Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bununla mı

Bununla mı перевод на французский

4,711 параллельный перевод
- Şimdi de bununla mı yaşıyorsun?
- Et maintenant, tu vis avec...?
O konuşma bununla mı alakalı?
C'était de ça dont il était question?
Bununla mı kaçacaktınız bu ezik ile?
Tu vas t'enfuir avec ce... loser?
- Bununla mı?
Ça?
Bunlar da, bununla mı geldi?
Est-ce que c'était fourni avec?
Benim yerime bununla mı evlendin?
Tu l'as épousé au lieu de moi?
Gemideki cesetlerin bununla ilgisi var mı peki?
Et comment les victimes du bateau rentrent la-dedans?
- Bununla ne yapacağım?
- C'est quoi?
Bu saçmalığa inanmıyorum ve kitabımın da bununla alâkası yok.
Je ne crois pas en ces fadaises, et mon livre les ignore.
- Hayır Dee, hayatımız boyunca bununla olacağız zaten ve artık dayanamıyorum.
T'es pas du tout cool, mon pote.
Evet, bakalım ne yapabiliriz bununla ilgili.
On verra ce qu'on peut faire.
Sen devam et bununla ben ilgilenirim.
Je m'en charge.
Bu doğru olabilir ama ömrümün sonuna kadar bununla yaşamak zorundayım özgür bir adam olsam bile.
Peut-être, mais je vais devoir vivre avec ça toute ma vie même si je suis un homme libre.
- Git buradan. Sen git saklan, bununla ben ilgilenirim.
Va te cacher, je m'en occupe.
Bununla kendim baş edebilirim.
Mais je peux m'occuper de ça moi-même.
Sonra onu bununla tokatladım.
Alors je l'ai frappé avec ça.
Kesinlikle adımı değiştirmemin bununla ilgisi yok.
Ce n'est sûrement pas pourquoi j'ai changé de nom.
Geçen akşam elimde bununla beraber çamura bulanmış bir şekilde uyandım.
Je me suis réveillé cette nuit couvert de boue avec ça.
Kendi hatam bununla yaşamak zorundayım.
C'est ma propre bourde Je devrai vivre avec.
Ve çocuklarımı geri aldığımda onların bir annesi olacak ve bununla gurur duyabilecekler.
Et quand j'aurais retrouvé mes enfants, ils auront une mère de laquelle ils pourront être fiers.
Bununla yaşamak zorundaydım.
J'ai dû vivre avec ça.
Bırakalım bununla mutlu olsun.
Laisse-le se réjouir.
Tatlım bununla baş edebilirsin.
Chérie, tu peux gérer ça.
Bununla bir çocuk büyütmek zorundayım. Hayatımın geri kalanında bununla geçinmeliyim.
Il faudra que j'élève un enfant, et que je subvienne à mes besoins.
- Tanrı beni gördü. - Bununla yaşayabilirsin.
Dieu m'a vu.
Bu sabah konuştuğumuz şeyle ilgili yardım etmek istiyorsan, bununla bir sorunum yok.
Si tu veux nous aider avec ce qu'on a ce dont on parlait, ça me va.
Yeni alışveriş merkezi eski merkez olunca bununla ilgili bir haber yazmıştım.
J'ai écrit un article dessus quand le nouveau centre commercial devint vieux.
Tamam kızım, hadi biraz sihir yapalım. Bununla ne yapmam gerekiyor, Fishlegs?
Okay, ma jolie, faisons un peu de magie.
Bununla ne yapacağım ki?
Qu'est-ce que je suis sensée faire avec ça?
Bununla, aşırı komik olan peltekliğiyle dalga geçtikleri için kendi insanlarına gaz atan Suriyeli diktatör Beşşar Esad'dan bahsetmiyorum.
Andrea. Je m'adresse à un pays en guerre.
Bununla nasıl yaşarım bilmiyorum.
Je ne sais pas comment vivre avec ça.
- Bununla ben ilgilenirim, Amy.
- Je m'en charge, Amy.
İhtiyacım olan bütün her şeyi bununla karşılayabilirim.
380 ) } Ca contient tous les éléments nutritifs essentiels.
Beni bununla suçlamana inanamıyorum çünkü benim bu evde o yaşadıklarımın sebebi senin işin.
J'arrive pas à croire que tu m'accuses de tout ça, parce que c'est à cause de ton travail qu'un homme est entré et m'a coupé en deux!
Bununla ilgili sorunun var mı?
Sa te dérange pas?
Peki bununla ilgili Peter Florrick sorunlarınızdan haberdar mıydı?
Et Peter Florrick est au courant de vos problème avec ce client?
Babam zaman kavramını bununla öğretmişti.
Mon père m'a appris à lire l'heure avec cette montre.
Babam beni bununla hipnotize ederdi.
Mon père l'utilisait pour m'hypnotiser.
Şu ufo-çöl gözetleme, çöplük bölgelerinide ekle, bununla birlikte, savunma sanayisi bu iç kısım krallığına ihtiyaç duyar ve Bakersfield'dan Riverside'a heryeri kontrol altına alırsın.
ces districts désertiques, sièges des détections d'OVNI, avec la défense industrie-dépendante de l'empire intérieur et tu as tout enfermé de Bakersfield à Riverside.
Benimle görüşmeye gelen U.T.E.D müfettişlerine söyledim ama bununla ilgili ne birşey gördüm ne birşey duydum.
Je l'avais dit à l'enquêteur du NTSB qui m'avait interrogée, mais je n'en ai jamais vu aucune trace.
Bununla kaybedecek zamanım yok! - Kahretsin!
Et merde!
Baba, şu an bununla uğraşamayacağımı söyler misin?
Papa dit lui que je ne peux pas faire cela maintenant.
Evet Sheldon, bütün sabahım bununla geçti ama video mağazasının sahibini buldum.
Ça m'a pris la matinée, mais j'ai trouvé le proprio du vidéo-club.
Şüpheciliğimin kusuruna bakma, Lois ancak Su Parkı Tutkunları haftalık dergisinin son sayısında bununla ilgili bir şey okumadım.
Humm, et bien, pardonne mon scepticisme, Lois, mais je n'ai rien lu à propos de cela dans le dernier numéro de l'Enthousiaste des Parcs Aquatiques.
Bununla sorunun varsa git arabada bekleyiver.
Si ça te dérange, va m'attendre dans la voiture.
Seninle anlaştığımız paranın bununla bir ilgisi yok.
L'argent qu'on a récupéré, c'est autre chose.
Bununla ilgili yardımın gerekecek.
On a besoin de votre aide pour ça.
Bununla ilgili bir şarkı yazmaları lazım Welcome to the Bungle diye.
Tu sabotes tout avec tes gros sabots.
Bununla ilgili olacağını düşünmemiştim.
Ce n'est pas ce à quoi je m'attendais.
Bununla yaşayamazdı, bu yüzden onun şehri terketmesine yardım etti.
Il n'a pas pu aller au bout, il l'a aidée à quitter le pays.
Doğru veya yanlış bununla yaşamaya hazırım.
Bon ou mauvais, j'étais prêt à vivre avec.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]