Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Gerek yoktu

Gerek yoktu перевод на французский

2,577 параллельный перевод
Bunu yapmana gerek yoktu.
Il fallait pas.
Teşekkürler. Yapmana gerek yoktu ama teşekkürler.
- T'étais pas obligé, mais merci.
Söylemesine gerek yoktu.
Il n'a pas eu à le faire.
Buraya gelmek için işini bırakmana gerek yoktu.
Tu n'avais pas besoin de quitter ton travail pour venir.
Beni getirtmek için alarmı çalıştırmana gerek yoktu.
Vous n'aviez pas à déclencher le système d'alarme pour me faire venir.
Bana akşam yemeği getirmene hiç gerek yoktu.
Tu n'as pas besoin de m'emmener dîner ce soir.
Endişelenmene gerek yoktu.
Pas besoin de l'être.
Teşekkür ederim. Bunu yapmana gerek yoktu.
Merci, mais ça pouvait attendre.
Verdiğin kiloları tekrar alacağını ve tekrar gelip dandik kiyafetlerini isteyecegini düşünmek için kahin olmaya gerek yoktu
Pas besoin de boule de cristal pour savoir que tu reprendrais tes kilos et que tu viendrais les rechercher.
Bunu eklemeye gerek yoktu. Özür dilerim.
- C'était un détail inutile.
Artık intikam fantezimizi daha fazla oynamamıza gerek yoktu bu birlikte takılamayacağımız ve eğlenemeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Même si on peut plus faire un jeu de rôle sur notre revanche, on peut toujours sortir un peu et s'éclater.
Gerek yoktu, teşekkür ederim.
merci.
Gerek yoktu.
La blessure n'est pas si sérieuse.
Beklemene gerek yoktu, uyusaydın. Bir telefon bile etmedin, nasıl uyuyayım? Na Yoon'la mı birlikteydin?
Vous saviez que c'était Na Yoon? mais j'ai aussi tendance à savoir des choses que je ne devrais pas.
Benim de araya girmeme gerek yoktu.
Vous voyez pas que je goutte? C'est quoi l'urgence exactement?
- Bunun için büyük bir toplantı yapmamıza gerek yoktu.
- Pas besoin de faire un conclave.
Bilmeme hiç gerek yoktu.
- J'ai jamais éprouvé le besoin de savoir.
- Peki, bu kadarına da gerek yoktu.
- Je ne veux rien savoir.
Şirketinize söylediğim gibi buraya kadar gelmenize gerek yoktu.
J ´ ai très clairement indiqué à votre bureau qu'ìl était inutile de vous déplacer.
- Tanrım ya, denyoluk yapmana gerek yoktu. - Aptal olma sen de.
Ne sois pas mufle.
Buna gerek yoktu.
- C'est pas justifié.
Kusura bakma, bunu duymana gerek yoktu.
Désolée, tu n'as pas envie d'entendre ça.
Ta buraya kadar gelmene gerek yoktu.
Tu n'avais pas à rouler tout ce chemin ici.
Bunu yapmana gerek yoktu.
T'étais pas obligé.
Gerçek şu ki soru sormama gerek yoktu. Çünkü olanları zaten biliyorum.
En réalité, je n'avais pas besoin de lui demander, car je sais exactement ce qui s'est passé.
Bunu bilmeme gerek yoktu.
Je préfère ne pas savoir.
Porno filmiymiş gibi belirtmene gerek yoktu.
On se croirait dans un porno.
Seni görmek her zaman güzel ama benimle buluşmak için buraya kadar gelmene gerçekten gerek yoktu.
Je vous apprécie beaucoup, mais il était inutile de venir jusqu'au Mark.
İdam için burda olmasına gerek yoktu.
Il n'avait pas besoin d'être là pour l'exécution.
Kimsenin zorlamasına gerek yoktu Jimmy.
Je n'ai pas eu le choix.
Parçaları bir araya getirmek için Columbo olmama gerek yoktu.
Pas besoin d'être Columbo pour comprendre.
Yardımın için teşekkür ederim. Yardım etmene gerek yoktu, ben başımın çaresine bakabilirdim
Je devrais vous remercier, mais j'allais bien.
Zahmet etmenize gerek yoktu.
Il ne fallait pas.
Yukarı gelmenize gerek yoktu.
Il n'était pas nécessaire de venir.
O kadar yolu gelmene gerek yoktu.
Tu n'avais pas à faire tout le voyage jusqu'ici.
Clay'i boğmaya çalışmana gerek yoktu.
Tu n'avais pas à essayer de noyer Clay.
Bunu yapmana hiç gerek yoktu.
Tu n'étais pas obligé de faire ça.
Gelmene hiç gerek yoktu.
Tu sais t'étais pas obligé de venir avec moi.
Bir şeylerin döndüğünü anlamak için dahi olmaya gerek yoktu.
Pas besoin d'être un génie pour se rendre compte qu'il se passe quelque chose
Hiç gerek yoktu.
C'était inutile.
Parlatıcı sadece. Dudak parlatıcısı. Benim için bu kadar parlamana gerek yoktu.
C'est un gloss que je porte un glosse a lèvre hé bien, vous n'aviez pas besoin de vous faire toute glossy pour moi ou le deviez vous?
- Bunu yapmana gerek yoktu.
Eh bien, c'était déplacé.
Bu kadar uğraşmaya gerek yoktu Daniel.
T-tu, hum, tu rend ça inconfortable pour moi, Daniel.
- Söylemene gerek yoktu.
Je le savais déjà.
Gerçekten, bence bütün arkadaşların tamamen harika, iyi ve eğlenceli gözüküyorlar, bu yüzden sakin ol. Onu söylemene gerek yoktu.
Sérieusement, tes amis ont l'air totalement géniaux, sympas et marrants, donc détends-toi.
Buna gerek yoktu.
Inutile.
3 haftadır bu aramaları alıyorum ve söylemem gerek Monica'yla yakın bir ilişkimiz filan yoktu.
Je reçois ce genre d'appels depuis trois semaines, mais sachez que je n'avais aucun rapport avec Monica.
El sürmeme gerek de yoktu.
Je n'en ai pas eu besoin
Bunu görmeme gerek yoktu.
Je n'avais pas à voir ça.
- Gerek yoktu.
Je n'en avais pas besoin.
Kargaşa yaratmana gerek yoktu.
Pas besoin de tout ce bordel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]