les dommages.
Son karşılaşmamızda 10 bin dolarımı ve arabamı almıştın.
La dernière fois que je t'ai vu, tu as pris dix mille dollars et ma voiture.
Kadına iki yüz bin dolar ödediler ne diye, filmin içine etsin diye.
Ils l'ont payée 200 000 $... pour se rater dans ce film.
- Beş bin dolar.
5 000 $.
Sizce on bin dolar sizin için makul bir meblağ mı?
Trouvez-vous que c'est raisonnable, 10 000 $ pour vous deux?
On beş bin dolar, tek kuruş yukarı çıkmam.
15 000 $ et pas un sou de plus.
Evet, şu ana kadar beş bin dolar kazandık.
On s'est déjà fait cinq milles dollars.
Arabamdaki çantada 30 bin dolar var.
30,000 dollars dans le sac dans ma voiture.
50 bin dolar.
50 piles de billets.
Yılda 70 bin dolar kazanıyorum.
Je me fais à peu près 70 000 par an.
Geçen sene 152 milyon 998 bin, 324 dolar harcadınız, açık var.
Les 152,998,324 dollars que vous avez dépensé l'année passée, ça ne sera juste pas assez.
- 25 bin dolar.
25 000.
Burada... 42 bin 252 dolar var.
Il y a... 42 252 $.
- 20, bin olmayan dolar.
- 20 non - mille dollars.
Bin kiloluk baskında ele geçirilen uyuşturucunun piyasa değerinin 120 milyon dolar olduğu ve Los Angelicos olarak tanınan sokak çetesine ait olduğu düşünülüyor.
La saisie de milles kilos a une valeur totale dans la rue de 120 millions de dollars, et on croit ces kilos étaient destinés au gang notoire de Los Angelicos.