Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bu adamı tanıyorum

Bu adamı tanıyorum перевод на французский

444 параллельный перевод
Hey, bu adamı tanıyorum.
Je connais ce type.
Ben bu adamı tanıyorum.
Je connais cet homme!
- Bu adamı tanıyorum.
Je le connais.
Bu adamı tanıyorum.
Je connais ce type.
Bu adamı tanıyorum.
Je connais cet hombre.
Bu adamı tanıyorum.
Voilà un type que je connais là.
- Bu adamı tanıyorum.
- Je le connais. - Christopher Hesse.
Bu adamı tanıyorum.
Je le connais.
- Bu adamı tanıyorum.
- Je connais ce type.
Evet, bu adamı tanıyorum.
Je connais ce type.
Bu adamı tanıyorum.
Il joue encore?
Hey, bu adamı tanıyorum.
Eh, je connais ce mec!
Hangi takım bilmem ama beni televizyonda izlersin...... ve dersin ki ben bu adamı tanıyorum.
Je ne sais pas chez qui, mais tu me verras à la télé et tu diras : "Je le connais."
Bu adamı tanıyorum. Eskilerden kalma biri.
Et ce type qui ressemble à Harrison Ford?
David, ben bu adamı tanıyorum.
- le maquillage. - Je le connais.
Ben bu adamı tanıyorum, Komiser.
Je connais cet homme.
Bak. Bu işi memnuniyetle yapacak birkaç adam tanıyorum.
Je connais des types qui s'en feront un plaisir
Bu adam delirmiş. Onu tanımıyorum. Bizi rahatsız ediyor.
Cet homme est fou!
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Je ne vous connais ni d'Éve ni d'Adam.
- Sanırım bu adamı tanıyorum.
- Je crois connaître cet homme.
Bu adamı tanıyorum.
Celui-là je le connais.
- Yani bu adamı tanıyor musun? - Elbette, tanıyorum.
- Vous connaissez cet individu?
Belediye binasında işler iyi gittiğinde harika olan üç adam tanıyorum. Bırak da oyumu almaya çalışsınlar. Hepsi bu.
Ces gars de la mairie, pour me demander mon vote, ah ça, je les vois!
- Bu adamı tanımıyorum. Ama içimde bir his var, Sanki daha evvelden görmüşüm gibi.
J'ai l'impression que j'ai déjà vu cette tête.
Bu malı almak için herşeyi göze alacak bir düzine adam tanıyorum.
J'ai d'autres preneurs.
Bu adamı tanımıyorum bile.
Je ne connais même pas ce type.
Tamam, bu adamı tanımıyorum.
Bon, je ne sais pas qui il est.
İyi geceler Sidney. 'Yalnız', bu ülkede tek bir adam bile tanımıyorum ki senatörü senin yaptığın gibi ikna edebilsin.
Lonesome, je ne connais personne qui aurait pu convaincre le Sénateur comme vous l'avez fait.
- Bu adamı tanıyorum ben!
Je le connais!
Bu adamı tanımıyorum.
Je ne le connais pas.
Boyuna Jean Valjean'ı soruyorlar, ama ben bu adamı tanımıyorum! Sayın Başkan...
- Je m'appelle Champmathieu, moi!
Bu adamı tanıyorum.
C'est M. Hunter Boyd.
Sizi "Adem" den bu yana tanımıyorum ki?
Je ne vous connais ni d'Eve ni d'Adam.
Kusura bakmayın, ben bu adamı tanımıyorum.
Permettez! Je ne le connais pas. J'admets qu'il a eu tort.
Dur, bu adamı tanıyorum.
Mais je le connais!
Ben de Hunt adlı bu adamı tanımıyorum bayan.
Moi non plus, chère Madame.
Bu adamı tanımıyorum.
Je ne connais pas cet homme!
- Bu adamı tanımıyorum.
Je ne connais pas cet homme.
Bu Merle denen adamı tanımıyorum.
Je ne connais pas Merle.
Bu türün nüanslarında bütünüyle uzmanlaşmış bir adam tanıyorum.
J'ai connu un homme capable de bien d'autres raffinements de ce genre.
Seni tanımıyorum ama bu adamın icabına bakmak istiyorum.
Vous, je ne sais pas, mais moi, je veux l'attraper.
Bu adamı doğru düzgün tanımıyorum.
Je le connais même pas.
Bilirsin, bu adamı sihirbaz haliyle tanıyorum.
Je connais ce type qui est magicien.
Bu nedenle de, Speed kullanmayan tek bir Repo-adamı bile tanımıyorum.
Voilà pourquoi je ne connais aucun Repo qui prenne pas de Speed.
Bu adamı nereden tanıdığımı hatırlamaya çalışıyorum. Tamam şimdi hatıladım :
Je me demandais où je vous avais vu, et c'est revenu.
Evet, adamı tanıyorum. Ona bu civarda Shun derler.
Lui, je le connais, il s'appelle Da Sun
Bu adamı tanımıyorum.
Arrêtez! Je ne reconnais pas cet homme.
Aslında ben de bu adamı tanımıyorum.
Je devrais apprendre à connaître ce garçon.
Bu adamı tanımıyorum bile.
Je ne connais pas.
Bu adamı tanımıyorum.
Prenons un boxe. Hé, je le connais pas.
- Bu adamı tanımıyorum. - Korkuyor musunuz?
- Je ne le connais pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]