Eskisi перевод на французский
4,191 параллельный перевод
Bu odadaki hiç kimse bir daha eskisi gibi olmayacak.
Plus personne dans cette pièce ne sera jamais le même.
Eskisi kadar kuvvetli değilim.
J'ai besoin de force.
Yani, amımın tekrar eskisi gibi olacağını umuyordum ve normal doğumun işleri daha kötü yapacağını hissediyordum.
J'espérais que ma chatte remarcherait... et un accouchement hasardeux n'allait pas améliorer les choses.
Baban eskisi gibi değil artık.
Ton père a beaucoup changé.
Aramızın eskisi gibi olmasını istiyorum.
Je veux que ça redevienne comme avant.
Ama eskisi gibi değiliz artık.
Mais ce n'est plus comme avant.
Onu gördüğüm zaman hepsini birden anlatırım diye düşündüm. O kapıdan içeri girecekti ve ben ona söyleyeceklerim için hazır olacaktım ve her şey eskisi gibi olacaktı.
Je me suis dit que je lui dirais tout quand je le verrais, qu'il passerait la porte et que je trouverais les mots, que tout redeviendrait comme avant.
Sarah Lawrence eskisi gibi değil.
Sarah Lawrence, c'est plus ce que c'était.
Ama aynı değiller, ve sen onları eskisi gibi yapamazsın.
Mais elles ne le sont pas, et tu ne peux pas les changer.
Ama yeni aşkıma tutulurken eskisi, kelimenin tam anlamıyla beni tutuyordu.
mais comme si je m'empêtrais dans ma nouvelle romance j'étais prise... Littéralement... par mon vieux.
Çok saçma ama topallamam dışında eskisi gibi hissediyorum.
C'est fou, parce qu'à part mon boitement, je me sens comme avant.
İşler eskisi gibi değil Dom.
C'est pas comme dans l'ancien temps, Dom.
- Bir daha eskisi gibi olmayacaklar.
Quel sera ton sentiment?
* Hassasiyet yok eskisi gibi *
Et il n'y a pas de tendresse comme avant
Hayat eskisi gibi devam ediyor!
Toujours la même! Toujours la même!
Her şeyin eskisi gibi olması için her şeyi yapabileceğini söyledi.
Je vais tout faire pour me rattraper.
Eskisi gibi değillerdi, çok yardımcı oldular benim için onu bulmaya çalışacaklarını söylediler.
Et elles étaient très serviables, pas comme elles étaient d'habitude. Elles ont dit qu'elles essaieraient de retrouver sa trace pour moi.
İşler eskisi gibi yürümüyor. Rahibeler de değişti.
C'est évidemment très différent maintenant.
Yüzü eskisi gibi olmayacak ama iyileşecektir.
Son visage ne sera plus le même mais ça ira.
Sence eskisi gibi olabilecek mi?
Tu penses que les choses peuvent redevenir comme avant?
Mübarek düşünce, insanlar eve gitsin, ülke de eskisi gibi yozlaşmış haline dönsün istediler.
Les militaires sont les leaders de la contre-révolution. Vous avez déjà gagné beaucoup, et c'est ce qui vous met en danger.
Ama sence ordu eskisi gibi mi davranacak? Öyle mi sanıyorsun? Müslüman ve Hristiyanlar tek yumruk!
Des millions d'égyptiens sont descendus dans les rues pour une manifestation nationale contre le Président Morsi à quelques jours du premier anniversaire de sa prise de poste.
Son 24 saat içinde öğrendiğim kaçmak eskisi gibi değil.
Si ces 24 heures m'ont appris quelque chose, c'est que fuir n'est plus ce que c'était.
Eskisi kadar ilginç değil.
Ouais, je ne suis plus intéressé désormais.
Annene yardım etmek istediğim için eskisi kadar çok yanında olamayacağım.
Donc je ne serais pas autant à tes côtés que d'habitude Parce que je vais devoir aider ta maman.
Artık eskisi gibi toy olmuyorsun. Masallara inanmamaya başlıyorsun. "Mükemmel" diye bir olgu sözlüğünde olmuyor artık.
Et tu n'es plus cette petite chose et tu ne crois plus aux conte de fées et le mot "parfait" n'est plus dans ton vocabulaire.
