Dolar mı перевод на французский
10,451 параллельный перевод
80.000 dolar mı?
80 000 $, vraiment?
40 bin dolar mı?
40 000 dollars?
Beş dolar mı?
- Cinq dollars?
- 450 dolar mı?
Quatre cent cinquante dollars?
- 450 dolar mı? - Ve 47 cent.
- Quatre cent cinquante dollars?
Siz kişi başı ne kadar kazanıyorsunuz, 1 milyon dolar mı?
Et pour un humain, c'est combien? Un million de dollars?
- Tüm birikimin 100 dolar mı?
De toute ta vie? Cent dollars?
500 dolar mı?
Cinq cents dollars?
Hamlin, Hamlin, Mcgill'den 857 dolar mı?
857 dollars provenant de Hamlin Hamlin McGill.
- 20 dolar mı?
12 dollars?
Bir dolar mı demiştik?
On avait dit un dollar, non?
Parmağımızı bile oynatmadan 50 bin dolar kazanmanın bir yolunu bulmuştum.
J'ai trouvé comment gagner 50 000 $ sans lever le petit doigt.
Ben, o bilgisayar bir de babamdan aldığım 8 milyon dolar borç para vardı.
Rien que moi, cet ordinateur... et l'argent prêté par mon père, 8 millions.
Nexel Yatırım'daki en düşük hisse alımı 5 milyon dolar. Ama ben bir komisyon hesabını kullanarak sizi satın alıma sokabilirim.
L'achat minimum pour le fonds Nexel est de 5 millions, mais je peux vous l'obtenir en compte de courtage.
Bay Jessup, bu şirkete bir milyar dolar kazandırabilirim.
M. Jessup, je peux rapporter un milliard de dollars à l'entreprise.
20 dolarına varım, götüne Cookie Crisp sokarım bunun.
20 $ que je peux lancer un Cookie Crisp dans sa craque.
Size 50 dolar borçlandım.
Je te dois 50 $.
Hey! Eski çocuk yıldız Walker'ın filmleri yarım milyar dolar ciro yapmıştı.
Les films de cet ancien enfant vedette ont rapporté conjointement plus de 500 millions de dollars de recettes.
Tesadüfen zanlımızın Orta Amerika hamiline senetleri biçiminde 100 milyon doları olduğu söyleniyordu.
Il s'est dit qu'on avait droit à quelques zéros de plus. Il s'avère que le suspect en question possédait pour plus de 100 millions en obligations au porteur.
600 dolar verecek olan var mı?
Quelqu'un veut miser 600 $?
Nereden? Yedi bin dolarım yok ki.
Je ne les ai pas.
Üstüne resmimi de bastıracaktım ama fazladan 6 dolar istediler...
Pour avoir ma photo, c'était six dollars de plus.
Amy'nin bazı programlardan milyon dolar aldığı haberleri her yerdeydi. KONUŞAN :
Les médias répétaient qu'elle touchait 1 M $ par concert.
Benim 43 bin dolarımı alacağız... Ve diğer yatırımcıların paralarını ödeyeceğiz.
On va prendre mes 43 bâtons ou plaques et rendre aux investisseurs l'argent qu'ils ont déboursé.
Aylık ücret 20 dolar. Sana bir program yazarım, müsait olunca sana da bakarım.
Pour 20 S par mois, je peux te donner des exercices, et voir où t'en es.
Alırdım ama yılda 300 dolar kazanıyorum.
Je l'achèterais, mais je gagne 300 dollars par an.
Sadece bizim bölgede değil, ilaçlama yaptığımız her yerde, tüm Güney düzlüklerinde toplamda milyonlarca dönüm ve dolar mikrobakteriyel düzeyde artıklarla,
Pas dans notre zone, où l'on diffuse des millions et des millions d'hectares et de dollars de Roundup, à travers toutes les plaines du Sud.
Bir o, bir de bin dolar ödedi.
