Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Büyük bir tane

Büyük bir tane перевод на французский

453 параллельный перевод
İşte büyük bir tane.
En voilà un gros.
- Büyük bir tane geliyor.
Nous en avons déjà!
Ben büyük bir tane istiyorum.
Écoute-moi. J'en veux une grande!
Büyük bir tane.
un grand.
Eğer o kadar zenginsen, neden daha büyük bir tane inşa edemedin?
Mais si tu es si riche, pourquoi n'est-elle pas plus grande?
Kendine büyük bir tane yakalamışsın, öyle mi, Cass?
Tu as pêché une grosse pièce?
Büyük bir tane söyledim sana.
Je t'ai fait un grand mensonge.
İşte büyük bir tane geliyor.
En voilà une grosse.
Şöyle büyük bir tane. Park ya da Beşinci Cadde üzerinde falan?
plus grand. sur la 5e Avenue?
Büyük bir tane, fakat burada.
On garde le gros, mais là-bas.
Büyük bir tane geliyor.
J'en sens un gros monter.
Seni yenmek için gerçekten büyük bir tane gerekiyor.
Il en faudra un gros pour vous battre.
Büyük bir tane yakaladık, değil mi?
On en a attrapé un gros, on dirait.
- Büyük bir tane hem de.
- Un gros.
Şöyle büyük bir tane getirin.
Amenez-moi un Fresh Oregon Boysenberry. - Amenez-moi un grand.
Büyük bir tane.
Un gros poisson.
- Öyleyse, büyük bir tane. Yeraltından olması olası.
Probablement souterrain.
Eğer o şeye dikkat etmezsen bir gizemin olacak, hem de büyük bir tane.
Si vous ne faites pas attention à ça, il y en aura un. Et un grand.
- Evet, büyük bir tane.
- Oui, un gros.
Evet, 10 kiloluk büyük bir tane.
Une dinde de 10 kg.
- Bu büyük bir tane.
- Elle est énorme.
Bir tane daha. - Her zamankinden büyük bir tane!
- Comme d'hab, un verre pour la Rose!
Başka bir hamamböceği daha buldum bu öğlen, George. Büyük bir tane, benim aylığı 3,200 dolar olan çatı katı dairemde. Benim mikroptan arınmış dairemde!
A propos j'ai trouvé un autre cafard ce soir, un de ces gros marrons, ici même dans mon penthouse à trente-deux mille dollars, mon appartement soi-disant à l'épreuve des germes.
Ev kadar büyük bir tane yeter.
La taille d'une maison me suffirait.
Çok büyük bir tane!
Un énorme!
Büyük bir tane yakaladım. Kavanozu getir.
J'en ai une grande, amène le pot.
- Büyük bir tane ( atom bombası ) atmıştı, hah?
- Il en a lâché une fameuse, hein?
Ordunun gücü Hiawatha'ydı. On tane oku yukarıya atabiliyordu. Onları büyük bir çabukluk ve kuvvetle vuruyordu.
Fort était le bras d'Hiawatha, il pouvait lancer 10 flèches avec tant de force et de vélocité que la 10e quittait la corde lorsque la 1re touchait terre!
Hayır, çok büyük. Küçük bir tane istiyorum.
Non, celui-ci est trop grand.
- Görüşürüz, Murph. ... en az bir tane büyük salgın yaşandı. Kasım 1924'te, Los Angeles, Kaliforniya'da bir kadının zatürreden öldüğü sanıldı.
En plus des cas isolés, il y a eu une épidémie qui remonte à novembre 1924 à Los Angeles.
Affedersiniz, büyük bir araba içinde iki tane erkekle beraber bir bayan gördünüz mü?
Avez-vous vu une dame et 2 hommes dans une grosse auto?
İkinci katta çok güzel bir odam var. İki tane büyük penceresiyle, bütün gün güneş görür.
J'ai une charmante chambre au 2ème étage avec du soleil toute lajournée.
Şimdi sana gerçek bir tane sunacağım - hayatımın büyük sırrını.
Je vous donne un secret. Le secret de ma vie.
Sanırım bizim oralarda aynı büyüklükte bir iki tane kıyıdaki ovalarda da birkaç tane daha büyük çiftlik var.
Il y en a un ou deux aussi grands dans la région... quelques-uns sont plus grands sur la côte.
Dünyanın en büyük ülkesinin başkentinin efendileriyiz, besleyecek bir tane bile sivil yok ve bu raporları alıyorum.
Nous sommes les maîtres de la capitale du plus grand pays du monde, pas une seule bouche de civil à nourrir et je reçois ces rapports!
İçinde küçük bir tane olan büyük bir paket.
Un grand paquet avec un petit paquet à l'intérieur.
Bir top istiyorum, büyük kırmızı bir tane.
Je veux une balle, grande et rouge.
Büyük bir şehirde kaç tane kapı kulpu var, biliyor musunuz?
Savez-vous combien de poignees de portes..
Ve o sırada otelin önünde başka bir Fransız daha vardı. Büyük ihtimalle orada bir kaç tane vardır.
D'où votre irruption ici.
( GÜLÜŞME ) Paul Bunyan'ınkinden daha büyük bir tane gördüm.
Plus blagueur que Paul Bunyan!
Büyük olanın yerine ikinci bir tane oldu.
Le deuxième après le gros.
" Yüz tane müzisyeni toplayacağım büyük bir kilisede.
" Je mets mille musiciens dans une église.
Şey, bu akşam, em, küçük bir martini belki, büyük bir biftek mutlaka, ve iyi bir korku filmi, buralarda bir tane varsa.
Ce soir, un petit martini, peut-être. Un gros steak, c'est sûr. Et un bon film d'horreur si j'en trouve un.
Biliyor musun, bana kalırsa Vollmer'in bir tane büyük hatası vardı.
D'ailleurs, je crois que c'est la seule erreur majeure de Vollmer. Quoi?
Rönesans dönemimde birçok büyük ressam vardı ama yalnızca bir tane Da Vinci.
La Renaissance n'a produit qu'un De Vinci
İki tane en büyük olamaz. Roma diline hakaret bir yana, bu, boş işlerle uğraşmak.
Tu ménages la chèvre et le chou, et c'est un abus de la langue latine.
5. caddenin büyük bölümü onların Boston'da yirmi tane kent merkezi, New Orleans limanının bir bölümü...
Ils ont un tronçon de la Cinquième Avenue, vingt blocs du centre-ville de Boston. Une partie du port de la Nouvelle Orléans.
Pekala. Bize iki tane sivri uçlu, bir tane de büyük düz ver.
Alors deux pointues et une grosse bien plate.
Jatravartidler, "Büyük Beyaz Mendil" in gelişi adını verdikleri zamanın gelmesinden ebedi bir korkuyla yaşayan, ellişer tane kolları olan, küçük, mavi yaratıklardır.
Les Jeuhtlavédis... qui vivent dans la crainte perpétuelle de ce qu'ils appellent :
Bir damla, bir damla daha büyük bir damla yapar, iki tane değil.
Une goutte plus une goutte forme une plus grosse goutte, pas deux.
Ve bir yılanın ruhuna sahip her akıntı bütün yılanların ruhları, büyük nehirde buluşacak ve her biri bir tane olmak, en büyüğü olmak bütün ruhların en büyüğü olmak için. kendi etrafında kıvrılacak.
Et chaque rivière a son serpent-esprit... et tous les serpents-esprits se rencontrent dans le fleuve, s'enroulent les uns sur les autres pour devenir un, le plus grand, Le plus grand esprit des esprits :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]