Artık eskisi gibi toy olmuyorsun. Masallara inanmamaya başlıyorsun. "Mükemmel" diye bir olgu sözlüğünde olmuyor artık.
Tu n'es plus une petite jeune à présent et tu ne crois plus aux contes de fées, et "parfait" ne fait plus partie de ton vocabulaire.
Eskisi gibi değil artık.
Il n'était pas comme ça, avant.
Eskisi gibi devam edebilirim.
Je peux retrouver ça.
Eskisi tam da buradayken yeni bir tane almasına çok yazık olur.
Tu sais, ça serait vraiment dommage qu'elle doive en acheter un nouveau alors que son ancien se trouve ici.
Hayalimdeki babam kapıdan girip beni alarak eskisi gibi ellerimi sıktıktan sonra beni yanında götürüyordu.
Je l'imaginais traverser la grande porte, venant me chercher et serrer ma main comme il le faisait et m'emmener avec lui.
Her şeyin eskisi gibi olmasını istiyorum.
Je veux juste que tout redevienne comme avant.
Yine eskisi gibi oldun.
Tu es à nouveau toi.
İşte oldu, eskisi gibi.
Voilà, comme neuf.
Partiler eskisi gibi olmaz ama... -... mekan işime yarar. - Avukatımı arıyorum- -
Les fêtes ne seront pas du même genre, mais je pourrai utiliser l'espace.
Olay, ulusal haberlere çıktı. SeaWorld'ün balina gösterileri asla eskisi gibi olmayabilir.
Les shows d'orques ne seront plus jamais comme avant.
Hayır, sen kafama bira şişesi atıp, o şişe duvara çarpıp, üstüne komşular polisi armadıkça eskisi gibi diyemeyiz.
( voix claire ) Non, pas jusqu'à ce que tu, uh, me jettes une bouteille de bière à la tête, qu'elle se brise contre le mur, et les voisins appellent la police.
Çatısı dünyanın yedi antik harikasının en eskisi olan Büyük Giza Piramidi'nden esinlenerek tasarlandı.
Le toit est inspiré de la Grande Pyramide de Gizeh, la plus ancienne des sept merveilles du monde.
Aile tarihine kafasını takmış durumda, işlerin eskisi gibi olmasını istiyor.
Il est obsédé par l'histoire familiale, reprendre les choses comme elles étaient avant.
Tek yapmak istediğim şey insanlara gerçeği bulma yolunda yardım etmekti, ve bunu yaptım da ama sonra buna rağmen kötüler bazen kazandılar, sonra ben bunları hiç olmamış gibi kaldırıp atmak istedim ki tekrar eskisi gibi mutlu olmaya devam edebileyim.
Tout ce que j'ai toujours voulu c'était aider les gens a découvrir la vérité, et c'est ce que je fais, mais il y a quand même des méchants qui gagne parfois, et alors je range ça au loin comme s'il ne s'était rien passé pour ensuite me sentir à nouveau heureuse.
Biliyorum artık eskisi gibi değiliz ama yine de arkadaşız.
Je sais que nous ne sommes plus vraiment liés, mais nous sommes amis.
Düşünüyordum da, belki aramız eskisi gibi olabilir.
J'ai pensé que nous pourrions faire comme avant.
Çocuklar artık eskisi gibi değil.
Les gamins ont changé.
Bu arada bir göz attım da eskisi kadar iyi değil.
J'y ai jeté un coup d'œil, au fait. Ce n'est pas si bon que ça. Pas comme ce qu'il avait l'habitude de faire.
Belki de eskisi gibi anlayışsız bir pislik değildir artık.
Peut-être qu'il n'est plus le salaud antipathique qu'il était.
Bir kaç yıl önce belimden ameliyat olmuştum sonra hiç eskisi gibi olamadım.
J'ai été opéré du dos, il y a deux ans, et les choses n'ont plus jamais été pareilles.
Eskisi gibi hedefi tutturamıyorum.
Je vise moins bien qu'avant.
Demek istediğim Paracelsus eskisi gibi, ölümleri mi hazırlıyor?
Paracelsus les accumule comme avant?
Eskisi kadar değil.
Plus autant maintenant.
Dışarıdan da eskisi gibi destek göremiyorsun.
Vous n'avez pas les mêmes soutiens dehors qu'autrefois.
İşler eskisi gibi değil tabii.
Ça ne sera pas comme avant.