Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ F ] / Fasülye

Fasülye перевод на французский

107 параллельный перевод
Sana yiyecek bir şeyler getirdim, biraz fasülye ile dolu bir matara.
Je t'ai apporté des choses. Un repas, des haricots et une gourde.
- Biraz fasülye, biraz da... Ve domates çorbası.
- Des haricots... et de la soupe de tomates.
Dört kutu fasülye ve domates çorbası, üç kutu közlenmiş acı biber istiyoruz.
Il veut quatre boîtes de haricots et de soupe et trois de chili.
"Bilinmeyen kişiler,"... duvarda delik açıp "makarnalı fasülye" çaldılar.
Des perceurs de murailles s'emparent d'un plat de pâtes aux pois chiches.
- Peki fasülye?
- Pas de haricots?
Shizu, biraz kırmızı fasülye pilavı yaparak kutlama yapalım.
Shizu, fêtons cela en faisant du riz aux haricots rouges.
Ter odasında konserve ya da çömlek içindeki yiyecekler yasaktır konserve meyve ve fırında pişirilmiş etsiz kuru fasülye dışında.
Je vous rappelle que les conserves sont interdites dans cette salle, sauf les fruits et les haricots sans viande.
gel otur hadi... fasülye çorbası, hala sıcak
Assieds-toi. Soupe d'haricots rouges.
Bir fasülye ziyafeti istiyorum
Je veux un festin!
Teneke kutularda konserve fasülye yersin,... haftanın beş günü ofisindeki kanepede uyursun.
Tu manges des haricots en boîte, tu dors sur le sofa de ton bureau toute la semaine.
- Ben fasülye istiyorum.
- Passe-moi les haricots.
Firmanın satılık 200.000 çeliği var. Bir milyon Büyük Mavi. 350.000 domuz ve fasülye.
On est vendeur sur 200000 Acier, 1 million d'IBM, 350000 Porc.
Haydi parti yapalım fasülye şekerim.
Ça va, chérie?
O fasülye kafalılardan kaçının senin fare çizgili paltolarından giydiğini bilmek isterdim.
tous ces cadres de Boston avec leurs manteaux doublés en poil de rat!
Döndü ve gülümsedi. Küçük pişmiş fasülye dişleri ile.
II se retourne et rit... de ses petits haricots cuits.
- Fasülye ve mısırların ızdırabı adına! - Konuşabiliyorsun! - Goo.
Saperlipopette, tu sais parler!
Şey, uh, fasülye İsrail`in en temel ürünüdür.
La fève était un produit de base chez les Israélites.
Pirzola, sebzeli yengeç bezelyeli karides, fasülye filizi ve tavuk ve senin en sevdiğin, pirzola ve pelesenk armutundan çorba.
Des travers de porc, du crabe aux légumes, des crevettes aux petits pois, du poulet aux germes de soja, et ton plat préféré, des travers de porc dans une soupe au melon amer.
Rosto, yeşil fasülye ve de ismi şöyle birşey... [br] Jell... O.
Rôti, haricots verts et un dessert appelé "Jell-O".
- 70'leri tekrar yaşadığımızı biliyordum, adamım, ama... bu tamamen fasülye çantaları veya lav lambaları kadar uçuk bir fikir.
Je sais que les années 7 0 reviennent en force, mais je ne m'attendais pas... à ce que ce soit à ce point là.
Bu da ne? Fasülye salatası mı?
"Bibine salade"?
Ne istersin Fran? Biraz sıcak fasülye çayına ne dersin?
II te faut un bon thé de haricots bien chaud.
Bu ailenin her bir üyesi, bu fasülye tanesi gibidir
Chaque membre de la famille est comme ce petit haricot.
Bu pirinç, bunlar fasülye, bu yağ, yemek yağı tabii ki şeker, sabun, banyo sabunu, hatta bir diş macunu bile olması lazım.
Ça c'est le riz, les haricots, ça c'est l'huile, l'huile de cuisine bien sûr. Le sucre, le savon, la lessive, et il doit aussi y avoir du dentifrice.
- Fasülye.
Des haricots..
- Pirinç ve fasülye.
Du riz et des haricots.
Ben İngiltere'de hiç fasülye yemedim.
Je n'ai jamais mangé de haricots en Angleterre.
Fasülye yemek istemedim.
Je n'en voulais pas.
" Fasülye istemiyorum.
Je disais : " Je ne veux pas de haricots.
- Fasülye...
- des Haricots...
teşekkürler ah hayır hayır fasülye almam.
Merci Non, non... Je ne mange pas de haricots
Lima fasülyesi, siyah fasülye, benekli fasülye, o pislikten yemem.
Haricots beurre, haricots plats, haricots rouges, je ne mange rien de ce genre
Birçok şey, ama en iyisi "tava" diye bilinen bir fasülye çeşididir.
Plusieurs choses, mais ils sont surtout connus pour un haricot appelé tava.
Gidelim. Annem mis gibi fasülye çorbası yapmış.
Allons-y, maman a fait de la soupe aux haricots.
Fasülye ezmeli çorba pişirdik, istersen bize bir uğra.
On a fait de la soupe de soja, passe faire un tour si t'en as envie.
Kalbimde sevgi, ocakta fasülye oh, bir de maddi durum araştırması yaptım.
Tout l'amour de mon coeur, du chili au four, oh, et j'ai regardé les comptes que tu m'as demandés.
... ve Jack daha önceden belirtilen hırsızlık, ayartma ve ihlal suçlarına dünyadaki son fasülye bitkisini de biçerek, cinayet ve çevre terörü fiillerini de eklemişti. Ve tüm dev çocukları yetim kalmıştı. Fakat bütün bunlar yanına kar kaldı.
Jack trancha ce qui était la dernière tige à haricot du monde ajoutant meurtre et terrorisme écologique aux chefs d'accusation, de vol, subornation et effraction déjà mentionnés, privant aussi les enfants du géant de leur père.
Acılı fasülye yaptım.
J'ai fait du chili.
# Bana dürüm, biraz fasülye ve pilav alabilirsin #
# M'acheter un burrito et du riz aux haricots #
Beni o aptal fasülye torbası silahı ile mi vuracaksın?
Me tirer dessus avec ton flash-ball?
Fasülye torbası bende!
J'ai ta cartouche!
Bütün çocuklar bana Büyüme Atağı Geçiren Bert, Bert Atağı Fasülye Sırığı Bert, Bert Fasulye Sırığı, Sock Fasulye Sırığı diyordu.
Tous les gamins ont décidé de m'appeler... Bert la grande giclure ou Bert la giclure, Bert la tige, Bert germe de soja, Sock la tige de haricot.
- Peynir soslu fasülye de neymiş?
Attends, c'est quoi, une fève gonzola?
Fasülye.
Des haricotsi
Makarnalı fasülye.
Des pâtes aux pois chiches.
Fasülye çorpası!
Soupe d'haricots rouges.
Keşke havyar yerine fasülye sipariş etseydik.
Les haricots étaient préférables au caviar.
Her zaman fasülye olmak zorunda mı?
- Non, merci.
Bizimle fasülye çayı iç.
Viens boire du thé de haricots.
- Pirinç, fasülye.
Riz, haricots.
Şu fasülye çantaları ile hokkabazlık yap.
Jongles avec ces sacs de haricots.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]