Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Dedim ya

Dedim ya перевод на французский

2,663 параллельный перевод
Benim dedim ya. İnsanlar benim çevremde ölüyorlar.
Je cause la mort des gens autour de moi.
Dedim ya.
Juste ce que j'ai dit.
Sana dedim ya, polis hâlâ görüntüdeki sesleri çıkarmaya çalışıyor.
J'ai demandé à la Défense de tenter de recouvrer le son.
Gözlerimi kapadım dedim ya.
Je t'ai dit que j'ai fermé les yeux.
Sen. Dedim ya.
J'ai besoin de ces hommes.
Dedim ya. Cheyenne bölgesinde ilgilenmem gereken bir iş var.
Je vous l'ai dit, j'ai à faire en territoire cheyenne.
Hayır dedim ya.
Je ne t'ai pas fait peur? J'ai dit que non.
Onlara ne yaptın? Dedim ya, bir şey yapmadım.
- Qu'est-ce que tu leur as fait?
! - "İn." dedim ya.
- J'ai dit, on descend.
Daha önce dedim ya.
Je vous l'ai déjà dit.
- Dedim ya, onlar Violet için.
Je vous l'ai dit. C'est pour Violet.
Evet, dedim ya.
- Oui, je te l'ai dit.
- Hayır. Dedim ya, bize zaman kazandırmak için bayılttım sadece!
Je l'ai juste assommé pour nous faire gagner du temps.
Lütfen, dedim ya, dostum, hiçbir şey yaşanmadı!
Je t'en prie. Je t'ai dit, vieux. Il ne s'est rien passé!
Kimse bu eve sahip olamaz, dedim ya.
Je te l'ai dit... Personne ne peux posséder cette maison.
Dedim ya, bir boşluk var.
- Je te l'ai dit. Il y a un trou.
Hayır, dedim ya, kilo vermiş bir sumo güreşçisiyim.
Non, je suis un sumo qui a fait un régime.
- Bir şeylerim yok dedim ya sana. - Tut şunu.
J'ai dit que j'avais rien.
Dedim ya.
Je vous l'ai dit.
Ben arkada otururken neden o önde oturuyor bir daha söylesene. Dedim ya pencereden dolayı.
Pourquoi je suis à l'arrière et lui à l'avant?
Hey, bilirsin, az önce, "kamyonet" ( truck ) dedim ya. "Bagaj" ( trunk ) demek istedim.
Tu sais, j'ai dit camion, mais je voulais dire coffre.
İyiyim dedim ya.
Je vous ai dit que ça allait.
Nedir o? Birlikte çözelim hadi. Bilmiyorum dedim ya.
Oublie ça. je dois trouver un moyen de faire en sorte que la conférence se passe bien.
İyi hissetmiyorum dedim ya.
Ne t'ai-je pas dit que je ne me sentais pas bien? Raconte-moi.
Canımı sıkmıyor dedim ya.
Je viens de dire que je n'étais pas inquiet!
Minch'le çizgi roman fuarına dedim ya.
Je te l'ai dit, au salon de la BD, avec Minch.
Dedim ya, bu sıradışı hava olaylarıyla araştırmam arasında bir bağlantı var.
Je t'assure qu'il y a un lien entre ces perturbations et mes recherches.
Şimdi konuşamam dedim ya, sapık.
Je peux pas parler, tordu.
İyi dedim ya be!
J'ai dit : "D'accord!"
Unutmayın, dedim ya, tanıştığımızda...
Je suis son meilleur ami.
Yanlış numara dedim ya.
J'ai dit : mauvais numéro! Allô?
Dedim ya size, duşa girdim.
Je me douchais, je vous l'ai dit.
- Dedim ya sana...
- Je viens de te dire...
Daha olmadı dedim ya.
Je t'ai dit que ça n'était pas encore arrivé.
Kolomb ve yerliler gibi olacak dedim ya da konkistadorlar ve İnka'lar gibi.
Colomb et les Indiens, les Conquistadors et les Incas.
Hadi ama. Dedim ya. Birazdan çikar.
C'est bon, je vous ai dit de me donner une seconde, OK?
Sağır mısın? Yarın geliyorum dedim ya.
J'ai dit que je serais là demain.
Dedim ya, bildiğin...
Je te le redis, c'est...
- Dedim ya, bir yere çıkıyoruz.
- Fais-moi confiance.
İki yıldır dedim ya.
Depuis deux ans.
Ben dedim ki... Londra'ya ziyaretinin eski eşi Bayan Bates'le ilgili değil mülküyle ilgili olduğunu umduğumu söyledim.
J'ai... dis... que j'ésperais que son voyage soit en rapport avec sa propriété.
Dedim ya, kendimi iyi hissetmiyorum!
Je ne me sens pas bien.
Penny, sağ el kırmızıya dedim.
Penny, je dis "main droite rouge".
Ya katılırsam dedim.
Et si je le fais?
Ya seninki? Sırf acil dedim diye mi geldin?
pour que tu m'harcèles de coups de fil comme ça?
Bu onun içn zordu ama yaptığımız işi takdir ederdi. Ama bir iki seferden sonra ya da bunu yaptığımızda hey bunu artık yapmayacağız dedim.
Et pour elle, c'était difficile, mais elle a apprécié notre travail, mais au bout d'une ou deux fois, c'était... j'ai dit :
Ve biliyorsunuz ya kazanırsam ne yaparı dedim.
"Je fais quoi si je gagne?"
Gitmek istemiyorum, Avrupa'ya gitmek istemiyorum dedim.
Je ne veux pas aller en Europe.
Bilimadamı dedim. Şu meşhur bilim var ya o.
Cette bonne vieille science.
"Tanrıya Şükür, bende, Bay Astaire ile tanıştınız, peki geri kalanlarımız hakkında fikrinizi nedir?" dedim.
"Dieu merci, vous avez rencontré M. Astaire", ai-je dit, "sinon, quelle impression auriez-vous des Américains?"
Benim satıcıya malı düzelt dedim ve bunu verdi.
J'ai dit à mon revendeur d'améliorer son produit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]