Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ D ] / Discount

Discount перевод на французский

94 параллельный перевод
Cenevre'deki Discount Bankası'ndan haftada 300 dolar alıyor.
Elle reçoit 300 dollars par semaine d'une banque de Genève.
- Evet, kutu taşıyordum.
- J'ai coltiné des colis au Discount.
Yığınla kağıt tabak. Litko indirimiyle hepsi senin.
Un gros paquet d'articles de fête, pour toi au prix discount de Litko.
Yandaki indirim marketini keşfederse, hepten biterim.
S'il découvre le supermarché discount juste à côté, tout est perdu.
SENET KRALI TAM $ 400,00 NAKİT TAŞIYOR
Le Roi du Discount se promène avec 1500000 francs cash
Sana yüz defa söyledim, balkabağı teslimatlarını Cadılar Bayramı'ndan önce yapmalısın.
COURTIER DISCOUNT Je vous ai dit cent fois de vendre vos citrouilles avant Halloween.
Şu indirim yapan eczane değil mi?
C'est une pharmacie discount?
Hayalim hi-fi aletlerini indirimli satmak.
Je veux vendre des installations hi-fi, à prix discount.
J.J. Jeeters mağazasının önünde duruyorsun...
Devant une boutique de fringues à prix discount.
- 8 bölü 10 mu? - Donny'nin İndirimli Benzini!
- Chez Donny, l'essence Discount!
Demek, bir kitapçıda çalışıyorsun?
Tu travailles dans une librairie discount?
Pekala biliyor musun FrankIin'de bir süpermarket inşa-ediyorlar.
Un nouveau discount va ouvrir en ville.
Reklamlardan sonra hemen döneceğiz.
On se retrouve après Crazy Bender : le spécialiste du discount!
Ben Charles Schwab değilim. Şirketinize ihtiyacım yok. Ben onu değerlendiririm.
Je ne fais pas du discount, je n'ai pas besoin de vous.
Discount lnn
Le Discount Inn.
Hala Discount lnn'de misin? Oda 304.
Toujours au Discount Inn?
Discount lnn'de.
Au Discount Inn.
Discount lnn.
Discount Inn.
Discount lnn.
Au Discount Inn.
Bana Discount'ta kaldığını söylemişti.
Il m'a dit que vous étiez au Discount.
Seni Discount'ta tutan o.
C'est lui qui t'a envoyé au Discount.
- Discount lnn'den.
- Du Discount Inn.
Pic'n'Save'den tabaklar aldım... sarı ve pembe- - tıpkı bir prenses gibi olucaktı.
Alors je suis allé acheter des plats au magasin discount... en jaune et en rose... Comme pour une princesse.
Bir adım atın ve birkaç teklik fırlatın. Jay ve Sessiz Bob'un TNT-Satışı!
Approchez-vous et filez deux dollars au discount de TNT de Jay et Silent Bob!
Çeşitli indirim mağazalarında, Hanover Sampson tarafından satılmış.
Vendu par Hanover Sampson à plusieurs magasins discount.
Marketten çıkan adamın birini aldım.
J'ai pris un client au Discount.
Lex ve Fulton'un köşesinden beni alırsın.
Passe me prendre devant le magasin discount au coin de Lex et Fulton.
Söylemeye çalıştığım şey, her cuma gecesi... tenzilat dükkanının arkasındaki dar sokakta zar atarız, bilirsin?
Tous les vendredis soirs, dans la ruelle derrière le magasin discount, on joue aux dés.
Şeytani bir yeri işletme rolünü oynamaktan başka yaptığınız bir şey var mı?
Faites vous quelque chose à part prétendre tenir un discount maléfique.
Sana. Payless Ayakkabıları.
Pour vous. "Chaussures Discount".
- Payless Ayakkabı kuponu.
- Bon de réduction "Chaussures Discount".
Cenazemi indirimli kaldırırsın.
"Mort Discount".
Telefonun yanında buldum. "Endüstriyel Ucuz Giyim."
C'est un plan pour aller à un magasin de fringues discount.
Sanıyorum o mağaza... Thriftymart.
C'était un... magasin discount.
Eğer bitirdiysen şu indirimdeki kitap evine bakalım.
Si t'as finis, jetons un oeil à ce magasin de livres discount.
Burada neler oluyor? Aslında, bu...
Luella, Mizrahi, McCartney font des gammes de discount.
And they offered me a discount on a newborn photo shoot.
Et j'ai reçu une réduction pour les photos du bébé.
İndirim reyonunda yığmışlar, kimse almıyor. Adi mal.
Elles vont traîner dans les rayons des magasins discount pendant des lustres!
İndirim.
Discount.
Burası da geberesice bir fabrikadan halka satış mağazası.
Regarde ce magasin : le roi du discount.
Öyle, ama, maalesef, indirim mağazalarında fahişeleri bulundurmuyorlar.
Malheureusement, one ne stocke pas de prostituées au magasin discount.
Üst sınıf ağzıyla konuşuyorsun ama "tapınağın" Shangri-La'daki hediyelik eşya dükkanı gibi.
Votre numéro est assez classe, mais votre temple ressemble à une boutique de souvenirs discount à Shangri-La.
Ama ben indirimden % 60 ucuza aldım.
Excepté que je l'ai eue dans un magasin discount avec une réduction de 60 %
Aynı modeli, belki de bir yıl daha yaşlısını bunun yarı fiyatında bulabilirsiniz.
{ \ pos ( 240,210 ) } mais allez chez Val's Discount Motors sur La Cienega. { \ pos ( 128,210 ) } Le même modèle, un peu plus vieux, vous coûtera deux fois moins qu'ici.
Çin malları satan mağazadan aldığım ve beni kaşındıran hırkaya benziyor.
On dirait un pull qui gratte de chez Vet'Discount.
- Ama ucuz likör. Bir de Happy Hour.
- Boissons discount et Happy hour.
İndirimli web sitelerinden bir tane bilet alabiliriz.
On peut acheter un ticket sur un site discount.
Ben burger malzemelerimi Food and Stuff'dan alıyorum. Ev ve iş yerimden eşit uzaklıkta bir indirimli et marketi.
J'achète mes ingrédients chez Bouffe et Trucs, un magasin d'aliments discount à mi-chemin de chez moi et du boulot.
Geç saatlerdeki ucuz uçuşlar beni geçmişe götürüyor.
Ca me rajeunit pas, tous ces vols discount à des heures indécentes.
Herbiri 400 dolar.
Ils sont à 400, chez Discount.
- Asda'da.
- Un discount.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]