Et elle m'a payé 1 000 $.
Benim bin dolarımı.
Mon argent.
Gördüğün üzere bana düşen yerleri imzaladım. Önümüzdeki iki senede garanti 5 milyon dolar kazanacaksın.
Vous renoncez à plus de 5 millions de dollars dans les deux ans à venir.
Parayı görelim. Elli dolar şimdi, elli de yollarımız ayrıldığında.
Dollars... moitié maintenant, l'autre quand on se sépare.
İnsanlar kapımızdan sürekli girip çıkar Ken ama giderken 4 milyon dolar değerindeki Birds Eye ürünlerini alıp götürmezler.
Les gens vont et viennent tout le temps, Ken, mais ils ne se tirent pas avec les 4 millions de Birds Eye.
Kartta 1,25 doların var mı?
Vous avez 1,25 $ là-dessus?
Çok pardon, buraya gelirken felç geçirmiş olabilirim çünkü biraz önce 3 milyon dolar dediğini sandım.
Désolé... Peut-être que je viens d'avoir un accident vasculaire en venant ici, parce que je pensais vous avoir entendu dire 3 millions $.
Çok duygulandım. 3 milyon doların var.
Vous voyez, vous voyez... vous avez 3 millions $.
Hâlâ 200 dolarımız eksik.
On est encore trop court de 200 $.
Pittsburgh şehri o görkemli Steelers takımına yeni bir stat yapmak için 233 milyon dolar harcadı.
Pittsburgh a dépensé 233 millions de dollars pour bâtir le nouveau stade des Steelers.
Bunun için fazladan 200 dolar istiyorum, tamam mı?
J'en veux 200 de plus.
Bunu neden yapayım ki? - 50 dolar veririm.
Pourquoi on ferait ça pour toi?
Bu arabanın 500 dolar etmesi için ön koltukta 300 dolarlık orospu oturması lazım.
Si elle vaut 500 $, c'est grâce à la pute à 300 $ qui est dedans.
630 dolar. - Tek çarpmayla mı oldu?
Six cent trente dollars?
- Selam Andrew. Darladığım için kusura bakma ama NCAA ofis içi iddiasından borcun olan 20 doları alabilir miyim acaba?
Désolé d'être chiant, mais tu n'aurais pas l'argent que tu me dois pour le NCAA, si?
- Aynı şekilde senden de 20 dolarımı aldığımda sakin olacağım Tim.
Je me relaxerais quand j'aurai tes $ 20 aussi, Tim.
- Evet, 20 dolar borç alabilirsin.
Oui. Oui, tu peux m'emprunter 20 balles.
Yeter, 20 dolarımı ver sonra öldüreceğim.
Assez. Je veux mes 20. Et après tu meures.
- Diğerlerini de öldürüp 9000 dolarımızı alalım. - Hawai'ye gidelim.
Allons tuer les autres, prenons nos 9000 $, et allons à Hawaii.
Şimdi 1 milyon dolar kazanabileceğiniz bir oyun oynayalım.
Nous allons jouer à un jeu où vous pouvez gagner un million de dollars.
Millet, az önce 250 dolar kazandım!
Je viens de me faire 250 $!
Yeni patronlarımıza ucuz ucuz, kedi sidiği gibi içkiler ikram edip, mükafat olarak bayatlamış Giselle'mizi sunarken bize yüzlerce, binlerce dolar vermeleri için onları ikna etmeye mi uğraşıyorsun?
Tu penses vraiment inciter de nouveaux clients à nous donner des centaines de milliers de dollars en leur servant du pipi de chat à deux balles et une production de "Giselle" réchauffée?
Yeni ev arkadaşım. 20 dolarına, bir haftaya gideceğine bahse girerim.
Je te parie 20 dollars que dans une semaine elle est partie.
Bir dolarımı Annie'ye yatırıyorum.
Je parierai sur Annie. Betty?