Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Geliyorlar

Geliyorlar перевод на французский

6,196 параллельный перевод
Odana mı geliyorlar, Mercy?
Elles viennent à toi dans ta chambre, Mercy? - Elles?
Hırstan gözleri o kadar körleşti ki tehlikeli iş koşullarını bile görmezden geliyorlar.
Ils étaient tellement aveuglés par la cupidité, qu'ils ont ignorés les conditions de travail dangereuses.
- Peki bu noktaya nasıl geliyorlar?
Comment arrivent-ils ici?
Seni öldürmeye geliyorlar, buna izin vermeyeceğim.
Ils sont venus pour te tuer, mais je ne vais pas les laisser faire.
Pekâlâ Chris. İşte geliyorlar. Yaptığımız provaları unutma.
Souviens-toi de notre entraînement.
Hepsi sanki izlediğimizi anlamış gibi harekete geçtiler. Sana doğru geliyorlar.
Ils sont équipés comme dans la vidéo de surveillance et ils bougent dans votre direction.
- CIA'yle buluşmaya mı geliyorlar?
Pour rencontrer la CIA?
İşi bitirmeye geliyorlar.
Ils viennent pour finir le travail.
- İşte geliyorlar.
- Ils arrivent.
Elena. İtfaiyeciler yanına geliyorlar.
Elena, les pompiers arrivent.
Buraya geliyorlar. - Portland'a.
Ils arrivent... à Portland.
Îsteki kızlar üzerime çok geliyorlar
Les filles au travail m'ont vraiment fait la vie dure.
Geliyorlar, kızımdan faydalanıyorlar ve kalbini kırıyorlar.
mais l'école nous a fait "Vous êtes un homme bon, Charlie Brown" Donc j'ai joué Lucy comme Mr.
Roman soyundan geliyorlar.
Ils descendent des Rom.
Tüm insanlar buraya onlara lezzetli bir şeyler verdiğim için geliyorlar.
Tous les gens sont présents à l'écoute de mes goûts et avis.
* Gri bulutlar tepelerin ardından geliyorlar *
♪ Des nuages gris roulent sur la colline ♪
Galiba Fransızlar sonunda bu akşam geliyorlar öyle mi?
Les Français arrivent ce soir si je comprends bien?
Benim için geliyorlar!
Ils viennent pour moi!
Benim için geliyorlar! - İyi misin canım?
Ça va, ma chère?
Bu arada yolda geliyorlar.
Qui, comme par hasard, sont en chemin.
- Şimdi olmaz. Geliyorlar.
- Pas maintenant, ils arrivent.
Şimdi geliyorlar.
Ils arrivent maintenant.
Dur! - Geliyorlar!
- Ça arrive!
Geliyorlar.
Ils arrivent.
Her taraftan geliyorlar.
Ils viennent de partout!
Birlikte ne anlama geliyorlar?
Que signifient-ils ensemble?
Nereden geliyorlar?
D'où viennent-elles?
- Geliyorlar.
Ils arrivent.
Her yerden geliyorlar Stephen.
Ils sont de partout, Stephen.
T., az önce Topher aradı. 5 dakikaya geliyorlar.
Topher vient d'appeler il y a 5 minutes.
Sabah püskürttüğünüz askerler, Montmorency Şatosundan geliyorlar.
Les soldats que vous avez repoussés ce matin venaient du château de Montmorency.
Sadece Valentine için değil, sakladığı insanlar için de geliyorlar.
Ils ne venaient pas juste pour Valentine. Ils viennent pour les gens qu'ils cachent aussi.
Salı günü geliyorlar.
Ils arrivent mardi.
Gece geliyorlar.
Ils viennent la nuit.
Ayrıca, ayaklarımın ikiside aynı boyda değil, ve sivrisinekler denizanası ısırığının peşinden geliyorlar.
En plus, mon pied fait le double de sa taille normale, et les moustiques sont vraiment attirés par ma piqûre de méduse.
Bayan Lansing ile Reese sizi görmeye geliyorlar.
Reese et Mme Lansing viennent vous voir.
- Buraya mı geliyorlar? - Evet.
Ils descendent ici?
- Hayır, buraya geliyorlar.
Non, ils arrivent.
Her gün evime kadar arabayla geliyorlar.
ils patrouillent devant la maison tous les jours.
Eski dostlarımız şehre geri geliyorlar.
Un de nos anciens amis revient en ville.
Neden insanlar bu işe geç geliyorlar ki?
Pourquoi les gens arrivent-ils tard?
Geç geliyorlar çünkü ne istediklerini biliyorlar.
Les gens arrivent tard parce qu'ils savent ce qu'ils veulent.
- Ayrı ayrı geliyorlar.
- Ils viennent séparément.
Düğüne geliyorlar.
Ils viennent au mariage.
İşte geliyorlar!
Whoo! Les voilà!
Saglam geliyorlar
Ils vont attaquer.
İçimdeki minnacık bir çiftlikten geliyorlar.
et proviennent d'une petite ferme à l'intérieur de mon corps.
Geliyorlar.
C'est eux!
Geliyorlar!
Ils arrivent!
- Çabuk geliyorlar!
Vite, ils arrivent!
Arka taraftan da geliyorlar!
Il y en a plus derrière!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]